Tunuslu gazeteci: Jineoloji'yi tanıtmak için çaba göstermeliyiz
Jineoloji’nin kadın gerçekliğine radikal değişiklikler getirdiğini belirten Tunuslu gazeteci Noura Othmani, “Kadın meselelerindeki derinliği ve kadınlara büyük önem veren Jineoloji’yi tüm Arap ülkelerinde tanıtmak için çaba göstermeliyiz” dedi.
![](https://jinhaagency1.com/uploads/tr/articles/2025/02/20250210-thmany-jpg7d1db4-image.jpg)
İHLAS HAMRUNİ
Tunus- Kavram olarak ilk kez 2008 yılında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Özgürlük Sosyolojisi kitabında karşımıza çıkan Jineoloji, “Jin” yani “kadın”, “loji” yani “bilim” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. “Kadın Bilimi” anlamına gelen Jineoloji’deki kadın ve bilim sözcükleri “Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü” paradigma temelinde yeniden tanımlanmaktadır.
‘Jineoloji ile toplumsal ve felsefi bakış açısı geliştirmeye çalışılıyor’
Kadın sorunuyla ilgilenen Tunuslu gazeteci Noura Othmani, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Jineoloji ile eğitimden ekonomiye ve sağlığa kadar, kadın sorunlarına toplumsal ve felsefi bakış açısı geliştirmeye çalıştığını söyledi. Arap dünyasında, Ortadoğu'da ve Kuzey Afrika'daki kadınların güvenlik ve istikrar sorunu yaşadığını belirten Noura Othmani, “Güvenlik ve istikrar sorunlarıyla birlikte kadınlar ekonomik, sosyal, politik ve kültürel birçok zorlukla karşı karşıyadır. Dünyanın diğer ülkelerindeki kadınların yaşadıklarından çok da farklı değildir. Kadınları koruyacak yasaların çıkarılmasının yanı sıra kadınlara ilişkin toplumsal cinsiyet konularının genelleştirilmesi ihtiyacını da gerektirmektedir” ifadelerinde bulundu.
‘Savaş bölgelerinde kadınların sosyal ve ekonomik koşulları hâlâ kırılgan’
Ortadoğu’da çatışma ve savaşların yaşandığı ülkelere dikkat çeken Noura Othmani, "Filistin, Suriye, Lübnan, Sudan, Yemen gibi çok sayıda savaşa sahne olan sıcak bölgelerde, kötü koşullar, güvensizlik ve fiziki bütünlük kaybı nedeniyle kadınların sosyal ve ekonomik koşulları hâlâ kırılgan. Bu da onları geçim ve insanca bir yaşam elde etme konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya bırakıyor. Savaşların yaşanmadığı ülkelerde ise kadınlar, aralarında eşitlik olmaması gibi sosyal sorunların yanı sıra, kendilerine yönelik şiddet olgusunun giderek ağırlaşması sonucu kırılganlık yaşıyor” şeklinde konuştu.
‘Tunuslu kadınlar aile içi şiddete maruz kalıyor’
Ortadoğu’daki diğer ülkeler gibi Tunus’ta da kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle şiddete maruz kaldığını ifade eden Noura Othmani, “Tunus’ta kadınları korumak için yürürlüğe konan çok sayıda kanun var, ancak Tunuslu kadınlar hâlâ işsizlik, kuraklık ve sel gibi iklim değişikliklerinin bir sonucu olarak geçim kaynaklarını kaybediyor. Geçim kaynaklarının kaybı nedeniyle kadınlar ekonomik kırılganlığın yanı sıra, özellikle aile içi şiddete maruz kalıyor. Zor koşullar altında çalışan tarım işçisi köylü kadınlar, sosyal güvencenin olmayışı ve kendileriyle erkekler arasındaki ücret ayrımcılığı da dahil olmak üzere, birçok ihlalle karşı karşıyalar. Tarım işçisi kadınlar ayrıca ulaşım araçlarının yokluğu nedeniyle ‘ölüm kamyonları’ ile çalışacakları alanlara gidiyorlar ve bu sırada yaşanan kazalar nedeniyle hayatlarını kaybediyorlar. Siyasete dahil olan kadınların sayısı ise çok küçük bir yüzeyi oluşturuyor” diye kaydetti.
‘Jineoloji kadınların sömürülmesi gerçeğine karşı çıkıyor’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Özgürlük Sosyolojisi kitabına değinen Noura Othmani, sözlerine şöyle devam etti: "Abdullah Öcalan, Özgürlük Sosyolojisi adlı kitabında kadın özgür olmadığı sürece toplumun özgür olamayacağını ve toplumsal özgürlük düzeyini belirleyen şeyin kadın özgürlüğü olduğunu vurguluyor. Önder Abdullah Öcalan, Jineoloji kavramını yenilikçi bir bilim olarak tanımlıyor. Jineoloji, kadın, yaşam ve özgür bir arada yaşamanın bilimi olarak sağlık, eğitim, siyaset, toplum ve ekonomi gibi kadınların ilgilendiği çeşitli alanlarda zengin bilgiler yaratmayı amaçlıyor. Jineoloji aynı zamanda kadın dünyasının içsel yönlerine ve onların insani duygularını ortaya çıkarma ve paylaşma yeteneklerini de açığa çıkarıyor. Bu bilim, işgal ve kadınların sömürülmesi gerçeğine karşı çıkma ve reddetme fikrine dayanmaktadır. Esas olarak tüm ülkelerde kadınların yaşadığı tüm zorluklarla mücadele etmek için eğitim ve öğretim becerilerine dayanmaktadır. Dünyada, Ortadoğu'da ve özellikle de Kuzey-Doğu Suriye’de bu bilim güçlü bir şekilde ortaya çıkmıştır.”
‘Jineoloji, var olan sorunları tartışmak için yeni bir zemin sunuyor’
Kadın-erkek ayrımı yapmadan kadınlarla ilgili tüm konularda yeni bir toplumsal farkındalık yaratmak için çalıştıklarını aktaran Noura Othmani, “Jineoloji, hem aile içi, hem de toplumsal sorunlarda kadınların desteklenmesine önemli bir katkıda bulunmuştur. Jineoloji, kadın gerçekliğine radikal değişiklikler getiriyor, var olan sorunları tartışmak için yeni bir zemin sunuyor, kadınların kişiliklerinin geliştirilmesine katkı sunuyor, kadınları toplumla iletişim kurma konusunda daha fazla beceri kazandırıyor. Jineoloji'yi tüm Arap ülkelerinde tanıtmak ve yaymak için daha fazla çaba göstermeliyiz. Jineoloji felsefi bir fikir olarak başladı, ancak yavaş yavaş birçok kadın sorunuyla ilgili meseleyi ele almadaki başarısıyla sahada somutlaşan bir bilime dönüştü. Kadın sorunlarının ele alınmasındaki önemine ve uzmanlığına rağmen aslında Tunus dahil Kuzey Afrika ülkelerinde hala bilinmiyor” dedi.
‘Tüm sorunların ele alınacağı yeni bir kaynak oluşturacak’
Noura Othmani, sözlerinin sonunda Tunus’la ilgili birkaç hususu anlattı: “Her ne kadar Tunus'ta kadınlar, kadın haklarını savunan yasa ve mevzuatların çıkarılmasında öncü olsalar da, sosyal ve beşeri bilimler onlara geniş bir çalışma ve araştırma payı vermiş olsa da, henüz bağımsız bir bilim elde edemediler. Bu nedenle, kadın meselelerindeki derinliği ve kadınlara büyük önem veren yüce bir felsefeye dayanan bir bilim olması nedeniyle Jineoloji’nin Tunus'ta öğretilmesinde ve yaygınlaştırılmasında bir sakınca görmüyoruz. Jineoloji ve ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi daha geniş çapta tanıtılmalıdır. Jineoloji, kadınlarla ilgili yaşanan tüm sorunların ele alınacağı yeni bir kaynak oluşturacak.”