YPJ Sözcüsü: Yeni Suriye’de kadın kotası yüzde 50 olmalıdır

Yeni Suriye’de kadınların etkili bir rol oynaması, haklarının garanti altına alınması için yeni anayasa hazırlığına katılmaları gerektiğini belirten YPJ Sözcüsü Ruksen Mihemed, yeni Suriye’de kadın kotasının yüzde 50 olması gerektiğini kaydetti.

SİLVA AL-İBRAHİM

Hesekê- Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) kuruluş konferansını 4 Nisan 2013 tarihinde Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizîr Kantonu’na bağlı Dêrik kentinde gerçekleştirdi. Konferansta Ortadoğu'nun ilk kadın ordusu olduğunu duyuran YPJ, her alanda cinsiyet eşitliğini sağlayacaklarını, erkek-devlet zihniyetine karşı mücadelenin süreceğini, demokratik ve ekolojik bir toplum inşa edeceklerini, Kuzey ve Doğu Suriye’yi koruyacaklarını, kadınların hak ve kazanımlarını savunacaklarını ve tüm bileşenler arasında sosyal adaleti sağlayacaklarının altını çizdi.

Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) Sözcüsü Ruksen Mihemed, YPJ’nin kuruluşunu, amaç ve hedeflerini, kadınlar öncülüğünde başlatılan Rojava Devrimi’nde elde edilen kazanımları, Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye’ye ve özellikle Tişrîn Barajı’na yönelik saldırılarını, devrimci halk savaşı ruhuyla verilen mücadeleyi geniş kapsamlı ajansımıza değerlendirdi.

‘YPJ, kadın özgürlüğünü esas alıyor’

YPJ’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de 2011-2013 yılları arasında Öz Savunma Güçleri içinde küçük gruplar halinde olduğunu belirten Ruksen Mihemed, “YPJ, o dönemler sayısal olarak azdı, ancak yıllar içerisinde örgütlülüğünü büyüterek, iç ve dış saldırılara karşı en ön saflarda yerlerini almaya başladı. Sayısal olarak artış yaşandıktan sonra 2013 yılında YPJ’nin kuruluşunu duyurduk. Cinsiyet eşitliğini ve kadın özgürlüğünü temel alan YPJ, demokratik, ekolojik ve eşitlikçi bir toplum inşa etmek, Suriye’de çoğulculuğun esas alındığı ademi merkeziyetçi bir çözümün sağlanması ve demokratik bir Suriye’nin inşa edilmesi ilkesi üzerine kuruldu. Bu ilkeler, hedeflerimize ulaşmak, cesaret, fedakarlık ve kararlılıkla birçok saldırı ve zorluğun üstesinden gelmek için ilerlemenin temelini oluşturdu" ifadelerinde bulundu.

Rojava Devrimi’nin bir Kadın Devrimi olduğunu belirten Ruksen Mihemed, Rojava Devrimi’nin Kürt kadınların öncülüğünde geliştiğini söyledi.

‘YPJ, askeri alanın erkeklerin tekelinde olmadığını kanıtladı’ 

Devrimde istenilen hedeflere ulaşmak için ilk andan itibaren adalet ve eşitliği öncelediklerini kaydeden Ruksen Mihemed, “Devrimden önce kadınlar yaşamın her alanında dışlanıyor ve varlıkları kabul edilmiyordu. Ancak YPJ’nin devrimle birlikte gerçekleştirdiği zihinsel devrim ile tüm yanlış kavramlar yıkıldı. Bu kolay olmadı ama bugün geldiğimiz noktaya ilke ve hedeflerimize bağlı kalarak ulaştık. İster sosyal ister politik ister idari, ister askeri düzeyde olsun kadınların elde ettiği tüm haklar ve kazanımların korunması için örgütlülüğün ve öz savunmanın güçlendirilmesi gerekiyordu. Kadınların maruz kaldıkları saldırılar nedeniyle, onları koruyacak bir savunma güçleri olmalıydı. Kadınlar kendilerini koruyacak birini beklemeden, hayatlarını ve varlıklarını bir kez daha ölüme ve köleliğe bırakmamak için harekete geçti. Bizler bu anlamıyla kadınlar için bir savunma sisteminin kurulmasını acil bir ihtiyaç olarak gördük. Buradan yola çıkarak kadınların kazanımlarının korunması için YPJ’yi kurduk. YPJ ile savunma hattını oluşturan kadınlar, kazanımlarını koruyabileceklerini ve askeri alanın yalnızca erkeklerin tekelinde olmadığını kanıtladılar” dedi.

‘Kadınlar Önder Öcalan’ın yaşam felsefesine güvendi’

YPJ’nin kadınların özgür bir yaşama kavuşması için yeni ufuklar açtığını dile getiren Ruksen Mihemed, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, “örgütlü ve eğitimli bir kadının kendini ve toplumunu nasıl koruyabileceği” yönündeki ifadelerini hatırlattı.

Kadınların Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlük ideolojisini benimsediğini ifade eden Ruksen Mihemed, “Kadınlar gücünü bu ideolojiden aldı ve Rojava Devrimi’ne bu ideolojiyle öncülük etti. Kadınlar özgürlüğe doğru ilerlemek için Önder Öcalan’ın yaşam felsefesine güvendi” şeklinde konuştu.

‘Silah ve savaş meraklısı değiliz, onurlu bir yaşam istiyoruz’

YPJ olarak özellikle eğitimlere önem verdiklerini kaydeden Ruksen Mihemed, “Çünkü silah taşıyan herkes onu neden taşıdığını bilmelidir. Eğitimlerle kadınlar tarihsel gerçekliklerini, tarih boyunca savaştıkları devrimleri, kadınların tarihsel deneyimlerini öğreniyorlar. Tarihsel olarak kadın mücadelesi deneyimlerinden ilham alıyoruz. Gerçekten de bu mirasa güvendik ve geçmiş hataların tekrarlanmaması için önceki tüm devrimleri ele aldık ve yapılan hatalardan kaçındık. YPJ olarak silah ve savaş meraklısı değiliz, tarih boyunca ezilen kadınlara ve halklara yakışan onurlu bir yaşam istiyoruz. Kadınlar olarak akademiler aracılığıyla ideolojik ve askeri eğitimlerle kendimizi yeniden inşa ediyoruz. Kadınlar tüm askeri birlik ve uzmanlıklarda önemli bir ilerleme sağlıyor. Askeri kadın birliklerimiz tam bir savunma sistemini bünyesinde barındırıyor” sözlerine yer verdi.

‘YPJ, QSD’nin omurgası olarak kabul ediliyor’

2015 yılında Kuzey ve Doğu Suriye’de Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) kurulduğunu kaydeden Ruksen Mihemed, “QSD kurulduktan sonra YPJ’de ona katıldı. YPJ, eğitim, savaş ve savunma stratejisiyle ilgili tüm kararlarını özgür ve bağımsız bir şekilde ele alıyor ve uyguluyor. YPJ, QSD’nin omurgası olarak kabul ediliyor ve bu gücün yüzde 50'sini temsil ediyor. Eğitim, strateji, içerik, biçim ne olursa olsun QSD tarafından alınan tüm kararlara YPJ de katılıyor. YPJ savaş cephelerinde en ön saflarda yer alıyor. Buna verilebilecek en iyi örnek ise, IŞİD ile mücadelede kadın savaşçıların ortaya koyduğu direniş ve IŞİD’in bu direniş sonucu yenilgisiydi. QSD ve YPJ, Suriye ordusunun çekirdeğini oluşturabilecek kapasitededir. Çünkü büyük askeri bir deneyime, uzmanlığa ve Demokratik Ulus Projesi’ne sahipler” dedi. 

‘Birliklerimizin mücadelesi sınırları aştı’

Ruksen Mihemed, YPJ’nin Kürt kadınlardan oluştuğunu ve sonrasında farklı milletlerden ve mezheplerden kadınların da katılım sağladığını kaydetti. Ruksen Mihemed, sözlerinin devamında, “YPJ’nin 2014 yılında Kobanê'de ortaya koyduğu direniş ve IŞİD’e karşı zaferinden sonra, Arap, Süryani, Ermeni, Türkmen ve bölgedeki diğer farklı halklardan kadınlar ve hatta dünyanın farklı ülkelerinden kadınlar YPJ saflarına katılım sağladı. Birliklerimizin mücadelesi sınırları aştı. Çünkü kadınlar dünyanın neresinde olursa olsun erkek egemen zihniyetten kaynaklı aynı acıları ve aynı zorlukları yaşıyorlar. YPJ, özgürlük özlemi çeken tüm kadınlar için bir şemsiye haline geldi ve ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesini somutlaştırdı" ifadelerinde bulundu.

‘Tişrîn direnişi kadınların yeni tarihini temsil ediyor’

YPJ’nin bir gerçeklik ve kadınlar tarafından yazılmış bir tarih olduğunu kaydeden Ruksen Mihemed, “Tişrîn Barajı ve Qereqozak Köprüsü’nde tanık olduğumuz kahramanlıklar, kadınların yeni tarihini ve kadınların 21’inci yüzyılı kadın özgürlüğünün sağlanacağı mükemmel bir yüzyıl yapacağını temsil ediyor. Türk devletinin özellikle son yıllarda işgal ettiği alanlarda kadın savaşçıları ve öncüleri nasıl hedef aldığını gördük. Çünkü kadınlarla sistemlerinin yıkılacağını biliyorlar ve bu yüzden ilk kadınları hedef alıyorlar. Bu yüzden kadın mücadelesini ve direnişini etkisiz hale getirmek istiyorlar. İşgal saldırıları kadınları mücadelesinden alıkoymayacak, çünkü kadınlar kendi gücüne, varlığına ve iradesine inanıyor. YPJ olarak, herkes için adil ve demokratik bir yaşam elde edilene kadar mücadeleye devam edeceğiz” sözlerinin altını çizdi.

‘Yeni Suriye’de kadınlar bazı hükümet pozisyonlarıyla yetinmemeli’

Esad rejiminin çökmesiyle Suriye’de başlayan yeni sürece de değinen Ruksen Mihemed, “Yeni Suriye’de kadınlar bazı hükümet pozisyonlarıyla yetinmemeli. Geçiş hükümetinde bazı pozisyonlara kadınların atanması, Suriyeli kadınlar olarak beklentilerimizi karşılamıyor. Çünkü uzun bir direniş geçmişimiz var ve buna göre kadınlar gelecekteki Suriye'de etkili bir rol oynamalı. Haklarını ve özgürlüklerini garanti altına almak için yeni anayasanın yazılmasına katılmalıdır. Kadınlar, Rojava Devrimi ile yeteneklerini kanıtladılar ve bundan kaynaklı yeni Suriye’de Kadın Savunma Bakanlığı olabilir, kadın Başbakan olabilir” değerlendirmesinde bulundu. 

Sözlerinin sonunda, “Hiçbir zihniyet bizi dışlayamaz veya mücadelemizi inkar edemez” diyen Ruksen Mihemed, YPJ’nin başarılarına dikkat çekti.

‘Öz savunma güçlendirilmeli’

Ruksen Mihemed, “Kadınlar her zamankinden daha fazla mücadelelerini birlik üzerine kurmalı, fikir ve deneyim alışverişinde bulunmalı, örgütlülüklerini büyütmeli ve öz savunmalarını güçlendirmelidir. Böylelikle kadınlar olarak haklarımızı, Suriye halkının tüm bileşenlerinin haklarını garanti altına alabilir ve yeni bir Suriye inşa edebiliriz. Öte yandan yeni Suriye’de kadın kotasının Özerk Yönetim’de olduğu gibi yüzde 50 olarak belirlenmelidir” sözleriyle konuşmasını tamamladı.