Tunuslu aktivist: Sosyalizm kadınlara gerçek eşitlik getirecek

Kadın hakları savunucusu Hanan El-Mahcubi, kadınların siyasette ve toplumsal hayatta aktif rol alabilmesi için sadece yasal düzenlemelerin değil, farkındalık ve sürekli direnişin de şart olduğunu vurguladı.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Tunus’ta kadınların devrim yıllarında kazandığı siyasi görünürlük son yıllarda hızla geriliyor. Devrim sürecinde kamusal yaşamda aktif rol üstlenen kadınlar, bugün erkek egemen yapıların, ataerkil zihniyetin ve yasal gerilemelerin gölgesinde siyasetten adım adım çekiliyor. Kadın hakları savunucusu ve Tunus Sosyalist Partisi Genel Sekreter Yardımcısı ve kadın hakları aktivisti Hanan El-Mahcubi’ye göre, yalnızca yasaların varlığı kadınları korumaya yetmiyor; çünkü toplumun köklerine işlemiş erkek egemen zihniyet, kadınların sesini kısmakla kalmıyor, onların öncülük potansiyelini de bastırıyor.

Hanan El-Mahcubi, kadınlara yönelik her türlü şiddetin, siyasi şiddet dahil, sadece yasaların uygulanmasıyla engellenemeyeceğini; bunun için kadınların bilinçlendirilmesi ve direnişin sürdürülmesinin önemine dikkat çekti.

Hanan El-Mahcubi, Tunus’ta kadınların siyasi hayata katılımının gerilediğini belirterek, bunun hem yasal hem toplumsal engellerden kaynaklandığını ifade etti. Hanan El-Mahcubi, kadınların haklarını korumak için farkındalık çalışmaları, bütçelerde toplumsal cinsiyet perspektifinin gözetilmesi ve yasaların uygulanmasının şart olduğunu söyledi.

Hanan El-Mahcubi, ülkenin tarih boyunca kadınları siyasette ve sivil toplumda öncü rollerle desteklediğini; ancak devrim sonrasında, özellikle 2011-2014 seçimlerinde kadınların yoğun katılım gösterdiğini, son yıllarda ise kadınların liderlik pozisyonlarında ciddi bir düşüş yaşandığını kaydetti.

Toplumsal önyargılar

Kadınların siyasette karşılaştığı engeller arasında, toplumsal cinsiyet önyargıları ve erkek egemen zihniyetin etkisi olduğunu belirten Hanan El-Mahcubi, seçim yasalarının da kadınların siyasi katılımını sınırladığını vurguladı. Hanan El-Mahcubi, kadınların siyasette etkin rol alabilmeleri için öncelikle politik bilinçlenmenin şart olduğunu, yalnızca kadınların haklarını savunabileceğini ve bunun için bütçelerde toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımının önemli olduğunu ifade etti.

Yasalar uygulanmıyor

2017 yılında çıkarılan ve kadınlara yönelik şiddeti yasaklayan 58 sayılı kanuna değinen Hanan El-Mahcubi, yasanın kadın hakları mücadelesinin bir sonucu olarak çıktığını, ancak uygulanmadığını belirtti. Hanan El-Mahcubi kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için yasanın etkin şekilde uygulanması gerektiğini ifade etti.

Hanan El-Mahcubi, sosyalizmin sadece üretim araçlarının mülkiyetiyle sınırlı olmadığını, kadınların erkeklerle eşit şekilde her alanda yer almasını sağlayan kapsamlı bir sistem olduğunu, bu sistemin kadınlara adalet getireceğini sözlerine ekledi.

Çatışma bölgelerinde çifte şiddet

Suriye, Sudan, Gazze ve Yemen gibi bölgelerde kadınların maruz kaldığı şiddete de değinen Hanan El-Mahcubi, bu kadınların “çifte şiddet” yaşadığını ve yaşadıkları ihlallerin dünya tarafından duyulması gerektiğini belirtti. Kadınlara yönelik ihlallerin dijital medya ve diğer platformlarda görünür kılınmasının önemine işaret etti.

Gazze’deki “Direniş Filosu” olayına da değinen Hanan El-Mahcubi, uluslararası hukuka aykırı olarak gerçekleştirilen tutuklamaları kınadı ve İsrail’in sorumluluğunu vurguladı. Hanan El-Mahcubi, Tunus ve diğer ülkelerin diplomatik ve hukuki adımlar atarak bu ihlalleri protesto etmesi gerektiğine dikkat çekti.

Hanan El-Mahcubi, Tunus halkını ve özgür dünya halklarını, İsrail’in işgal ve ihlallerine karşı ortak bir mücadele yürütmeye çağırdı. Bu mücadelenin yalnızca Filistinlilerin değil, tüm özgür dünyanın görevi olduğunu ifade etti.