Fotoğrafçı Saida Bouna’dan kuşların doğal dünyasına sanatsal bakış
Kuşların doğal yaşamını sanatsal bir tutku ve uzmanlıkla belgeleyen Faslı fotoğrafçı Saida Bouna, çalışmalarıyla doğanın gizli güzelliklerini ortaya çıkarırken, çevreyi koruma sorumluluğunu da taşıyor.

RAJA KHAYRAT
Fas- Fotoğraf sanatçısı Saida Bouna, kuşları doğa koruma alanlarında ve tatil köyleri çevresindeki yaşamlarıyla birlikte çocuksu bir tutkuyla, fakat bir uzmanın keskin bakışıyla görüntülüyor. Her karesinde doğaya duyduğu hayranlık ve sanata olan bağlılık hissedilen Saida Bouna, yalnızca kuşları değil, onların yaşadığı çevrenin zarafetini de gözler önüne seriyor. Doğanın en ince detaylarını yakalama yeteneğiyle öne çıkan Saida Bouna, her kuşun kendine özgü sırlarını keşfe çıkar gibi çalışıyor. Bu anları estetik ve duygusal bir incelikle fotoğraflarına yansıtarak, doğanın büyüleyici yönlerini izleyiciyle buluşturuyor. Saida Bouna’nın çalışmalarında belgelemenin ötesinde güçlü bir anlatım dili var. Doğaya olan ilgisini sanatsal bir bakışla birleştiren sanatçı, izleyiciye hem görsel bir şölen hem de içten bir deneyim sunuyor.
Fotoğrafçılığa tutkuyla bağlı
Fotoğrafçı Saida Bouna, 2019 yılında profesyonel olarak yaban hayatı fotoğrafçılığına başladı. Ancak fotoğrafçılıkla ilişkisi çok daha önceye dayanıyor. Saida Bouna, “Fotoğrafçılıkla ilişkim, yıllar önce, 2004 yılında ilk fotoğraf makinemi aldığımda başladı. Genel olarak fotoğrafçılığa tutkuyla bağlıydım. Yaban hayatı fotoğrafçılığı bir uzmanlık süreci gerektiriyor. Bir yaban hayatı fotoğrafçısı, fotoğrafçılık sanatında önceki aşamalardan mutlaka geçer, çünkü bu, korunan alanlara ve doğal ortamlara gidip canlıları fotoğrafik açılardan aramadan önce ustalaşılması gereken deneyim ve teknikler gerektirir” diyor.
Anı durduruyor
Yaban hayatı fotoğrafçılığı, hayvanların ve kuşların doğal ortamlarında fotoğraflarını çekmenin yanı sıra, onların yiyecek arama, çiftleşme, yavrularına bakma gibi davranışlarını gözlemlemeyi kapsar. Saida Bouna, bu tür fotoğrafçılığın, canlılara müdahale etmeden, uzaktan ve dikkatli bir şekilde takip ederek yaşamlarına dair ayrıntıları yakalamak anlamına geldiğini söylüyor. Ona göre bu süreç, “anları ölümsüzleştirmek” ve belirli bir bakış açısından zamanı durdurarak kayda geçirmek gibidir. Saida Bouna, fotoğrafçının tarzını diğerlerinden ayıranın da bu yaklaşım olduğunu vurguluyor.
‘Keşif dolu bir yolculuk’
“Fotoğrafçılık, başlı başına bir sanat formu olmasının ötesinde, manevi ve keşif dolu bir yolculuk” diyen Saida Bouna, “Bu yolculuğun sırlarını ve güzelliklerini, ancak bir kamerayı sırtlayıp vahşi doğaya çıkan, doğadaki canlıları arayan ve bunun getirdiği tüm risklere, zorluklara göğüs geren biri gerçekten anlayabilir” ifadelerinde bulunuyor.
Fotoğrafçılık tekniklerine de değinen Saida Bouna, profesyonel ekipman ve hazırlığın önemini şöyle anlatıyor:
“Yüksek kaliteli, profesyonel bir kameranız olmalı ve 300 mm, 400 mm, 500 mm ve üzeri zoom lenslerle fotoğraf çekmelisiniz. Ayrıca profesyonel fotoğrafçılık tekniklerine ve kendinizi nasıl kamufle edeceğinize de aşina olmalısınız, çünkü hayvanlar yaklaşan tehlikeyi uzaktan hissederler.”
Yıllarını bu çalışmaya adadı
“Nerede olurlarsa olsunlar, yanımda bir kamera olmadan ve kuşları takip etmeden yaşayamam” sözleriyle konuşmasına devan eden Saida Bouna, “Hayatımın yıllarını verdiğim bu yolculuk, benim için sadece bir fotoğrafçılık tutkusu değil; zamanla evrilerek, etrafımızdaki evrenin sırlarını keşfetme ve şifa bulma sürecine dönüştü. Yalnız kaldığımda doğanın nabzını dinler, yüksek bir ruh haliyle geri dönerim. Kadınlar doğayla daha derin bir bağ kurar ve bu bağ, giderek hızlanan ve gürültülü hale gelen hayata devam edebilmemiz için gerekli enerjiyi sağlar” sözlerine dikkat çekiyor.
Aynı zamanda çevreyi koruyor
Fotoğrafçılık süreci, yüksek yerlerden düşme gibi kaçınılmaz tehlikeler içerir. Fotoğrafçılar, çevrelerini görmezden gelerek hedeflerine odaklanır; bu durum tüm profesyonel yaban hayatı fotoğrafçıları için yaygındır. Saida Bouna, yaban hayatı fotoğrafçılığının gençlere anlamlı ve eğitici mesajlar verdiğine inanıyor. Bu sayede gençler, canlı organizmalarla, doğal yaşam biçimleriyle ve kirlilikten uzak ortamlarda hayatta kalmak için gerekenlerle tanışıyor. Saida Bouna, yaban hayatı fotoğrafçılarının görevini sadece doğanın güzelliğini yakalamakla sınırlı görmüyor; çevreyi korumak ve canlıların yaşama hakkını savunmak gibi büyük bir sorumluluk taşıdıklarını vurguluyor.
“Souss-Massa bölgesinde (güney Fas) bir koruma alanındayken, bacağında sembol bulunan halkalı bir flamingo gördüm ve fotoğrafını çektim” diyen Saida Bouna, “Biraz araştırma yaptıktan sonra, flamingonun 44 yaşında olduğunu ve üzerindeki sembolün Fransa’dan geldiğini, böylece kuşun tarihi ve yaşı hakkında bilgi edindim. Fransa’daki yetkili makamlarla iletişime geçtim. Flamingonun fotoğrafını ve elde ettiğim bilgileri gönderdim. Yetkililer, flamingonun otuz yıldır görülmediğini ve öldüğüne inandıklarını söyledi. Bu durum, bana Fransa’daki genç flamingoların halkalanma çalışmalarına katılmam için bir davet gelmesini sağladı. Doğada karşılaştığım bu tür detayların, uzmanlar ve araştırmacıların kuşları, geçim kaynaklarını ve göç yollarını takip etmelerine önemli katkı sağladığını düşünüyorum” diyor.
Canlıların yaşam hakkını savunuyor
Saida Bouna, bir yaban hayatı fotoğrafçısına benzetiliyor. Özellikle giyim ve kamuflaj yöntemleri açısından avcılarla benzerlikler taşıyor. Ancak önemli bir fark var: Avcının aksine, Saida Bouna güzelliğin ve yaşamın koruyucusu olarak, canlıların güvenli ve sağlıklı bir doğal ortamda yaşama hakkını savunuyor. Tüfeğini taşıyan avcının aksine, çektiği fotoğraflarla canlıların varlığını sonsuza dek yaşatıyor. Bu yüzden yaban hayatı fotoğrafçılarını, doğanın gizli sırlarını ortaya çıkaran ve çevresel tehlikelere karşı koruma görevini üstlenen güzelliğin ve yaşamın yaratıcıları olarak görüyor. Saida Bouna, kendisini diğer kadın yaban hayatı fotoğrafçılarıyla birleştiren şeyin, fotoğrafçılığa olan tutkusu ve sorumluluk bilinci olduğunu; her birinin yaban hayatının farklı ayrıntılarını kendi özgün dokunuşları ve bakış açılarıyla yakaladığını söylüyor.