Gülistan Elî: IŞİD sorununu çözmek için mücadelemize destek verilmeli

Demokratik Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi Yürütme Kurulu Üyesi Gülistan Elî, Suriye’yi üssü olarak belirleyen IŞİD tehlikesinin devam ettiğine dikkati çekerek, “Tüm ülkelerin katılımıyla uzun soluklu ve ciddi bir çalışma gerekiyor” dedi.

SORGUL ŞÊXO

Qamişlo – IŞİD çeteleri önce Şengal’e ardından Kuzey ve Doğu Suriye’de halklara karşı insanlık dışı yöntemlerle katliamlar gerçekleştirdi. Kuzey ve Doğu Suriye’de IŞİD’e karşı tarihi bir direniş gerçekleştirildi. Tüm dünya ise yaşananları film izler gibi seyretti. Çok sayıda ülkenin vatandaşı olan IŞİD çetelerinin yargılanması için devletler etkili bir mücadele yürütmezken tehlike sürüyor.

IŞİD’in Kuzey ve Doğu Suriye'deki yenilgisinin üzerinden 4 yıl geçti. Baxoz zaferinin 4’üncü yıldönümünde konuşan Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanlık Üyesi Newroz Ehmed, 4 yılda IŞİD çetelerine yönelik yürütülen operasyonlar sonucunda 397’si ölü olmak üzere 2 bin 323 IŞİD’linin yakalandığını belirtmişti.

‘Suriye’yi üssü olarak belirleyen IŞİD köklerini bu topraklara yaymak istiyor’

Demokratik Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi Yürütme Kurulu Üyesi Gülistan Elî de konuya ilişkin ajansımıza konuştu.

İnsanlığın amansız bir savaşın ortasında olduğuna dikkati çeken Gülistan Elî, "Dünya ve insanlık amansız bir savaşın ortasında. Din adı altında ortaya çıkan bir terör örgütü hakların kanı üzerinden kendisini yaşatmaya çalışıyor. Suriye'nin bir savaş alanı olması ve rejim güçlerinin kendi çıkarlarının peşinden koşması nedeniyle IŞİD bu fırsatı değerlendirerek aşırılık yanlısı köklerini bu topraklara daha da yaymak istiyor. Bunun içinde Suriye’yi kendisine bir üs olarak belirlemiştir. Baxoz’da IŞİD’e karşı savaşan QSD’liler tüm dünyanın gözü önünde tarihi bir fedakarlık yaptı. IŞİD dünya çapında örgütlendi, çetelerin çoğu terör listesinde ve dünyanın en tehlikeli örgütü. Ancak Baxoz'da direnişimizle başarısız oldular” şeklinde konuştu.

‘IŞİD’lilerin tutulduğu cezaevleri saatli bomba gibi’

Böylesine tehlikeli bir örgütün yenilgiye uğratılması için tüm ülkelerin katılımıyla uzun soluklu ve ciddi bir çalışma gerektiğini vurgulayan Gülistan Elî, “Tüm ülkeler kendi vatandaşı olan bu çeteleri alıp mücadelemize destek vermelidir” dedi. Şu an çetelerin bulunduğu hapishanelerin acil durumlar için yapıldığına işaret eden Gülistan Elî, “Çetelerin uzun süre tutulacağı hapishaneler değil. Bu cezaevleri çeteler fırsat bulursa tekrar patlayacak bir saatli bomba gibidir. Çeteler cezaevlerinde ve kamplarda fikirlerini daha da derinleştiriyorlar. Kadın ve çocuklar onların fikirleri üzerinden örgütleniyor” dedi.

‘Türk devleti çeteleri güçlendiriyor’

Bazı tarafların çeteleri Kuzey ve Doğu Suriye'de güçlendirmek istediğine dikkati çeken Gülistan Elî, “Sina Hapishanesi de bu duruma iyi bir örnektir. Türk devleti de çeteleri güçlendiriyor, aktif hale getiriyor. Çetelerin dünya ülkelerinden Suriye'ye giriş-çıkışları için Türkiye’de hudut kapıları var, bunlar gizlenemez. Türkiye NATO üyesi olsa bile bu çetelerin tehlikesi kesinlikle bitmeyecek" diye kaydetti.

‘Kamplar çetelerin tutulacağı yerler değil, kadın ve çocuklara şiddet uygulanıyor’

Birçok ülkenin IŞİD içerisinde olan vatandaşlarını tutuklamayı, topluma kazandırmayı, mahkemeye çıkarmayı kabul etmediğine işaret eden Gülistan Elî, “Kamplar bu çetelerin tutulabileceği yerler değil. Bu kamplardaki kadınlar IŞİD’in ideolojisi üzerinden örgütlendiriliyor. Çocuklar ve yeni nesillerde çetelerin fikirleriyle büyüyor. Bunun yanı sıra IŞİD’li kadınlar kamplarda kadın ve çocuklara yönelik şiddetin her türünü uyguluyor. Dünya bu çetelerin ne kadar tehlikeli olduğunu gerçekten biliyor mu? Çözüm önerebilirler mi? IŞİD konusunda devletlerin Özerk Yönetim'e yaptığı yardım çok sınırlı" dedi.

‘Mevcut IŞİD’li sayısı ile teslim edilenlerin sayısı kıyaslanamayacak kadar çok!’

IŞİD meselesinin çözümünün tüm ülkelerin birinci gündemi olması gerektiğine ancak ülkelerin ikinci gündem yaptığına vurgu yapan Gülistan Elî, şunları ifade etti:

“Ülkeler kendi çıkarlarını ön planda tutuyorlar. Siyasetleri toplumun karşı karşıya olduğu tehlikeye göre değil. Önemli olan bu konunun artık çözülmesi. Uluslararası bir mahkemenin kurulması, Özerk Yönetim ve yerel halkın katılımıyla çetelerin yargılanması gerekir. Birçok ülke aylardır yönetimle temas halinde ancak çok az sayıda ülke vatandaşlarını almak için girişimde bulunuyor. Mevcut sayı ile teslim edilen sayı birbiriyle kıyaslanamaz. Örneğin 10 bin kadın ve 6 bin civarında çocuk var. Ama 2018'den bu yana sadece 400 kadar kadın teslim oldu. Bir hesap yaparsak sanırım IŞİD’li kadınların teslim edilmesi yaklaşık 20 yıl sürecek. Bu topraklara çok sayıda saldırı oluyor ancak çetelerin meselesi ile sadece Özerk Yönetim ilgileniyor.”

‘Teşekkür yetmez sorunu çözün ve tehlikeyi görün artık’

Pek çok ülkede yakınlarını talep eden ailelerin hükümete baskısı olduğu bilgisini veren Gülistan Elî, şunları aktardı: “Davalar açılıyor, mahkemeye gidiyorlar. Onay aldıkları taktirde sonuç alıyorlar. Ülkelerdeki hükümet yönetimden bu çete vatandaşlarını talep etmek zorunda kalıyor. Buna göre isim listeleri gönderiliyor ve sadece o kişiler isteniyor. Adımlar atılıyor ancak tehlikeye oranla çok küçük adımlar. Tehlike gitgide büyümektedir. Toplumumuz artık mağdur olarak görülmemeli ve bu sorunun çözülmesi için harekete geçilmelidir. Teşekkür yetmez; bu sorunu çözün ve tehlikeyi görün artık. Tüm dünya adım atmalı. Daha büyük bir adım atsın ki biz onun sözlerini duymakla kalmayıp sonuçlarını da kavrayalım.”

‘IŞİD kamplarda güçlenir’

12-18 yaş arası IŞİD’li çocukların kamplardan çıkarılması konusunun hassas bir konu olduğuna vurgu yapan Gülistan Elî, “Tehlikesine göre sistemli bir politika ve program oluşturulmalı. Erkeklerin olmadığı kamplarda IŞİD’in çocukları çoğalıyor. Gün geçtikçe çete nesli nasıl artıyor diye soran yok. Çocuklarını terörizm konusunda eğiten kadınlar, çocuk yaşta evlendirmelerin gerçekleşmesine izin veriyor. Çocuk sayısı, daha doğrusu IŞİD'in yeni nesilleri (Ashbal Al-Khilafa) adını verdiğimiz son yıllarda daha fazla yapıyorlar. Bu tehdide karşı Özerk Yönetim 12-18 yaş arası çocukları bölgeden uzaklaştırmak için bir adım attı. Özerk Yönetim çocukları eğitim merkezlerine gönderiyor. Ama mevcut iki merkez de binlerce çocuğa yetmiyor. Amaç ise çocukları çetelerin fikirlerinden uzaklaştırmak, huzurlu bir ortamda yaşamalarını sağlamak ve çete neslini azaltmaktır. Bu adım tartışmalara neden olurken, birçok taraf çocukları sömürmek istedi. Ama şöyle bir gerçek var ki; kamplarda yeni evlilikler yaşanıyor ve IŞİD güçleniyor” dedi.

‘Attıkları bir adım yok’

Bu nedenle uluslararası desteğin olması gerektiğine dikkati çeken Gülistan Elî, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Tarihte yaşanılan vahşetlerin 21’inci yüzyılda yaşanması dünya adına büyük bir utanç. Kadınların elleri ve ayakları zincirlendi, pazarlarda satıldı, işkencelere maruz kaldı. Biz bunları söylediğimizde insanlar sanki binlerce yıl önce yazılan tarihi kitapları okuyormuş hissine kapılıyor. Ancak bunlar gerçek ve toplum bunu yaşadı. ‘Dünya siyasetini biz yönetiyoruz’ diyen ülkelere yazıklar olsun. Tüm olaylar onların gözünün önünde oluyor ve attıkları bir adım yok. Bu aşırılık yanlısı düşünceye karşı harekete geçilmemesi çözüm değil. IŞİD sorununu çözmek tüm ülkelerin öncelikli görevlerinden biri olmalıdır.”