HEDEP Eş Genel Başkanları: Kobanê kumpas davasında sistem yargılanıyor

HEDEP Eş Genel Başkanları, Kobanê Davası öncesi yaptıkları açıklamada, siyasi rehine olarak tutulan arkadaşlarının mahkemede IŞİD’i ve onun yaklaşımını sahiplenen sistemi yargıladıklarını belirtti.

Haber Merkezi- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Kobanê Davası öncesi Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki duruşma salonu önünde açıklama yaptı.

İlk olarak konuşan Tuncer Bakırhan, tutuklu siyasetçilerden DBP'nin eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in “Bütün dünyanın alkışladığı ancak sadece Türkiye’nin yargıladığı bir dava ile karşı karşıyayız” sözlerini hatırlatarak, İstiklal Mahkemeleri’nden bugüne kadar en kapsamlı kumpas davalarından biriyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Yargılananın demokratik siyaset olduğunu vurgulayan Tuncer Bakırhan, “Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Yargılanan Kürt halkının emeğiyle, canıyla elde etmiş olduğu mevcut durumun bozulmasına dönük bir yaklaşımdır” diye konuştu.

‘Arkadaşlarımız mahkemelerde bu sistemi yargılıyorlar’

Tuncer Bakırhan şunları ifade etti: “IŞİD karanlığıyla mücadele eden, IŞİD’in başta Orta Doğu, Suriye, Rojava olmak üzere oluşturmaya çalıştığı kadın düşmanı, insan düşmanı, demokrasi düşmanı yaklaşımı eleştirmek, bu karanlık karşısında demokratik siyaseti savunmak maalesef bugün burada bir dava konusu oluyor. Bugün 7 yılını doldurdu. Demokratik siyasetin çok değerli ve kıymetli temsilcileri yargılıyor. Yargılanmıyor, yargılanacak bir şey yok. Gerçekten arkadaşlarımız hep beraber takip ettiğimiz gibi bu kumpas davasını, bu anti demokratik davayı bu dolaylı olarak IŞİD’i ve onun yaklaşımını sahiplenen bu sistemi yargılıyorlar mahkemelerde.”

‘IŞİD karanlığını savunanların karşısında durmaya devam edeceğiz’

Bu kumpas davalarının kendilerini, kesinlikle başta Orta Doğu ve dünyanın herhangi bir yerinde hakkını ve hukukunu arayan, direnen ve buna karşı mücadele eden, demokrasiyi, özgürlüğü, kadın özgürlüğünü savunan bu davaları sahiplenmekten geri bırakmayacağını söyleyen Tuncer Bakırhan, “Biz dün olduğu gibi bugün de hem IŞİD karanlığına hem da karanlığı sahiplenen, savunan, IŞİD karanlığına öyle ya da böyle yol açan bu zihniyetin karşısında durmaya devam edeceğiz” dedi.

 ‘Kumpaslarla insanca yaşama talebimizi yok edemezsiniz’

Kobanê kumpas davasının 7 yılını doldurduğuna işaret eden Tuncer Bakırhan, “Bu kumpaslarla demokrasi ve özgürlük taleplerimizi, insanca eşit yurttaşlar olarak yaşama talebimizi yok edemezsiniz. Çare bu kumpaslar değil. Çare bu kumpaslarla oluşturulan bu davalar değil. Yeni bir yüzyıla giriyoruz, bu yeni yüzyılı kaybetmeyelim” diye konuştu.

‘Hüda Kaya ile mesaj verilmek istendi’

Eski HDP Milletvekili Hüda Kaya’nın da aynı dava kapsamında tutuklandığına işaret eden Tuncer Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Milletvekilliği yapmış, sürekli ifade vermek için savcılığa gitmiş, fakat bir türlü savcılık ifade almamış. İşin ilginç yanı tam Dünya Kobanê Günü’nde Hüda Kaya gözaltına alınıp tutuklanıyor. Şimdi de tek kişilik hücrede tutuluyor. Aslında 1 Kasım’da bu tutuklamanın olması da çok manidardır. Bir türlü Kobanê’de halklarıyla direnişiyle elde edilen bu statü kabul edilmedi. Demokratik siyasete Hüda Kaya aracılığıyla bir mesaj verilmek isteniyor. Bunu da kınıyoruz. Bu yüzyılda devrimcilerle sosyalistlerle ezilenlerle hak arayanlarla birlikte güçlü bir mücadele verecek bu davaları boşa çıkaracağımızı, bu davaların yok hükmünde olduğunu belirtiyoruz. Bu kumpas davalarını oluşturan bu anlayışın er ya da geç bu halkın gönlünde vicdanında mahkum olacağını bir kez daha belirterek selamlarımı iletiyorum.”

Tülay Hatimoğulları: Bu dava sivil bir darbedir’

Daha sonra konuşan Tülay Hatimoğulları da bu davanın tamamen AKP ve ortakları ile birlikte bu ülkede tesis edilmek istenen faşist otoriter rejimin kendi eliyle gerçekleştirdiği zamana yayılmış bir sivil darbe olduğunu söyledi. Türkiye tarihinde askeri cuntanın darbelerine çok tanıklık ettiklerini belirten Tülay Hatimoğulları, şunları kaydetti:

“Bir deneyimi daha yaşadık. Kobanê kumpas davasında Türkiye halkları olarak zamana yayılmış bir sivil darbe deneyimini yaşadık. Kobanê bir direnişti. Kürt halkı için değil, bölgede yaşayan Arap, Êzidî, Türkmenler için çok büyük bir tehlikeydi. IŞİD, çeşitli güçlerin eliyle güçlendirilen ve Ortadoğu’nun tamamının başına bela olan bir örgüttü. IŞİD yenilmeyeceğini göstermeye çalışan ve bu çerçevede terör eylemleri gerçekleştiren bir örgüttür. IŞİD’in en büyük amacı, Irak Şam İslam Devleti kurmaktı ve bunun bir parçası Türkiye’deydi, Levant bölgesinin bir parçası Türkiye’deydi. İşte IŞİD bu kadar büyük bir tehlikeydi. IŞİD’in yenilebileceğini nerede görmüş oldu bütün dünya kamuoyu? Kobanê direnişinde görmüş oldu. İşte Kobanê direnişi sadece Kürt halkı için değil, bütün bölge ve dünya halkları için bu anlamıyla çok kıymetli ve çok önemliydi.”

‘Halklar Kobanê’den sonra IŞİD’in yenilebileceğine inandı’

Bütün halkların Kobanê’den sonra IŞİD’in yenilebileceğine inandığına vurgu yapan Tülay Hatimoğulları, “IŞİD’e ve benzeri örgütlere karşı direnişler daha güçlü bir biçimde bölgede örgütlenerek bu insanlık düşmanı, katliamcı, tacizci, tecavüzcü, kadınları 21’inci yüzyılda köle pazarlarında satan bu anlayışa karşı Kobanê direnişi geliştirmiştir ve başarıya ulaşmıştır” dedi. Türkiye’nin, o dönemde Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına sınırları açtığını insanların da bölgeye giderek desteklerini sunabildiğini hatırlatan Tülay Hatimoğulları, şunları aktardı:

“Salih Müslim'i bu hükümet ve cumhurbaşkanı kendi makamlarında resmi bir şekilde ağırlamıştır. ‘Kobanê düştü düşecek çizgisine gelen bu iktidar bu çizgiye neden geldi?’ Çünkü bölgede bu savaşın, şiddetin ve çatışmanın devam etmesini istiyorlardı. Çizgileri değişti, siyasetleri değişti. Daha önce normal olarak gördükleri siyasi çizgiyi düşman olarak addedip Kobanê direnişine destek veren bütün halkları bir cenderenin içine sokmaya çalıştılar. İşte Kobanê kumpas davasında başta o dönemki Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş olmak üzere partimize dönük bu operasyonun altında yatan gerçekler bunlardır.”

‘HDP’ye baş eğdirmek istediler’

HDP’ye dönük siyaseten elini bükemedikleri, baş eğdiremedikleri HDP’ye Kobanê kumpas davasını tezgahlayarak baş eğdirmek istendiğine dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, “Bizi siyaseten yenemedikleri için kolluk kuvvetiyle, yargısıyla ve tüm devlet mekanizmalarıyla Kobanê kumpas davasını tezgahlayarak sonuç almaya çalışıyorlar” dedi.

‘Gültan Kışanak tutukluluk süresi bitmesine rağmen bırakılmıyor’

Davada HDP’lilerin Türkiye’deki bu rejimi, IŞİD yanlısı bir çizgi izleyen bu iktidarı yargıladığına vurgu yapan Tülay Hatimoğulları, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf olan Türkiye, AİHM kararlarını göz göre göre çiğniyor. Kalkıp diyorlar ki ‘anayasaya aykırı davranıyor AYM’ vesaire. Anayasaya aykırı davranan sarayın kendisi, küçük ortağı MHP'dir. Bunlar anayasayı ayaklar altına almıştır. Gültan Kışanak’ın tutukluluk süresi tamamlandığı halde bırakılmıyor. Bu anayasayı, yasaları çiğnemek değil de nedir? 28 Şubat’ın mağduru olan Hüda Kaya, Kobanê kumpas davasından tutuklanıyorsa AKP iktidarı durup kendini sorgulayacaktır. 28 Şubat darbesinin mantığını kendisi bu davada devam ettirmektedir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir” diye konuştu.

‘Bu dava bizim için yok hükmündedir’

Haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklu olan bütün siyasi rehinelerin derhal serbest bırakılmasını isteyen Tülay Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu dava yok hükmündedir. Kobanê sırasında yaşamını yitirenlerin çok önemli bir çoğunluğu HDP’lilerdir, HDP’ye oy veren seçmenlerdir. Kendilerinin getirmiş oldukları tanıklar da apaçık ifade etmiştir; ‘yargıladıklarınız bizim başkanlarımızdır. Biz başkanlarımızdan şikayetçi değiliz ama çocuklarımızı katledenlerin derhal bulunmasını istiyoruz’ demişlerdir. Bu tanıkları dinlediğimiz zaman bu davanın için ne kadar boş, saray tarafından yazılmış bir senaryonun eseri olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Bu dava bizim açımızdan hem hukuksal olarak hem de siyaseten yok hükmündedir. Bu dava derhal son bulmalı ve siyasi rehine olarak tutulan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Bunun için biz HDP olarak dün olduğu gibi bugün de siyasal demokratik ve hukuk mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz.”

Açıklamanın ardından HEDEP’liler Sincan Kampüsü'nde görülen Kobanê Davası’nı izlemek için salona geçti.