‘Yemen’de Nesrin Edib’in katledilmesi şiddetin geldiği noktayı gösteriyor’
Yemen’de erkek şiddetinin geldiği noktaya örnek olarak gösterilen Öğretmen Nesrin Edib’in katledilmesi üzerinden aylar geçmesine rağmen kadınların tepkisi dinmedi. Savaşın etkisi altındaki ülkede kadınlar, yaşam mücadelesi veriyor.

RANİA ABDULLAH
Yemen- Aden kenti El-Mansura ilçesinde 14 Ocak 2025 tarihinde evli olduğu erkek tarafından öğretmenlik yaptığı okula gitmek için servise bindiği sırada ateşli silahla katledilen Nesrin Edib, kadınlara yönelik şiddetin geldiği noktayı ve güvenlik güçlerinin bu tür olaylara karşı duyarsızlığını bir kez daha ortaya koydu. Failin olay sonrası Husilerin kontrolündeki Sana’ya kaçtığı ve orada tutuklandığı iddia edildi.
Nesrin yıllarca sistematik işkence görmüş
Öğretmen Nesrin Edib’in kız kardeşi Nercis Edib, kız kardeşinin yıllardır sistematik işkence gördüğünü ve failin daha önce de katletme girişiminde bulunduğunu söyleyerek, şiddetten kaynaklı Nesrin’in sürekli aile evine gittiğini anlattı. Gördüğü şiddete dayanamayarak karakola giderek şikayette bulunan Nesrin Edib, sonrasında boşanma davası açar. Nercis Edib, bu süreci şöyle anlattı:
“Kız kardeşimin tüm belgeleri ve delilleri olmasına rağmen dava sürekli ertelendi. Mahkeme onu ciddiye almadı. Katil kocası aslında o gün cezaevinde olması gereken biriydi. Bir gün kız kardeşimle okula gitmek için evden çıkarken, kapıya yöneldiğimizde kapalı olduğunu fark ettik, bomba yerleştirildiğini anlayınca dehşete düştük. Komşularımızdan yardım istedik ve bomba imha bilgisi olan bir komşu müdahale edip bizi kurtardı. Bu olayı da polise bildirdik ama kocası yine tutuklanmadı.”
Nesrin Edib, ülkede ne ilk katledilen kadın ne de son oldu. Hukukçular ve kadın hakları savunucuları artan şiddete işaret ederek, nedenlerini sıraladı.
Yasal boşluklar ve toplumsal baskılar
Nesrin Edib’in şikayetlerine rağmen yasal destek göremediğini, bu yargıdaki gecikmelerin de şiddetin bir parçası olduğunu belirten Avukat Tehani Sarari, “Kadına yönelik şiddet yeni bir şey değil, ancak son zamanlarda arttı. Bunun nedeni ailelerin şiddet gören kadına destek olmaması, yasaların zayıflığı ve kadınların çoğunlukla şikâyet etmeye çekinmesi. Boşanmanın ayıp sayılması da kadınları sessizliğe zorluyor” dedi.
Aile mahkemesi önerisi
Avukat Raghda Makatri de kadına yönelik şiddetin artışında ekonomik kriz ve hukuki süreçlerin yavaşlığının etkili olduğunu, bazı kadınların çocuklarının nafakası için yıllarca mahkemelerde beklemek zorunda kaldığını söyledi. Raghda Makatri, kadınların şikayet etmekten korkmamaları gerektiğini ve hukuki destek sunan kadın derneklerine başvurmalarını önerdi.
Sosyolog Altaf El-Ahdal’a göre ise savaş bir sebep değil bir sonuç. Suç oranlarındaki artışın temel nedenleri arasında ahlaki değerlerdeki düşüş, resmi ve gayri resmi koruma mekanizmalarının yokluğu bulunuyor.
Uzun yıllardır iç savaşın sürdüğü Yemen’de kadına yönelik şiddet ve kadın katliamları günden güne artıyor. Cezasızlık ve ataerkil zihniyet, savaş politikaları ile birlikte kadının tüm yaşamını baskılamış durumda. Şiddetin artmasında kadınlar birçok neden sayarken, en büyük neden ataerkil iktidar sistemlerinin kendisi oluyor.