‘Demokratik ulus Sudan’ın geleceğine de ışık tutuyor’

Kadınların Güçlenmesi için Kyan Derneği Yöneticisi Meryem Hamed Ahmed, Abdullah Öcalan’ın demokratik ulus önerisinin Sudan ve savaşlardan etkilenen ülkelerde çözüm olabileceğini söyledi.

MALVA MUHAMMED

Haber Merkezi- Sudan 2003’ten bu yana süren çatışmalar nedeniyle çoklu krizler yaşıyor. 2003 yılında Sudan’ın batısında devam eden çatışmalar sırasında Darfur bölgesinde etnik Darfuri halkı sistematik olarak katledildi.

15 Nisan 2023'te ise Sudan genelinde, özellikle başkent Hartum ve Darfur bölgesinde çıkan çatışmalar kadınlara yönelik ihlallerin ve suçların artmasına neden oldu.

Kadınların Güçlenmesi için Kyan Derneği Yöneticisi Meryem Hamed Ahmed, ülkenin yaşanılır olması için barışın sağlanması ve çatışmaların durması gerektiğini belirterek, katılımcı demokrasinin uygulanması çağrısında bulundu.

Barış süreçlerine işaret eden Meryem Hamed Ahmed, kadınların, barış süreçlerinde etkin biçimde yer almasının önemine vurgu yaptı.

‘Barış sadece silahların susması değil’

Uganda’da yaşayan Meryem Hamed Ahmed, barışın yalnızca silahların susmasından ibaret olmadığını, bu sürece başta kadınlar olmak üzere halkın da katılımının sağlanması gerektiğini belirtti.

Meryem Hamed Ahmed, “Gerçek bir barış, silahların sustuğu anla değil, kadınların karar alma mekanizmalarına güçlü katılımıyla başlar. Kadınlar karar süreçlerinde yer aldığında, barış daha kalıcı ve toplumsal olur” dedi.

“Bugün Sudan’da barış, yalnızca siyasi elitler ya da savaşan güçlerin arasında imzalanan şekli bir anlaşma olmamalı” diyen Meryem Hamed Ahmed, çatışmalardan doğrudan zarar görmüş kesimlerin süreçlere dahil edilmesi gerektiğini söyledi.

Meryem Hamed Ahmed, Suriye ve Yemen deneyimlerinden yola çıkarak, kadın ve gençlerin dışlandığı müzakerelerin kalıcı barış getirmediğini ifade ederek, “Gerçek barış; kadınları, gençleri ve savaş mağdurlarını dahil eden, halktan gelen barıştır. Acıyı duyanların sesi duyulmalı, toplumsal katılım esas alınmalı” diye belirtti.

Katılımcı demokrasiyle adil barış

Meryem Hamed Ahmed’e göre katılımcı demokrasi, özellikle kadın ve gençlerin sürece dahil edilmesini sağlayarak adil ve kapsayıcı barışın temelini oluşturur. Meryem Hamed Ahmed sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sudanlı kadınlar olarak, kendi ihtiyaçlarımızı yansıtan bir feminist gündem oluşturduk. Ancak bu gündem barış müzakerelerinde yer bulamadı. Bu da katılımcı demokrasinin neden hayati olduğunu gösteriyor.”

8 bin kadın tecavüze maruz kaldı

Meryem Hamed Ahmed, 15 Nisan 2023’te başlayan savaşın ilk günlerinden itibaren kadınlara yönelik sistematik saldırıların başladığını belirtti. Saldırıların hemen ardından cinsel şiddet olaylarının rapor edildiğini ifade eden  Meryem Hamed Ahmed, yaklaşık 8 bin kadının tecavüze maruz kaldığını, binlerce kadının eşini kaybettiğini ve ailelerinin tek geçim kaynağı haline geldiğini söyledi.

‘Abdullah Öcalan’ın demokratik ulus yaklaşımı Sudan’a da uyarlanabilir’

Meryem Hamed Ahmed, Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğünü merkeze alan demokratik ulus fikrinin sadece Kürtler için değil, tüm savaş mağduru toplumlar için geçerli olduğuna dikkat çekerek, “Sayın Öcalan’ın düşüncesi, coğrafi bir sınırlama içermez. Sudan gibi bölünmüş ve savaşla yıpranmış bir toplumda, kadınların öncülük ettiği barış girişimlerine uygun düşüyor. ‘Toplum özgürleşmeden kadın özgürleşemez’ değil; ‘Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez’ ilkesini savunuyoruz” şeklinde konuştu.

Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na dikkat çeken Meryem Hamed Ahmed, bu çağrının toplumsal dönüşümü de sağlayacağını ifade etti.

Kadınlar inisiyatif alıyor

Sudanlı kadınların 10-12 aktif feminist örgüt aracılığıyla birçok bölgede örgütlendiğini, barış ve adalet için somut çalışmalar yürüttüğünü aktaran Meryem Hamed Ahmed, “Ben de ‘Sudan İçin Barış Platformu’ adlı oluşumun içindeyim. Bu platformda 56’dan fazla örgüt yer alıyor. ‘Kadınlar Savaşa Karşı’, ‘Kadınlar Zulme Karşı’ gibi gruplar barış inşasında öncü. Sudanlı kadınlar barış mücadelesinde liderliği üstlenmeye hazır” diye belirtti.

Meryem Hamed Ahmed, son olarak barışın yukarıdan dayatma ile olmayacağını ancak toplumun köklerinden, halkın acılarından inşa edilebileceğini söyleyerek, “Demokratik ulus yaklaşımı bu açıdan Sudan’a ışık tutuyor” dedi.