“Bu topraklar bizim” diyen 67 yaşındaki Necah Xelîl’den direniş sözü
Türkiye’nin saldırılarına tepki gösteren Didara köyü sakinlerinden 67 yaşındaki Necah Xelîl, “Bu topraklar bizim topraklarımız. Evimde ölsem de buradan çıkmayacağım, direneceğiz” dedi.
SORGUL ŞÊXO
Hesekê – Türkiye’nin saldırıları altında Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan sivil yurttaşların verdiği direnişin önemi büyük. Hele ki topraklarına ve köylerine bağlılıkları ise insanı kendisine hayran bıraktırıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê Kentine bağlı Til Temir ilçesinin kuzeyinde bulunan Dirdara köyünde herkes bombardımanlara şahit olmuş. Ne kadar bombardımana maruz kaldığını duymayan görmeyen kalmamış. Bu köyde evler yerle bir edildi, camileri bombalandı ve hala tarlalarda patlamayan bombalar var. Halka hizmet eden Halk Meclisi ve Belediyesi de bombalandı, yıkıldı. Ağır silahlarla veya obüslerle yapılan bombardımanlar sonucunda onlarca koyun katledildi ve bu saldırılarda doğaya da zarar verildi.
Hayvanlarını otlatamıyorlar
Köyde siviller, yaşlısıyla, kadınıyla, çocuğuyla ve erkeğiyle tüm zorluklara karşı direnmeye devam ediyor. Köyde kalanların hepsi hayvan sahibi ve hayvanları otlatma konusunda zorluklar yaşıyorlar. Her ne kadar bu köyde yaşayan siviller bombardıman yüzünden ne zaman yaşamlarını yitireceklerini bilmeseler de bahçelerine sebzeler bahçeleri yapmışlar. Olası bir kuşatmada tüketecekleri yiyeceklerinin olması için böyle bir adım atmışlar. Dirdara köyünde hasta eşi ve kızıyla birlikte yaşayan 67 yaşındaki Necah Xelîl, konuya ilişkin ajansımıza konuştu.
Ev ile tarla arasında bir yaşam
Köyün saldırılar öncesi nasıl olduğunu anlatarak konuşmasına başlayan Necah Xelîl, “Tarım ile geçimimizi sağlıyorduk. Bu yüzden de en çok buğday ve arpa ekiyorduk. Savaştan önce güzel bir yaşamımız vardı ve her zaman mutluyduk. Ancak işgalden sonra bu durum değişti. Evler yıkıldı. Siviller bombardıman altında yaşayamaz bir duruma geldi. Köyün yukarısındaki evlerin hepsi neredeyse yıkıldı. Siviller zarar gördü. Öyle bir duruma geldik ki bombalar bize gelmesin diye bazen tarlalarda bazen de evlerde kalıyoruz” dedi.
İki yıldır elektriksizler
Birçok bomba parçasını köyden topladıklarını ifade eden Necah Xelîl, “Gidip gelen araçların zarar görmemesi için çok sayıda bomba parçaları topladık. Köy halkı bölündü. Bir kısmı hayvan sahibi köydeler. Bir kısmı göçmen kamplarında ve bir başka kısmı da akrabalarının yanına yerleşti. Bizlerde burada bu duruma bir çözüm bulunması ümidiyle kaldık. Birkaç baş hayvanım vardı. Ancak yeşillik az olduğu için onları sattım. İçme ve diğer suyu komşularından alıyorum. Eskiden köyde elektrik vardı ama bombardıman nedeniyle kablolar yırtıldı. Yaklaşık iki yıldır elektrik yok” diye belirtti.
“Kendi evimde ölürüm”
Ramazan Bayramını köyde geçirdiğini anlatan Necah Xelîl, “Üç ay köy dışında kaldım ancak nefesim kesiliyordu. Bu yüzden köyüme dönmek istedim. Türkler gelip beni evde de katletseler evimden çıkmayacağım. Kendi evimde ölmeyi tercih ediyorum. Biz köyde kalanlar bayramı birlikte kutladık. Kimisi akrabalarını ziyarete gitti kimisi ise burada kaldı. Savaş olmasaydı burada bayram çok güzel geçerdi. Ancak ne zaman bombardıman başlayacak psikolojisi içinde yaşıyoruz. Çocuklarım ve torunların bayram günü gelip bende kaldılar. Sabah mezarlığa gittiler” diyerek bayramın çocuklarla güzel olduğundan bahsetti. Eşinin prostat kanserine yakalandığını da söyleyen Necah Xelîl, eşinin birkaç gündür köye geldiğini ve kendisi gibi kendi evinde ölmek istediğini ifade etti. Necah Xelîl, köydeki bir gününü dünyaya değişmeyeceğini dile getirdi.
“Topraklarımızı terk etmiyoruz”
Türkiye’nin aralıksız bir şekilde köyü bombaladığını söyleyen Necah Xelîl, “Köyden çıksınlar ve bizimle savaşmayı bıraksınlar. Bu topraklar bizim topraklarımız. Biz kimseden almadık bu toprakları. Evimde ölsem de buradan çıkmayacağım, direneceğiz. Tüm Türkiye’yi bize verseler de topraklarımızı bırakmayacağız” diye konuştu.