Sudan’da zorluklara rağmen kadın sağlıkçıların üstün çabası halka umut oluyor
Sudan’da sağlık sektöründe çalışan kadınlar, zorluklara rağmen toplum sağlığına önemli katkılar sağlıyor. Merowe Tıp Merkezi’nde görev yapan doktorlar ve genç tıp öğrencileri, hem hastalar hem de sağlık bilinci için ilham kaynağı oluyor.
MAİSAA AL-QADİ
Sudan - Sağlık sektöründe çalışan kadınların öyküleri, tıp alanında kadınlara ışık tutuyor. Bu kadınlar, önemli zorluklarla karşılaşmalarına rağmen etkileyici başarılara imza atarak, sağlık bilincinin gelişmesine katkıda bulunuyor. Böylece, kadınların topluma hizmet etmede ve sağlık hizmetlerinin ilerlemesinde ne kadar önemli bir rol üstlendiklerini bir kez daha kanıtlıyor.
Merowe Tıp Merkezi Pediatrik Onkoloji Ünitesi’nde çocuk doktoru olarak görev yapan Alaa Al-Qasim, tıp kariyerine uzanan ilham verici yolculuğunu anlatarak, “Aslında tıp, başlangıçta planlarım arasında yoktu. Lisedeyken mühendislik okumayı istiyordum; ailem ise eczacılık fakültesine kaydolmamı tercih ediyordu. Ancak derin bir düşünme sürecine girdikten sonra tıp alanına karşı içten bir yakınlık hissetmeye başladım ve bu alana duyduğum tutkuyu keşfettim. Şimdi bir çocuk doktoru olarak çalışıyorum; kendimi mutlu, huzurlu ve ait olduğum yerde hissediyorum” dedi.
‘Hastanın jesti bana tıbbın özünü hatırlattı’
Alaa Al-Qasim, uzmanlık eğitiminin ilk gününde bağırsak tıkanıklığı yaşayan 19 yaşında kritik bir vakayla karşılaştığını belirterek, “Durumu çok ciddiydi; komplikasyonlar gelişti ve acilen ameliyata alındı. Günlerce süren yoğun bir tedavi sürecinin ardından nihayet iyileşti. Bir süre sonra hastaneden taburcu oldu. Ancak beklenmedik bir şekilde, ailesiyle birlikte geri döndü. Ellerinde küçük bir hediye vardı, sağlık ekibine teşekkür etmek için getirmişlerdi. O an, içimde tarif edemediğim bir duygu hissettim. Bu jest bana tıbbın özünü hatırlattı: insanlara yardım etmek, onların acılarını hafifletmek ve hayatlarına dokunmak. İşte o gün, neden bu mesleği seçtiğimi bir kez daha anladım” ifadelerinde bulundu.
Sınırlı kaynaklar işlerine engel oluyor
Alaa Al-Qasim, sözlerine şöyle devam etti:
Sağlık hizmetlerinde karşılaştığımız en büyük zorluklardan biri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, sınırlı kapasite ve kaynaklar nedeniyle hastalara en iyi bakımı sunamamak. Bu zorluklar genellikle hastalar bize ulaşmadan önce başlıyor. Ulaşım imkânlarının yetersizliği ya da maddi sıkıntılar nedeniyle birçok hasta hastaneye çok geç geliyor. Ne yazık ki, sorunlar onlar geldiğinde de bitmiyor; kaynak eksiklikleri nedeniyle tedavi süreci boyunca da çeşitli engellerle karşılaşıyoruz. Hastalar hastaneye ulaştıktan sonra bile, tıbbi ekiplerin ekipman eksikliği veya yüksek maliyetler nedeniyle gerekli testleri yapmada güçlük çekiyor.
Testleri yaptıktan sonra bile, bazen gerekli tedaviyi ve ilaçları sağlamada zorluklarla karşılaşıyoruz. Eksiklikler veya yüksek fiyatlar nedeniyle hastalara gereken ilaçları temin edemiyoruz. Bu da tedavinin gecikmesine ve hastaların daha fazla acı çekmesine neden oluyor. Öte yandan hastaların hastaneden ayrıldıktan sonraki takibi bizim için en büyük zorluklardan biri. Çünkü hastaların durumunu değerlendirmek ve tedavilerini gerektiğinde ayarlamak için düzenli kontroller yapmamız gerekiyor. Ancak ne yazık ki, bu süreç ciddi bir maddi yük oluşturuyor. Finansal zorluklar nedeniyle birçok hasta bu periyodik ziyaretlere devam edemiyor ve bu da tedavi sürecini olumsuz etkiliyor.”
Ücretsiz sağlık hizmeti
Merowe Tıp Merkezi, çocuklara yönelik yüksek kaliteli tıbbi hizmetler sunmasıyla öne çıkıyor. Merkezde tedavi tamamen ücretsiz olarak sağlanıyor ve tüm temel tıbbi uzmanlık alanlarını kapsıyor. Ancak hastane, son dönemde önemli bir zorlukla karşı karşıya. Çatışmaların etkileri ve diğer onkoloji tedavi merkezlerinin kapanması nedeniyle Sudan’ın farklı bölgelerinden gelen çocuk hasta sayısı her geçen gün artıyor. Bu durum, hastanenin mevcut kapasitesi üzerinde giderek artan bir baskı oluşturuyor.
Merowe Tıp Merkezi’ndeki Onkoloji Merkezi’nin pediatri ünitesinde 2024 yılında çalışmaya başladıklarını aktaran Alaa Al-Qasim, “O zamandan bu yana ülke genelinden çok sayıda hasta çocuk gördük. Hastanenin yüksek operasyonel kapasitesine rağmen, sayılarındaki sürekli artış nedeniyle tüm çocukların ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk yaşıyoruz. Pediatri ünitesinde tedavi gören hasta çocuk sayısı şu anda yaklaşık 670’e ulaştı” diye anlattı.
‘Önyargılar nedeniyle uzmanlaşma kararımı uzun süre erteledim’
Genel Cerrahi Uzmanı Zainab Hashim ise tıp alanındaki deneyimini şu sözlerle paylaştı:
“Tıp alanını kendi isteğimle seçtim; ailem de küçük yaşlardan itibaren bu alanda ilerlemem için beni her zaman teşvik etti. Bilime ve tıbba büyük bir ilgi duyuyordum, ayrıca bu meslekte insanlara hizmet etme ve hayatlarını iyileştirme fırsatı gördüm. Tıbbı seçmek başlı başına bir zorluk değildi; asıl zorluk, cerrahiyi uzmanlık alanı olarak seçmekti. Çünkü insanlar cerrahiyi kadınlar için zor bir alan olarak görüyor ve bu durum, kadın doktorların hayatlarını doğrudan etkiliyor. Üniversite eğitimimden beri cerrahiyi çok sevmeme rağmen, bu önyargılar nedeniyle uzmanlaşma kararımı uzun süre erteledim.”
‘Farkındalık aile içinde başlar’
Kadınların toplumdaki rolünün kritik önemini vurgulayan Zainab Hashim, kadınların toplumun sadece yarısını değil, tüm temel unsurlarını temsil ettiğini belirtti. Farkındalığın aile içinde başladığını ve kadınların etkisinin sözlerden öte olduğunu kaydeden Zainab Hashim, meme kanseri konusunda farkındalığın yaygınlaştırılmasındaki kilit rollerini vurguladı. Özellikle çatışma ve yerinden edilme döneminde karşılaştığı zorluklar hakkında konuşan Zainab Hashim, "Çatışma büyük bir zorluktu. İnsanlar doktor olarak yerlerini ve yaşam ortamlarını değiştirdiler. Daha önce COVID-19 pandemisiyle karşı karşıya kalmıştık ve o dönemdeki çalışmalarımız zorluydu, ancak yerinden edilme daha da büyük bir zorluk" şeklinde konuştu.
Meme kanseri farkındalık kampanyaları yapıyor
Merowe Tıp Merkezi’nde dördüncü sınıf tıp öğrencisi Nawal Samir de, hayatını başkalarına hizmet etmeye adamış genç bir isim olarak dikkat çekiyor. Toplumdaki doktorların rolüne olan inancı ve tutkusu doğrultusunda tıp eğitimine yönelen Nawal Samir, farkındalık kampanyalarında aktif olarak görev alıyor. Nawal Samir, özellikle meme kanseri farkındalık kampanyasında gönüllü olarak çalışıyor ve kadınların sağlık bilincinin artırılmasında kritik bir rol üstlendiğine dikkat çekiyor. Namal Samir, “Kadınlar, özellikle meme kanserinin erken teşhisinin önemi konusunda farkındalığın yayılmasında çok önemli bir rol oynuyor” ifadelerini kullandı. Genç tıp öğrencisi, sağlık alanındaki bu tür çalışmalara katılmanın toplum sağlığına katkı sağladığını ve gelecekte de bu tür hizmetlerde yer almaya devam edeceğini belirtti.
Zor koşullara rağmen…
Nawal Samir, eğitim hayatında birçok zorlukla karşılaştı. Başkentte yaşanan çatışmalar nedeniyle üniversitesindeki derslerin askıya alınması, eğitimine devam etmek için yeni bir şehre taşınmasını zorunlu kıldı. “Taşınmak kolay değildi; yolculuk zorluklarla doluydu, ancak babamın ve arkadaşlarımın desteği bana çok yardımcı oldu” diyen Nawal Samir, “Başta yeni bir toplum ve kültüre uyum sağlamak konusunda endişeliydim. Ama buraya taşındıktan ve bir yıl geçirdikten sonra kendimi çok daha rahat hissetmeye başladım. Burada tanıştığım insanlardan gerçekten memnunum. Bu süreç bana, zor koşullara rağmen ne kadar güçlü ve uyumlu olabileceğimi gösterdi” dedi.