Tunus’ta ifade özgürlüğü baskı altında: Hükümeti eleştiren 7 kadın tutuklandı

İfade ve basın özgürlüğünün günden güne gerilediği Tunus’ta 7 kadın aktivistin dijital medya hesaplarından hükümeti eleştirdikleri için tutuklanmasına tepki gösteren kadınlar, çoğulcu bir medya ve özgürlüklere karşı bir adım olduğunu savunuyor.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Tunus’ta 2011 yılında gerçekleşen ‘Yasemin Devrimi’ sonrası demokrasi adına atılan adımlar ve yapılan yasal düzenlemeler geçen süreç içerisinde ya rafa kaldırıldı ya da yok sayıldı. Kağıt üzerinde kalan yasalarda 2019 sonrası yapılan kimi değişimlerle de basın ve ifade özgürlüğü bir bütünen kısıtlandı. İnsan hakları ve demokratikleşme konusunda evrensel normları belirleyen en önemli uluslararası belgelerden biri olarak kabul edilen, “Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi”ni imzalayan Tunus’ta özgürlükler adına endişeler gün geçtikçe artıyor.

Sınır Tanımayan Gazetecilerin (RSF) Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 2023 yılında 94’üncü sırada olan Tunus bu yıl 118’inci sıraya geriledi. Basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı ülkede Şazi Al-Hac Mubarek, Ziyad Al-Hani ve Halife Al-Kasimi adlı gazeteciler, mesleki faaliyetlerinden kaynaklı yargılanıyor.

Tunus’ta son zamanlarda dijital medya platformlarında düşüncelerini paylaşan çok sayıda aktivist gözaltına alındı, tutuklandı ve haklarında davalar açıldı. Hak savunucuları, ifade özgürlüğünü kısıtlayan 54 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çerçevesinde yargılanıyor.

Basın ve ifade özgürlüğünün Tunus yasaları ile güvence altına alındığını hatırlatan insan hakları savunucuları, “2 yıl sonra, tiranlıktan kurtulduğumuza inandırıldık. Kararname, eleştirel medyayı ve siyaset sahnesini tasfiye etmenin bir aracıdır” sözleri ile Tunus hükümetini eleştiriyor.

Konuya ilişkin tepki gösteren gazeteci ve hak savunucuları, yasaların uygulanmamasının ve yaşanan tutuklamaların ülke geleceği açısından endişe verici olduğunu kaydetti.

‘Özgürlük ikliminin azalması özgür yaşamın öldürülmesine yol açacaktır’

Gazeteci ve insan hakları savunucusu Hawla Bukarim, gazetecilik mesleğini tanımlayan 115’inci maddeyi hatırlatarak, bu maddenin ifade ve basın özgürlüğü açısından ülkeye çok yol aldırdığını kaydederek, “Kaos istemiyoruz ve insanlara hakaret etmeye ve özgürlüğü kaotik, duygusal veya dikkatsiz bir şekilde kullanmaya karşıyız. Bu temelde 115’inci Yasa’da çizgiyi aşan herkese son verecek bir hukuk cephaneliğimiz var. Özgürlük ikliminin azalması özgür yaşamın öldürülmesine yol açacaktır. Profesyonel bir gazetecinin kaçınılmaz olarak gazetecilik mesleğinin ahlakına sahip olması gerekiyor. Mesleğin kuralları açıktır, yani bir gazeteci olarak yetkililere yönelik eleştirilerimde sınırsız değilim. Hakaret etmemeliyim.  Bu durum siyasetçiler ve vatandaşlar için de geçerli. Meslektaşlarımda buna dikkat ediyor. Yöneticiler kendilerini eleştirinin dışında tutamazlar” diye belirtti.

7 aktivist tutuklandı

Devrimin en belirgin kazanımlarının özgürlük ve çoklu ve özgür medyanın yaratılması olduğunu vurgulayan insan hakları savunucusu Monia Bin Jmai, son zamanlarda aktivistler, gazeteciler ve kadın hakimlerin siyasi duruşlarından kaynaklı cezalandırıldıklarını hatırlattı. Monia Bin Jmai, son tutuklamalar 7 aktivistin cezaevine gönderildiğini belirterek, şunları ifade etti:

“Bu adım Tunus yasaları ve uluslararası yasalara aykırıdır. Şiddetle mücadele eden 58’inci Yasa’yı da unutmayalım. Bu yasada diğer yasalar gibi uygulanmıyor. Bu tutuklamalarla görüyoruz ki dikkat çeken husus, bu şiddetin devlet tarafından gerçekleştirilmesidir. Zarar verme düzeyine ulaşmayan görüşler nedeniyle kadın aktivistlere yönelik baskılar devam ediyor. Bu durum ülkenin geleceği açısından da doğru değil. Tüm bunlar kadına yönelik istismardan beslenen erkek zihniyetinden kaynağını alıyor. Şiddetin her türünün her alana yayılması toplumsal cinsiyetle bağlantılıdır. Özellikle ekonomik durumun kötüleşmesi ve siyasi sorunlar kadınlara yönelik saldırılara kapı araladı.”