SORGÜL ŞÊXO

Hesekê –Soykırım saldırılarına maruz kalan Kürt, Ermeni, Êzidî, Türkmen, Arap ve Süryaniler, Baas hükümetinin ‘tek dil, ‘tek bayrak, ‘tek millet’ dayatmalarını da reddediyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de Demokratik Ulus Sistemi’ni esas alan halklar, eşit, birlikte yaşam sürüyorlar.

Cizîr Kantonu’nun en küçük şehri olan Til Temir’de yaşayan Kürt ve Türkmen kadınlar, birlikte yaşamın nasıl olduğunu ajansımıza değerlendirdi.

‘Mücadelemiz halklar arasında eşitliği tesis etmektir’

Suriye'nin Lazkiye şehrinden olan 65 yaşındaki 8 çocuk annesi Türkmen Elya Oglo, 43 yıldır Til Temir'de yaşıyor. Elya Oglo, Özerk Yönetim sistemi içerisinde halklar arasında eşitliğe vurgu yaparak, “Irkçılığın olmadığı bir ülke yok. Kuzey ve Doğu Suriye’de 19 Temmuz Devrimi'nin başlaması ve Önder Abdullah Öcalan'ın ortaya koyduğu Demokratik Ulus fikrinin yerleşmesiyle birlikte ırkçılık giderek azaldı. Bunun yerine bileşenlerin sevgisi, birbirinin tarihine, diline, kültürüne saygısı arttı. Avrupa ülkelerinde siyahilere yönelik bir ırkçılık var. Suriye'nin kentlerinde bile Sünnilerle Aleviler arasında fark var. Bizim mücadelemiz tüm halklar arasında eşitliği tesis etmektir” şeklinde konuştu.

‘Bizler tek bedende tek ruhuz’

Kuzey ve Doğu Suriye'nin ortak yaşam örneği olduğuna dikkat çeken Elya Oglo, “Demokratik Ulus Sistemi’nin Suriye’nin tamamında hayata geçirilmesini isterdik. Dünyayı tehdit eden IŞİD’e karşı Kürt, Arap ve Süryani savaşçılar birlikte direniş gösterdiler. Bizler tek bedende tek ruhuz. Bu birlikteliği sağlayan kadınlar, çeteler saldırdığında geceleri nöbet tutarak şehirlerini korurken, gündüzleri de savaşçılarına yemek hazırlıyorlardı. Önder Öcalan’ın fikirleri sayesinde biz kadınlar bu günlere geldik ve bizler Önder Öcalan’ın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz” dedi.

‘Birliğimizi inşa etmek için çok bedel ödedik’

Kürt kadınlardan 62 yaşındaki 9 çocuk annesi ve 23 torunu olan Mihdiya Hac Mihemed de ortak yaşama dair şu ifadelerde bulundu: “Uzun süredir Araplar, Süryaniler ve Kürtler Şehîd Viyan Mahallesi’nde birlikte yaşıyor. Ortak yaşama düşman olan rejimler ise her fırsatta halkın birliğini bozmaya çalıştılar. Baas rejimi çok kafa karışıklığı yaratsa da Kürtler ve Araplar yeniden bir araya gelerek sorunlarını birlikte çözdü. Birliğimizi inşa etmek için çok bedel ödedik. Çünkü saldırılar tüm milletleri hedef aldı” diye kaydetti. 

Mihdiya Hac Mihemed, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olmasaydı halklar arasında katliamlar yaşanırdı. Afganistan ve Pakistan'da nasıl savaşlar ve katliamlar olduysa aynısı burada da olurdu. Önder Öcalan, halklar arasında nefreti, düşmanlığı değil, eşitliği ve sevgiyi yeşertti.”