YRA Eşbaşkanı: Rojava’da kadın gazeteciler devrimin sesi olmayı sürdürüyor
Özgür Basın Birliği Eşbaşkanı Evîn İbrahim, Rojava’da kadın gazetecilerin devrimin sesi olduğunu, kadınların ve halkın yaşadığı acıları görünür kıldığını ve hayatını kaybeden meslektaşlarının haklarını savunmak için mücadele ettiğini vurguladı.
SORGUL ŞÊXO
Qamişlo – Kürdistan’da kadın basını, kadınların ve halkın mücadelesinin sesi ve dili olarak aktif bir rol üstleniyor. Bu misyonunu sürdürerek, devrimi basın düzeyinde yansıtma hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de bugüne kadar 31 gazeteci, IŞİD ve Türk devleti saldırılarını haberleştirirken hayatını kaybetti, bunların 7’si kadın gazeteciydi. Konuyla ilgili sorularımızı, Özgür Basın Birliği (YRA) Eşbaşkanı ve Kadın Basın Birliği (YRJ) Meclis Üyesi Evîn İbrahim yanıtladı.
*Kadınlar, Kürdistan’daki karalama kampanyalarına, tarihsel değişimlere ve soykırım politikalarına karşı mücadelenin tam merkezinde yer alıyor. Peki kadın gazeteciler, basını halkların acılarını ve ülkelerinin tarihini aktarmanın bir aracı olarak nasıl kullanabilirler?
Tarihi karalama, Kürdistan’daki değişimler ve halklara yönelik soykırım söz konusu olduğunda, kadın basınının rolü dikkatle hatırlanmalı. Özgürlük hareketinin öncesinde basında kadın sayısı oldukça düşüktü. Ancak Kürt anneleri, halkın maruz kaldığı soykırımı, Kürdistan tarihini ve sömürgeciliğe karşı direnişi görünür kılmada öncü oldular. Bu görevlerini denbêj anneler olarak, çocuklarına anlattıkları öyküler, stranlar ve masallar aracılığıyla yerine getirdiler. Eski stranlar dinlendiğinde, basının üstlenmesi gereken toplumsal hafıza rolünün aslında anneler tarafından devralındığı net biçimde görülüyor.
İlk Kürt gazetelerinin yayın hayatında kadınlar istedikleri rolü yeterince oynayamamıştı. Ancak Gurbetelli Ersöz, Özgürlük Hareketi’nin yayıncılık sürecinde profesyonel anlamda basını yöneten ilk kadın gazeteci olarak tarihe geçti. Gurbetelli Ersöz’ün öncülüğünde Kürdistan’da kadın gazeteciliğinde yeni bir dönem başladı, kadınlar, toplumun ve kendi sorunlarını kendi bakış açılarıyla analiz edebilme, yazabilme ve kamuoyuna sunabilme fırsatı buldu. Basın alanı, her yıl yenilik ve gelişimle ilerleyen bir süreç haline geldi.
Kuzey ve Doğu Suriye'deki Rojava Kürdistanı'nda da kamuoyuna yansımayan gizli gazetecilik vardı. Baas rejimi döneminde kendi kimliği, dili ve kültürü olan kadınlar gazetecilik yapamadı. Gizli çalışan Kürt gazeteciler her zaman risk altındaydı ve ifşa edilmeleri durumunda ağır cezalarla karşılaşabiliyorlardı. Gazetecilik alanı, yenilik ve öncülük gerektiren bir alan olarak kadınların inisiyatifindeydi. Rojava Devrimi, gazetecilik alanında bir dönüm noktasıydı. Kadınlar gazetecilik eğitimi almamıştı ve devrimin ihtiyaçları doğrultusunda kadınların iletişim alanına girmesi, elbette zorluklarını artırdı. Bugün ise kadın gazeteciler, dengbêjler ve hikayeler aracılığıyla, geçmişte Kürt annelerinin üstlendiği rolü hem koruyor hem sürdürerek modern bir biçimde devam ettiriyor.
Toplumdaki kadınların zorluklarına ışık tutmuş ve kadınların gerçekleştirdiği devrimdeki önemli konulara dikkat çekmişlerdir. Bir kadının ekrana veya kamera önüne çıkıp kendisine uygulanan şiddete karşı ses çıkarması kolay değildi. 14 yıllık devrim sürecinde kadınlar öncü roller üstlendi, kadın gazeteciler ise kadınların sesi, kulağı ve dili olarak görev yaptı. Kadın ve aile yasalarının kabulü de kadın medyasının etkisinden kaynaklanıyor. Soykırıma, kadın sorunlarına ve davalarına dikkat çekmek, kadınlara onları dinleyecek bir kulak, onları anlatacak bir dil ve gerçeği yazacak bir el olduğunu bilme gücü verdi.
*Kadın gazeteciler hem yerel hem de uluslararası medyada kadınların yaşadığı sorunları görünür kılma ve yurtseverlik bilincini aktarma konusunda nasıl bir rol üstlendi?
Kadın devrimini, onun inşa sürecini ve sistemini an be an takip eden kadın gazeteciler, dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan kadınların aklındaki sorulara yanıt veren bir köprü işlevi gördü. Kadın medyası, yalnızca bölge içindeki gelişmeleri aktarmakla kalmadı, aynı zamanda uluslararası kamuoyunu kadın devrimine çeken güçlü bir rol üstlendi. Uluslararası kadınların Rojava’ya gelişi ve burada yaşamını yitiren kadınların hikayeleri, YPJ’nin başarılarını yakından takip eden kadın basınının etkisiyle küresel gündeme taşındı. Bu süreçte kadın gazeteciler yol gösterici bir rol oynadı, Kürdistan kadınları ile dünya kadınları arasında iletişim ağları kurarak dayanışmayı güçlendirdi. Savaş bölgelerinde genellikle erkek muhabirlerin bulunmasına karşın, Rojava’da kadın gazetecilerin sahada aktif ve cesur şekilde yer alması dikkat çekti. Bugün hala dünyanın birçok yerinden kadınların Rojava’ya akın etmesi, devrimde inşa edilen kadın sistemini anlamaya çalışması, özgür basının ve kadın medyasının yarattığı güçlü etkinin bir sonucudur.
*Erkek egemen bir yapıya sahip olan toplumumuzda kadın basını, kadın sorunlarının çözümünde ne ölçüde etkili olmuştur? Kadın basını bu sorunlara bir çözüm kaynağı olabilir mi? Kadın basının güçlü ve zayıf yönleri nelerdir ve konunun daha kapsamlı bir analize ihtiyacı var mıdır?
Birkaç yıl öncesine dönersek, Baas rejimi döneminde kadın sorunlarını analiz etmek ve çözüm üretmekle görevli bir Kadınlar Birliği bulunuyordu. Ancak bu birlik kendisinden beklenen rolü yerine getiremiyordu. Bu işlevsizliğin sonucunda Suriyeli kadınlar, Kürt, Arap ve Süryani kadınlar daha fazla katliam ve şiddete maruz kaldı. Devrim köklü bir değişim yaratmasa da kadın kurumlarında, genel kurumlarda ve aile hukukunda belirli dönüşümlere yol açtı, artık kadınların sorunları dinleniyor ve davaları ele alınıyor. Erken yaşta evlilik, çok eşlilik, kadın katliamları ve intihar vakaları artmıştı, failler ise çoğu zaman cezasız kalıyordu. İlkokuldan sonra eğitimlerini sürdüremeyen kız çocuklarının durumu ise toplum tarafından ‘normal’ kabul ediliyordu.
Kadın gazeteciler, kalemleriyle, sesleriyle ve kameralarıyla kadın sorunlarının çözümünde aktif rol oynadılar. Kamuoyunda örgütlenmemiz de bir zorunluluktu. 2014 yılında kadın yayıncılığı başladı. Bir taraf devrimi haberleştirirken, diğer taraf kadın sorunlarına çözüm arıyordu. Toplumu ve erkekleri kadınlara saygı duyma ve haklarını tanıma konusunda eğitmek temel görevimizdir. Devrimin başlangıcından bugüne yaşanan değişimi olumlu değerlendirebilir ve farkını görebiliriz. Kadınların varoluşunu ve kimliğini etkileyen kavramlarda da tatmin edici olmasa da önemli bir değişim yaşandı.
Örgütsel çalışmalarımızda şiddet konusuna ve nasıl sonlandırılacağına odaklanıyoruz. Toplumda kadın hakları ve aile hukukunun tanınması konusunda araştırmalarımız devam ediyor. Kadına yönelik şiddetin, aile hukukunda cezalarının neler olduğuna dikkat çekilmesi gerekiyor. Aynı şekilde, şiddete maruz kalan kadın gazetecilerin korunması için de hukuki düzenlemeler var. Kadınların kendi haklarını nasıl koruyacaklarını ve sorunlarını hukuki yollarla nasıl çözeceklerini bilmeleri için hukuki farkındalığın geliştirilmesi büyük bir gerekliliktir.
Devrimci alana yönelik sürekli saldırılar nedeniyle, kadınların gazetecilik alanında öz gelişimleri sınırlı kalmıştır. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak medyamızın da gelişmesi ve rol oynaması gerekiyor ve bu konuda da bir sınırlama vardı. Ancak genel olarak, dünyadaki ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak medyamızı güçlendirme çalışmaları devam etmektedir.
*Bu devrimin önemli bir parçası olan ve IŞİD saldırıları ile Türk işgali sonucunda yaşamını yitiren gazeteciler için YRA ve YRJ ne gibi çalışmalar yaptı ve bu çalışmaları halen nasıl sürdürmektedir?
Gazeteci meslektaşlarımız arasında en son şehit düşen Cihan Bilgin için Özgür Basın Birliği ve Kadın Basın Birliği, davalarının uluslararası boyuta taşınabilmesi için çalışmalar yürütüyor. Dosyalar hazırlanıp ilgili kurumlara iletildi, ancak bu davalara nasıl yanıt verileceği mevcut siyasi duruma bağlı. Bu nedenle katledilen gazetecilerin davaları henüz açılmadı ve çözülmedi. Buna rağmen Rojava, meslektaşlarına sahip çıktı ve her bir gazetecinin aramızdan ayrılmasıyla birlikte, kalemlerini ve kameralarını taşıyan onlarca yeni gazeteci görev aldı. Fiziksel olarak aramızdan ayrılan meslektaşlarımızın ruhuyla devrimimizi dünyaya daha güçlü bir şekilde duyurmaya çalışıyoruz.
Ancak meslektaşlarımızın davalarını kamuoyu ve dünyayla paylaşmak, suçluları bulup cezalandırmak için arayış ve çaba içindeyiz. Hakikat İzleme Komitesi, avukatlar, Suriye İnsan Hakları Örgütü, Özgür Basın Birliği, Kadın Basın Birliği ve bazı bağımsız gazetecilerden oluşuyor. Komitenin misyonu, katledilen ve yaralanan gazetecilerin durumlarını izlemek, dosyalarını hazırlamak ve mahkemelerle paylaşmak. Cihan Bilgin, Nazım Daştan ve Egîd Roj için de dosyalar hazırlandı ve ilgili kurumlara gönderildi. Yoldaşlarımızın başarı ve hayallerine ulaşmak için sesimizi kısmamalı, kalemlerimizi bırakmamalı ve kameralarımızı kapatmamalıyız.