Yazar Diana Jabbour: Şimdi daha fazla sesimizi yükseltmeye ihtiyacımız var

Çatışma ortamlarında en çok kadınların zarar gördüğünü belirten, Şam’da yaşayan yazar Diana Jabbour, “Şimdi daha fazla dayanışmaya, ağ oluşturmaya ve ötekileştirme girişimlerine karşı sesimizi güçlü bir şekilde yükseltmeye ihtiyacımız var” dedi.

LAMİS NASIR 

Şam– Suriye'de Esad rejiminin çökmesinin ardından, ülkenin geçici yönetimine cihatçı grup Heyet Tahrir El-Şam (HTŞ) getirildi. HTŞ'nin gelişiyle birlikte, bir yandan ülkedeki farklı mezheplere yönelik saldırılar artarken, diğer yandan kadınların ülke inşasındaki rollerini kısıtlayan bazı yasal değişiklikler hayata geçirildi. Suriye’deki siyasal dönüşüm, Suriyeli kadın yazarların gerçekliği, mevcut otoriteler karşısındaki konumları ve değişim sonrası döneme dair beklentileri üzerine önemli soruları gündeme getiriyor. Yazar ve gazeteci Diana Jabbour, kültür ve medya alanında çalışan kadınların karşılaştığı zorlukları yansıtan günlük deneyimlerinden derin bir bakış açısı sundu.

‘Seslerini daha güçlü bir şekilde yükseltmeye ihtiyaç var’

Sözlerinin başında günlük yaşamda bir korku duygusunun hâkim olduğunu belirten Diana Jabbour, "Savaş ve çatışma ortamlarında kadınlar genellikle en savunmasız kesimlerdir. Kadınlar, bu süreçlerde kaçırılma, katliam, aşağılanma gibi pek çok hak ihlaliyle karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle kadınların mücadelesi ve talepleri söz konusu olduğunda, bu tür vakaları daha sık duyuyoruz. Kadınlar ister yazar olsun ister aktivist, seslerini susturmayı amaçlayan dijital ordular tarafından organize edilen kampanyalarla saldırılara maruz kalmaktadır. Günümüzde kadınların, daha fazla dayanışmaya, ağ oluşturmaya ve ötekileştirme girişimlerine karşı seslerini daha güçlü bir şekilde yükseltmeye ihtiyaçları var" dedi.

‘Umudum gerçekten özgür bir alanda yaşamamızdır’

Yazdığı yazılar hakkında konuşan Diana Jabbour, "Eskiden dar bir özgürlük marjıyla yazardım ve sansür eşiğini geçmek için sık sık ayarlamalar yapmak, tonu yumuşatmak ya da hatta sanat eserinin kimliğini tamamen değiştirmek zorunda kalırdık. Bugünse umudum, sadece bu konuda konuşmak değil, gerçekten özgür bir alanda yaşamamızdır. Amacım ifade özgürlüğünün ötesindedir. Kadınların karşı karşıya kaldığı, toplumun daha geniş sorunlarıyla daha da kötüleşen yasal, dini ve siyasi meseleleri tartışabilmeliyiz” ifadelerinde bulundu.

Hukuk konusuna da değinen Diana Jabbour, “Hukuk, çeşitliliğe saygılı ve özgürlükleri koruyan bir toplum inşa etmenin temel taşıdır. Caydırıcı yasalar olmadan, hiç kimse kamusal alanla ilgilenmez. Yasa, diğer insanların inançlarının benim özel alanımı işgal etmeyecek şekilde sınırlandırılmasını sağlar. Kültürel ve dini miras nasıl binlerce yıldır korunuyorsa, ben de farklı olsam bile, her bireye bu hakkı güvence altına alan bir yasa çerçevesinde kendimi ifade etme hakkına sahip olmalıyım” sözlerine yer verdi.