Günün Kitabı: Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir/Emma Goldman
‘Kızıl Emma’ olarak herkesin tanıdığı Emma Goldman’ın başyapıt niteliğindeki eserlerinden biri bugünkü kitabımız. “Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir”. Aslında kulaklarda, duvarlar yazılarında unutulmaz bir aforizma olarak yer edinen, “Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir” kitabı feminizm ile anarşizmi bir potada eriten yapıtlardan biridir. Emma Goldman’ın yaşadığı dönemin izlerini taşıyan ve günümüze taşıran eseri, evlilikten başlayarak işçi haklarına kadar pek çok konuya değinmiştir. Emma Goldman’ın dönemi itibariyle savunduğu düşünceleri, yaptığı analizlerin hala güncelliklerini korudukları söylemek asla yanlış olmaz.
‘Kızıl Emma’ olarak herkesin tanıdığı Emma Goldman’ın başyapıt niteliğindeki eserlerinden biri bugünkü kitabımız. “Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir”. Aslında kulaklarda, duvarlar yazılarında unutulmaz bir aforizma olarak yer edinen, “Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir” kitabı feminizm ile anarşizmi bir potada eriten yapıtlardan biridir. Emma Goldman’ın yaşadığı dönemin izlerini taşıyan ve günümüze taşıran eseri, evlilikten başlayarak işçi haklarına kadar pek çok konuya değinmiştir. Emma Goldman’ın dönemi itibariyle savunduğu düşünceleri, yaptığı analizlerin hala güncelliklerini korudukları söylemek asla yanlış olmaz. Cesur savları yalnızca düşünce biçimi olmaktan çıkararak yaşamsallaştırma gayreti gösterin Emma Goldman’ın, evliliğin insan doğasına aykırı ele alışı, kadını baskı altına almaya yarayan bir araç olarak görüşünü satır satır okuyoruz kitapta. Cinselliğe övgü olarak eleştirelerle karşılaşsa dahi özgürlüğün cinsellik ötesi vurgularını bize işaret eden Emma Goldman, doğal olmayan her türlü birliği fuhuş olarak özetlerken, anarşizmin insanın ufkunu açan düşünüş biçiminin kendisince gereklerini sağlam ortaya koyuyor.