Kayıp yakınları Metin Can ve Hasan Kaya'nın faillerini sordu

İHD ve kayıp yakınları, bu haftaki eylemde 1990'lı yıllarda gözaltında katledilen Avukat Metin Can ve Doktor Hasan Kaya'nın faillerini sordu.

Amed- İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebiyle her hafta düzenledikleri eylemi 837’nci haftasında da sürdürdü. Koşuyolu Parkı’nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelen kayıp yakınları, 1993’de katledilen iki yakın arkadaş Avukat Metin Can ile Doktor Hasan Kaya’nın faillerini sordu.

Vedat Aydın anıldı

İHD Bölge Temsilcisi Tahir Saçaklı, Dünya Anadil Günü’ne işaret ederek, özellikle Kürtçeye dönük saldırılar olduğunu söyledi. Kürtçenin hala “bilinmeyen dil” olarak görüldüğünü belirten Saçaklı, “Vedat Aydın’ı da anmak istiyoruz. İHD’nin kongresinde Kütçe konuştu, sonra gözaltına alınmıştı. Ardından kaçırılarak, katledilmişti" dedi.

İHD Genel Merkez Denetleme Kurulu üyesi Şevket Akdemir, Metin Can ve Hasan Kaya’ya dair yürüttükleri mücadeleyi anlattı.

İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman, Can’ın 1993’te Xarpêt’te İHD Şube Başkanı, Hasan Kaya’nın ise derneğin üyesi olduğunu söyledi. İki yakın arkadaşın da polis tarafından takip edildiğini ve ölüm tehditleri aldığını aktaran Ömer Saman, "21 Şubat 1993 günü Dr. Hasan Kaya’nın yanına gelen iki kişi, durumu acil bir yaralı için kendisinden yardım istedi. Bunun üzerine Hasan Kaya yanında Avukat Metin Can ile birlikte Xarpêt’in Vartatil (Yazıkonak) Köyü'ne doğru yola çıktı. Ancak gitmelerinin üzerinden saatler geçmesine rağmen geri dönmediler ve kendilerinden bir daha haber alınamadı. O görüşmede yanlarında bulunan bir İHD yöneticisinin daha sonra teşhis edeceği o iki kişiden biri, JİTEM adına çalışan itirafçı Ayhan Öztürk olduğu öğrenildi” dedi.

Tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını belirten Ömer Saman, “Önce Metin Can ve Hasan Kaya'nın yola çıktığı otomobil terkedilmiş halde bulundu. Aileleri telefonla aranarak işkence sesleri dinletildi. 23 Şubat 1993 günü Metin ve Hasan’ın ayakkabıları bir poşet içerisinde Metin’in bürosunun yakınına bırakıldı.27 Şubat 1993 günü iki arkadaşın işkence görmüş cansız bedenleri Dinar Köprüsü altında bulundu” diye belirtti.

Dava, Türkiye’nin mahkumiyeti ile sonuçlandı

“Yeşil" lakabıyla bilinen Mahmut Yıldırım'ın olaydan sorumlu olduğuna dair basında yazılar çıktığını hatırlatan Ömer Saman, “Yıldırım, MİT, JİTEM ve emniyet için önemli bir operasyon elemanıydı. Yıldırım'ın Elazığ Emniyet'inden yardım aldığı basına yansıdıysa da iç hukuktan Metin Can ve Hasan Kaya Davası'na yönelik bir sonuç alınamadı. AİHM'e taşınan dava ise, Türkiye'nin mahkumiyeti ile sonuçlandı. Kaybedilişlerinin 32’nci yılında, Metin Can ve Hasan Kaya dosyasında adalet istiyoruz. İnsan hakları savunucularına yönelik günümüzde de sürdürülen ağır baskılara son verilmesini talep ediyoruz” diye kaydetti.

Açıklama, oturma eyleminin ardından son buldu.