Nagihan Akarsel: Kadınlar kendi kaderini tayin etme hakkına sahiptir

Jineoloji Akademisi’nden Nagihan Akarsel, kadınların kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu belirterek, kadınların özgür bir düşünce ile her alanda gelişimlerini sağlaması gerektiğini belirtti.

TERZE TEHA

Süleymaniye – Kadınlar kendi gücüne güvenmeli ve kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olmalıdır. Kadınlar bu gün siyasetten sanata, ekonomiden ekolojiye birçok alanda yer alıyor. Binlerce yıllık erkek egemen sisteme karşı tarihten bu yana kadınlar önemli mücadeleler veriyor. Elbette bu sisteme karşı direnişin de ağır bedelleri oldu. Ortaçağ Avrupası’nda yüzyıllarca bilge kadınların katledildiğini biliyoruz. Evlere hapsedilen, bazı ülkelerde sünnet edilen, hakları gasp edilen, iradeleri tanınmayan kadınlar tarihten bu yana hep direniş halinde oldu. Rojava Devrimi’nde ise kadınlar tüm dünyanın korkuyla izlediği IŞİD’e karşı mücadelesiyle büyük bir başarı elde etti. Kadınlar şimdi tarihten aldıkları direniş mirası ile daha güçlü ve emin adımlarla yürüyor. Erkek egemen zihniyet ile mücadelesini sürdüren kadınlar birçok alanda yer alıyor.

“Özgür düşüncenin gelişimi için mücadele edilmelidir”

Ajansımıza konuşan Jineoloji Akademisi’nden Nagihan Akarsel, self determinasyonun (bir halkın coğrafi sınırlarını, politik durumunu veya kendi geleceğini diğer devletlerden bağımsız olarak kendisinin özgürce belirlemesi) kimliği, tarihi, toplumu, doğayı ve çevreyi kapsadığını ve bunun yanı sıra beş temel noktadan oluşan kadın kurtuluş ilkesinin gerçekleşmesini de içerdiğini belirtti. Nagihan Akarsel, ‘’Birincisi özgür düşünce, ikincisi düşünce özgürlüğü çalışması, üçüncüsü kadın özgürlüğü ideolojisi, o ideolojinin çalışmalarının örgütlenmesi ve koordinasyonuna yönelik pratik adım, dördüncüsü mücadele, bu üç adımdan sonra var. Özgür düşüncenin gelişimi için mücadele edilmelidir” dedi.

“Kendini yetiştiren kadın kendini yönetebilir”

Kadın özgürlüğünün önemine değinen Nagihan Akarsel, "Bir kadın özgür bir düşünceye sahipse kendi ve toplumun geleceği hakkında karar verebilir. Bir kadın kendini yetiştirirse, o kadın kendini yönetebilir, toplumu yönetebilir ve toplumsal sorunları çözebilir. Onun için bir kadın özgür bir zihne sahip olsa bile hedeflerine ulaşmak ve çalışmalarını ve planlarını düzenlemek için bir yola ihtiyaç duyar. Bir kadının kendi kendine yeterli ve kararlı olabilmesi için iki noktada çalışma yapılması gerekir. Birincisi; kadınların kendi kendine yeterlilikleri,  ikincisi ise bu iki noktanın eşit ve hızlı yönetilmesi gereken bir sistem” diye belirtti. 

“Öz farkındalık eksikliği önemli bir engel”

Bireysel düzeyde, empati, özveri, sıkı çalışma, organizasyon ve karşılıklı yardım ve bilgi alışverişinin gerekliliğinden bahseden Nagihan Akarsel, “Yaşanan sorunların düzeyi, kendi kendine eğitim ve öz farkındalık eksikliği, kitap, müzik, film ve sanat gibi alanlarda yaşanan düşünsel zayıflık kadınların gelişiminin önünde önemli bir engeldir" ifadelerinde bulundu.

“Ailelerde cinsiyet farkı olmamalı”

Nagihan Akarsel, örgütlerin kendi eğitimlerini yapmalarını isteyerek, sözlerine şöyle devam etti: “Kadın örgütleri, eğitim sistemi ve aile eğitimi, kadınların eğitim alabilecekleri üç merkezdir. Çocukları eğitmek için aile içinde cinsiyet farkı olmaması gerekir. Örneğin kızları doğduğunda plastik bebek veriyorlar ama oğulları doğduğunda silah veriyorlar. Örgütsel düzeyde, örgütlerin ne yapmaları gerektiğini ve ne yapmak istediklerini bilmeleri gerekir. Özellikle medyada cinsiyet eşitsizliği söylemleri kaldırılmalı. Örgütsel eğitim ve koordinasyon çok önemli ama mücadelenin kendine has bir yolu ve çözümü var. Örgütlerin çalışması gereken asıl adım kadınları eğitmektir, önce kadınlar kendilerini tanımlamalı sonra erkekleri eğitebilirler. Bir kadının iradesine sahip olabilmesi için her aşamada manevi eğitim, özgür düşünce ve korkusuzluk alması gerekir.”

"Alınan kararlar halkın çıkarına göre olmalı”

Nagihan Akarsel, kadınların kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu kaydetti. “Kadının her zaman kendi kimliği olmalı ve her karar kadının elinde olmalıdır” diyerek sözlerine devam eden Nagihan Akarsel, “Karar sadece partinin, siyasetin, ekonominin ve herhangi bir partinin çıkarına olmamalı, karar vatandaşın, toplumun ve halkın çıkarına olmalıdır. Eril aklın çıkarlarına dayalı verilen kararlar topluma ve doğaya hizmet etmez. Egemen sistem zihniyeti bireyci ve maddi menfaate dayalı kararlar verir” dedi.