Pervin Buldan: Kürt halkını tanımayanlar kaybetmeye mahkumdur
Partisinin Îdir’deki kongresinde HDP’ye yönelik saldırıları değerlendiren HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP’nin sadece bir partiden ibaret olmadığına dikkat çekerek, “Kürt halkını tanımayanlar kaybetmeye mahkumdur” dedi.
Îdir – Halkların Demokratik Partisi (HDP) Îdir İl Örgütü, kentte bulunan bir düğün salonunda 4’üncü Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Yoğun katılımın sağlandığı kongre divan üyelerinin seçilmesinin ardından başladı. Kongrede konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, siyasi gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Barışa susayan bir coğrafya’
"Bu topraklar büyük acılar yaşadı, büyük bedeller ödedi ancak yaşanan her bir acıdan, ödenen her bir bedelden büyük dersler çıkarıldı. Bu coğrafya, bu topraklar barışa susayan bir coğrafyadır. Aynı zamanda demokrasiye, adalete, hakka, hukuka susamış ve bu ülkede yaşanan bütün zorluklara karşı mücadele veren bir coğrafyadır” sözleri ile konuşmasına başlayan Pervin Buldan, HDP olarak barış sağlanana kadar mücadelenin de süreceğini söyledi.
‘Her gün yeni bir saldırı ile karşı karşıyayız’
HDP’ye yönelik büyük bir saldırı olduğunun farkında olduklarını dile getiren Pervin Buldan, “HDP her gün yeni bir saldırıyla karşı karşıya kalan ama aynı zamanda demokratik siyasetten asla taviz vermeyen bir partidir. Bizimle siyaseten baş edemeyen ve siyaseten karşımıza çıkacak yüzleri olmayan bir iktidar olduğunun farkındayız. Bütün bunları yapamadıkları, için bizimle siyaseten baş edemedikleri için siyasi kumpaslarla karşımıza çıktıklarının farkındayız” şeklinde konuştu.
‘Habib Eksik Iğdır halkının iradesidir’
Pervin Buldan konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Kobanî Kumpas Davası, HDP Kapatma Davası, HDP bileşenlerine yapılan saldırılar, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’ın tutuklanması, milletvekili arkadaşlarımızın her gün her yerde demokratik siyaset yürütürken karşılaştıkları zorluk ve zorbalık aynı zamanda darp, işte Habip Eksik vekilimize yapılan saldırı gibi bir sürü engelleme, haksızlık ve hukuksuzluk… Habib Eksik Iğdır halkının iradesidir, ona yapılan saldırı hem Iğdır halkının iradesine hem de Kürt halkına ve HDP seçmenine yapılan bir haksızlıktır. Bir kez daha Habip Eksik vekilimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Dayanışma duygularımız her daim sürecektir.
‘Bir gider bin geliriz’
Haksızlık ve hukuksuzluk bu ülkede bir anlayış haline geldi. AKP-MHP bloğunun bütün bir siyasetini bu ülkede haksızlık ve hukuksuzluk yaparak yürüttüklerinin farkındayız. Cezaevleri HDP'lilerle dolu. Dünyanın hiçbir yerinde başka bir örneği olmayan her gün bir il ve ilçemize siyasi operasyonun yapıldığı, yönetici arkadaşlarımızın gözaltına alınıp tutuklandığı bir ülkede; cezaevinde demokratik siyaset yürüten Cumhurbaşkanı adayı olan milletvekillerimizin, eski Eş Genel Başkanlarımızın Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Gülten Kışanak, Sebahat Tuncel, Ayla Ata Akat’ın ve ismini sayamadığım yüzlerce arkadaşımızın cezaevinde olduğu bir dönemdeyiz. Dünyanın başka hiçbir yerinde böyle bir durum yoktur. Dünyanın başka hiçbir yerinde bu kadar baskı ve zulmün uygulandığı ama bütün bunlara rağmen demokratik siyasette ısrar eden, mücadele eden başka bir parti yoktur.
Biz öyle bir gelenekten geliyoruz ki bir gider bin geliriz, bin gider milyonlarla geliriz. Bu partinin kapatılma riski ile karşı karşıya gelen hatta kapatılan, yöneticileri genel başkanları işkencelerden geçirilen ama buna rağmen bu partinin kapısını kapatmayan milyonların olduğu gerçeğini hiç kimsenin unutmaması gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum.
‘HDP bir binadan ibaret değildir’
Şimdi gözlerini HDP’ye diktiler. Geçmişte partilerimizi kapattılar ama o partilerin yerine yenileri açıldı, daha da büyüyüp genişleyerek siyasetine ve mücadelesine devam etti. Onlar ‘HDP’yi kapatırsak HDP çalışmayacak. HDP’ye oy veren milyonlar evlerinde oturacak sadece seyirci olacak’ zannediyorlar. Onlar hayal dünyasında yaşamaya devam etsinler, HDP'nin kapatılmayacağını demokratik siyasetine devam edeceğini ve HDP’nin her anlamda ülke siyasetinde yer alacağını bu ülkeyi yönetenlere buradan bir kez daha iletmek istiyoruz. HDP sadece bir binadan ibaret değildir ki kapısına kilit vurduğunuzda kapatılacak bir parti haline gelsin.
Şimdi gözlerini HDP’nin aldığı hazine yardımına diktiler. Halkımızın vergileriyle bize verilen hazine yardımını bloke eden anlayışa bu kürsüden şunu ifade etmek isterim: Siz halkımızın ve milyonların iradesine asla bloke koyamazsınız, bu iradeyi asla engelleyemezsin, asla bizi demokratik siyaseten geri döndüremezsiniz. Biz geçmişte hazine yardımı alan bir parti değiliz, HEP’ten, DEP’ten, DEHAP’tan, HADEP’ten bugüne kadar gelen siyasi geleneğimiz hazine yardımı almadan büyüdü.
‘Hazine yardımını tekrar geri alacağız’
Bugün elde etmiş olduğumuz hakkı hukuka aykırı bir şekilde yasayı ve anayasayı çiğneyerek sarayın talimatıyla, AKP-MHP bloğunun ısrarıyla, MHP'li savcıların yazdıkları iddianamelerle ve bunları gerekçe göstererek hazine yardımımızı bloke edenler şunu bilsin ki biz o hazine yardımını tekrar geri alacağız. Bunun önünde hiçbir güç duramayacak çünkü bu bizim yasal ve anayasal hakkımızdır. Bunu gasp ettiğinizi ve AKP-MHP ittifakının bir gasp ittifakı olduğunu da biliyoruz. Bütün bu haksızlık ve hukuksuzlukların siyasi kararlar olduğunu ve asla hukukla ilgisinin olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Onların amacı HDP’siz bir Türkiye, parlamento yaratmak. Ama bunu gerçekleştiremeyeceklerini bizim HDP olarak her seçimde oylarımızın yükseldiğini ve daha güçlü bir şekilde seçimlerden çıktığımızı bilmelidirler.
‘Ya aydınlığı ya karanlığı tercih edeceğiz’
Önümüzde yeni bir seçim takvimi var. Türkiye’de en fazla 3-4 ay sonra yeni bir seçim gerçekleştirecek. Bu seçimle Türkiye'nin kaderi, tarihi ve yönetimi yeni bir anlayışla el değiştirecek. Bu tarihi kararda Türkiye halklarının, toplumunun önemli bir işlevi olacak. Bu sıradan bir seçim değil. Hepimizin gidip sadece sandıklara oy atacağı sıradan bir seçim değil, Hepimizin bu seçimlere ‘rejimin değişeceği, anlayışın ve yönetimin değişeceği, anti demokratik uygulamaların, haksızlıkların hukuksuzlukların biteceği, bitirileceği seçim’ anlayışıyla yaklaşması gerekiyor. Ya aydınlığı ya karanlığı tercih edeceğiz ya barışı tercih edeceğiz ya da faşizmi. 20 yıldır bu ülkeyi yönetenlerin ülkeyi getirdiği durumun aslında herkes farkında. Türkiye tarihi bu dönem olduğu kadar büyük krizlerle karşı karşıya gelmedi. Ekonomik krizin, siyasi krizin, sosyal krizin müsebbibinin AKP-MHP ittifakının olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Açlığın, sefaletin, yoksulluğun, talanın, haksızlığın ve hukuksuzluğunun müsebbibinin AKP-MHP ittifakının olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunun için yapılacak seçimler tarihi öneme sahiptir ve Türkiye halklarının geleceği açısından önemli bir seçimdir.
‘HDP kendi ittifakları ile birlikte adayını çıkaracak’
Herkesin gözü HDP’de yani bizde ‘aday çıkaracak mı çıkarmayacak mı, millet ittifakını destekleyecek mi desteklemeyecek mi?’ HDP’nin stratejisi yerel seçimlerdeki gibi mi olacak yoksa yeni bir hedefi mi var, yeni bir strateji mi belirlenecek? Dün Kars'ta bir açıklama yaptım, ‘HDP kendi adayını açıklayacak ve kendi adayıyla seçimlere girecek’ dedim dünden beri tartışılan tek mesele HDP’nin aday çıkarıp çıkarmayacağı meselesi. HDP niye aday çıkarmasın, HDP’in sizden ne farkı var? HDP bu ülkede bir irade değil mi? HDP bir siyasi parti değil mi, seçimlere girme hakkı var mı yok mu? Bu ülkeyi değiştirme ve dönüştürme iradesine sahip mi değil mi? Bütün bunları göz önünde tutarak bir kez daha ifade etmek isterim ki HDP kendi ittifakları ile birlikte adayını çıkaracak.
‘Bazılarının hayalleri alt üst olacak’
Emek ve Özgürlük İttifakı, kadın ittifakı, Kürt ittifakı, demokrasi güçlerinin ittifakıyla birlikte HDP'nin aday çıkarması elbette ki bazılarının hem hayallerini hem de ileriye dönük bütün bu yapacakları stratejiyi alt üst edecek. Şunu özellikle belirtmek isterim ki Kürt halkı ve dostlarına cezaevlerini ve mezarlığı reva görenler kaybetmeye mahkumdur. Kürt halkını siyasi bir irade olarak tanımayanlar, Kürt halkı ile birlikte yanındaki dostlarını, ittifaklarını, bileşenlerini bir irade olarak görmeyenler kaybetmeye her zaman için mahkumdur. İşte bu yüzden bir kez daha ifade etmek isterim ki HDP ilkeleri ve mücadelesini her zaman için ön planda tutan ve halkın gerçek anlamda kendi mücadelesini kendi direnişini kendi siyasetini her zaman için dikkate alan bir partidir. Halkların demokratik partisi bu ülkede bir iradedir, irade olmaya devam edecektir.
‘HDP’ye yapılan zulmü görün’
Özellikle AKP-MHP ittifakının başta Kürtler olmak üzere tüm demokrasi güçlerine, ötekileştirilenler, ezilenlere, yok sayılanlara karşı zulmünü, zorunu, baskısını ve şiddetini asla unutmayalım. Buradan AKP’ye oy veren Kürt kardeşlerime bir kez daha seslenmek isterim. HDP’ye yapılan zulmü, HDP’ye yapılan baskıyı, uygulanan şiddeti, HDP’yi demokratik siyasetin dışına atmaya çalışan anlayışı birkez daha gözlerinizin önünden geçirmeniz gerektiğini ifade etmek isterim.
‘Kendi yasalarını bile tanımayan bir anlayış var’
Kürt halkının birlikte ve beraberliğinin bu dönem ne kadar elzem olduğunu özellikle belirtmek isterim. Kürde her türlü haksızlığın, zulmün yapıldığı, savaş ve tecrit politikalarının bu ülkede bir anlayış haline geldiği bu dönemde savaşa karşı barışı, tecride karşı diyalog ve müzakereyi esas aldığımız bir anlayışı önemsediğimizi özellikle belirtmek isterim. Bugün tecrit sadece İmralı’da Sayın Öcalan’a karşı değil Türkiye’nin her yerinde bir anlayış haline gelmiştir. İmralı’da Sayın Öcalan üzerindeki tecrit bu dönemde daha da derinleştirilmiş ve ağır koşullarda ne aile ne avukat görüşü yaptırılmamaktadır. Bu haksızlık ve hukuksuzluğun AKP’nin keyfiyatı ile alakalı olduğunu biliyoruz. Kendi yasalarını bile tanımayan anlayış İmralı’daki tecrittin yaşanmasına sebep olmaktadır.
‘HDP bu ülkede bir fırsattır’
Bütün bunlara karşı elbette ki Türkiye'deki başta yapılacak seçimler ama onun dışında vereceğimiz mücadelenin, yapacağımız siyasetin ve çalışmaların etkinliklerin bu kapsamda ve bununla bağlantılı olarak daha da büyümesi gerekiyor. HDP bu ülkede bir fırsattır. Biz biliyoruz ki bizden başta bu ülkeye barışın, demokrasinin, adaletin gelmesini isteyen ve bunu sürekli dillendiren başka bir siyasi parti yoktur. Mesele Kürtler olduğunda diğer siyasi partilerin nasıl bir araya geldiğini görüyoruz. Milletvekilimizin dokunulmazlıklarının kaldırılması başta olmak üzere, savaş tezkerelerini genel kuruldan geçmesine kadar bütün meselelerde diğer siyasi partilerin nasıl bir araya geldiğini hepimiz görüyoruz. Yarın öbür gün diğer partilerden örneğin CHP’den, İYİ partiden ya da başka bir partiden bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması komisyona veya genel kurula geldiği zaman HDP ilkesel tavrını net olarak ortaya koyacak, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkacak. İşte biz bu kadar ilkeli ve bu ülkenin geleceğine dair, ülkenin geleceğinde yaşanacak demokratik gelişmelere dair ilkeli ve kararlıyız. Kimse bizi bu ilkeli tavrımızdan asla döndüremeyecek.
‘Hep birlikte kazanacağız, başaracağız’
Bugün burada olmaktan büyük bir onur duydum, sizlerle tekrar bir araya gelmekten büyük gurur duydum. Çünkü ben Iğdır'da 2 dönem milletvekilliği yaptım ve Iğdır halkıya 2 dönem boyunca acısıyla tatlısıyla iyisiyle kötüsüyle bir araya geldiğim uzun bir süre geçirdim. O yüzden Iğdır’ın benim yanımda büyük bir yeri ve anlamı var. Sizlere çalışmalarınızda üstün başarılar diliyoruz, yeni seçilecek arkadaşlarıma yeni çalışmalarında başarılar diliyoruz. Hep birlikte kazanacağımıza ve başaracağımıza yürekten inanıyorum. Bir kez daha hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum."
Konuşmaların ardından yapılan seçimde, Kader Öner ve Av. Yaşar Kalmış yeni eş başkanlar olarak seçildi.