Afganistan’da Dünya Kız Çocukları Günü: Kadın olmak hala suç
Dünya, Dünya Kız Çocukları Günü’nü kutlarken, Afganistan’da binlerce kız çocuğu ve kadın hala kapalı kapıların ardında. Orada eğitim görmek, çalışmak, hatta nefes almak bile bir hak değil, bir ayrıcalık sayılıyor.

BAHARİN LEHİB
Tahar – Dün Dünya Kız Çocukları Günü’ydü. Sabahın erken saatlerinden itibaren dijital medyada umut dolu mesajlar, renkli paylaşımlar ve kutlama sözleri vardı. Ama ben sadece Afganistan’daki kız çocuklarını düşündüm… Okula gitme hakları bile olmayanları. Evlerinin kapalı kapılarının ardından, artık bir parçası olamadıkları dünyaya bakan gözlerini...
Taliban’ın iktidara gelişinin üzerinden dört yıl geçti. O günden beri her gün, kız çocuklarıyla ilgili acı bir haber var. Başlarını örtmedikleri için aşağılanan, tacize uğrayan, kaybolan ya da bir daha evine dönemeyen kız çocukları… Konuşmaya cesaret edenlerin isimleri ya cezaevlerinde ya da kayıplar listesinde.
Hep baskı vardı
Afganistan’ın tarihine baktığımda, bu acıların yeni olmadığını görüyorum. Savaş, siyaset, din ve gelenek el ele vererek, kadınları ve kız çocuklarını her zaman ilk hedef yaptı. Devletin yasaları ve silahları bir yanda, toplumun “namus” ve “ayıp” anlayışı diğer yanda; kadınların yaşamı hep baskı altında kaldı. Evde, okulda, sokakta hep baskı vardı. Hiçbir yer onlar için güvenli olmadı. Afgan kadınlar “Afganistan’da kadın olmak en büyük suç” diyor.
‘Baskılar beni eritiyor’
Tüm bu baskılara rağmen, Afgan kadınların sesi susmadı. Duvarlar yüksek, korku büyük, ama her kapalı kapının ardında hala direnişin sesi var. Bugün, genç bir Afgan olan Rahele Nur ile konuştum. Sesi yumuşaktı ama kelimeleri çok derin ve yaralıydı. Rahele Nur şöyle konuşuyor:
“Kadınlar Günü, Anneler Günü, Kız Çocukları Günü… Afganistan’da bunlar sadece kutlama cümleleri olarak kalıyor. Bizim durumumuz için gerçekten hiçbir şey yapılmadı. Kendimi evin duvarlarına hapsedilmiş gibi hissediyorum. Katman katman baskılarla mücadele ediyorum ve bu baskılar beni eritiyor.”
Kadınların sesi özgürlüğün izini taşıyor
Biraz sustuktan sonra Rahele Nur, “Kimse bugünü bana kutlamasın, hediye de getirmesin. Sadece rahat bir şekilde yaşamak, nefes almak istiyorum. Beni sadece doğuran, yemek yapan biri olarak görmesinler” diyor. O konuştukça, bu sözlerin binlerce başka kadın ve kız çocuğunun içinde de yankılandığını hissettim. Çocuk yaşta susmayı öğrenmiş ama içlerinde bir çığlık taşıyan kızlar...
Afganistan’da Dünya Kız Çocukları Günü bir kutlama değil, bir hatırlatma günüdür. Acının, direnişin ve sessizliğin içindeki çığlıkların hatırlanması… Kız çocuklarının eğitim, özgürlük ve hayat hakkının ellerinden alındığı bir ülkede bu günün “kutlama” anlamı çoktan kayboldu. Ama karanlığın ortasında hala bir ses var. Sessiz bile olsa, o ses özgürlüğün ve insanlığın izini taşıyor