Tüm engellere meydan okuyarak sporla kimliğini yarattı

Hobisi olan tekvandoyu yaşam biçimine dönüştüren Tunuslu Hadil Qasmi, toplumsal kalıpları yıkarak önemli başarılara imza attı. Hadil Qasmi’nin bu yolculuğu genç kadınlara ilham olurken, pes etmemenin, mücadelenin ve inancın da bir örneği oluyor.

İHLAS HAMRUNİ

Tunus- Birçok ülkede kadınların toplumsal kalıpları kırıp adım atmaları önemli bir başarı anlamına geliyor. Özellikle son yıllarda kadınlar spor alanında önemli başarılara imza atıyor. Tunus’un kırsal bir bölgesi olarak kabul edilen Kasserine’den gelen Hadil Qasmi’nin ilerleyişi de birçok kadın ve kız çocuğuna ilham oluyor.

Maddi zorluklara rağmen, tekvando sporunda istikrarlı bir şekilde yer alan Hadil Qasmi hobi olarak başladığı bu alanda kısa sürede önemli başarılara imza attı.

Mücadele öyküsünü ajansımızla paylaşan Hadil Qasmi, spor kariyerine dokuz yaşındayken başladı. Yaz tatillerinde boş zamanlarında bir aktivite olarak tekvando yapıyordu. O zamanlar hobi olarak gelişen sporun tüm hayatının bir parçası olacağını bilmiyordu. Hadil Qasmi, "Bir hobiydi ama bugün federal antrenör ve ulusal hakem oldum. Kısa süre önce Tunus Savunma Sporları Federasyonu Yaptırımlar ve Profesyonellik Komitesi Başkan Yardımcılığı'na atandım ve Kasserine Valiliği'nde Genel Savunma Koordinatörü olarak görev yaptım; bu benim için büyük bir onur" diyor.

Engelleri bir bir aştı

Genellikle erkeklerle özdeşleşen sporda başarısını kanıtladığını anlatan Hadil Qasmi, tüm engelleri bir bir aştığını söylüyor. Hadil Qasmi konuşmaya şu sözlerle devam ediyor:

"Doğru, yol kolay değildi, özellikle de tekvando şiddetli tepkileriyle bilinen bir dövüş sporu olduğu için. Bu, toplumda birçok soruyu gündeme getiriyor: Bir kız nasıl dövüş sporu yapabilir? Kimisi alay ediyor, kimisi övüyor, kimisi de bu mücadeleyi seçiyor. Benim için bu mücadele, yolculuğuma devam etmem için bir motivasyon kaynağı oldu. İlk başta fiziksel ve psikolojik olarak zordu ve iç kesimlerden gelen bir kadın olarak, genellikle erkeklerin tercih ettiği bir dövüş sanatını seçtiğim için çok fazla eleştiri aldım. Ama bunu yapıcı bir eleştiri olarak görmeyi tercih ettim, başka bir şey değil. Ailemin desteği sayesinde devam ettim. Onlardan motivasyon buldum ve tekvandoyu sinirlerimi kontrol etmek, insanlarla yüzleşmek, sabır ve disiplin gibi birçok şey öğrenmenin bir yolu olarak gördüm."

Spor kimliği oldu

Zamanla sporun kimliğinin bir parçası haline geldiğini belirten Hadil Qasmi, “Bazen bir hafta, iki hafta, hatta bir ay tatile çıktığımda, bir şeylerin eksik olduğunu ve tekrar yola girmem gerektiğini hissediyorum. Örneğin, lise yıllarımda derslerim nedeniyle ara vermek zorunda kaldım, ancak yine de antrenmanlarıma devam ettim. Spor okuyordum ve bölümüm atletizm olmasına rağmen, tekvandoyu derslerimle dengelemeye devam ettim. Lise sonrası daha güçlü bir şekilde geri döndüm" şeklinde konuşuyor.

Hedefi olimpiyatlara katılmak

Aldığı her ödülün bir hikayesinin olduğunu kaydeden Hadil Qasmi, ilk altın madalyasını asla unutamayacağını söylüyor. Hadil Qasmi, "Çok gençken kazandığım ilk altın madalyaydı. Bu başarının özel bir hissini duydum. O zaman spor dünyasında kendime bir isim yapmaya başladığımı düşündüm. İster bölgesel, ister ulusal, ister uluslararası bir zafer olsun, özellikle de tek başınıza ve sonuçtan sorumlu olduğunuzda, büyük bir zihinsel ve fiziksel yorgunluk ve baskı yaratır. Ancak zafer anı tüm yorgunluğu siler ve onu yeni bir başlangıca dönüştürür. Olimpiyatlara katılmayı hayal ediyorum, neden olmasın? Hedefim bu” diye ifade ediyor.

‘Masrafları sporcular üstleniyor’

Kendi kişisel başarısından memnun olduğunu ancak spora ülkesinde gerekli desteğin verilmediğini vurgulayan Hadil Qasmi, "Destek olduğu doğru, ancak olması gerektiği kadar değil. Bireysel sporlarda, masrafların çoğunu sporcu üstlenir. Hatta dernekler bile bazen size gerektiği gibi yardımcı olmaz ve çoğu zaman siz derneğe, onun size yardım ettiğinden daha fazla yardım edersiniz, yani her şey size bağlıdır" sözleri ile yaşananları anlatıyor. Bu durumun özellikle kız çocuklarını etkilediğine dikkat çeken Hadil Qasmi, şöyle devam ediyor:

"Hem erkek hem de kadın birçok şampiyon, Tunus bayrağını dalgalandırmalarına rağmen destek bulamadıkları için spor yapmayı bıraktı. Bazıları ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Her şey paraya bağlı hale geldi ve daha fazla harcayamayanlar devam edemiyor. Ancak Tunus bayrağını dalgalandırabilecek, yurt dışında şampiyonluklar kazanabilecek ve ülkelerini temsil etmek üzere geri dönebilecek olanlar var. Yetkililer bireysel sporlara gereken önemi vermeli.”

‘Odaklanın ve devam edin’

Hadil Qasmi, konuşmasının sonunda özellikle genç kadınlara şu çağrıyı yapıyor:

“Söylenen her şey laftan ibaret. Hedeflerinize odaklanın ve devam edin. Toplumun algısı yüzünden yarı yolda bırakmayın. Eleştiriyi bir engel değil, bir motivasyon olarak görün. Sporda kız ve erkek arasında bir fark yoktur. Önemli olan tutku, güç ve meydan okuma yeteneğidir. Biz kızlar, erkeklerden daha fazla meydan okuma ve mükemmellik kapasitesine sahibiz."