Tarihten bugüne direnişin ateşi Newroz'da yanıyor
Kürt halkının varlığına ve iradesine karşı binlerce yıldır yürütülen politikalara rağmen, Kürtler her 21 Mart’ta direnişi simgeleyen Newroz ateşini yakmaktan geri durmadı. Newroz ateşi, Kürtleri yok etmek isteyen iktidarlara karşı bir cevap oldu.

RONÎDA HACÎ
Hesekê - Mart ayı, Kürtler için aynı zamanda Newroz ayıdır. Kürt halkının ulusal bayramı olan 21 Mart, Demirci Kawa’nın zalim Dehaq'a karşı isyan edip, onu öldürdükten sonra zafer ilan edip bir dağın zirvesinde ateş yakmasıyla özgürlüğün simgesi haline gelir.
Tabi Mart ayı özgürlüğü ve direnişi simgelediği gibi aynı zamanda Kürtlerin tarihinde acılarla dolu katliamların da yaşandığı yıldönümlerine denk geliyor. Halepçe Katliamı, Efrîn'in işgali, Heseke'deki Newroz patlaması ve son olarak Kobanê'nin Berxbotan köyünde yaşanan katliam bunlardan sadece birkaçı.
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê şehrindeki Öğretmen Yüksekokulu Yönetimi Jînda Ehmê, Mart ayının direniş ayı olduğu gibi aynı zamanda katliamlarla dolu bir ay olduğunu ifade ederek, yeni Suriye’de herkesin kendi kültürü ile önemli gün ve tarihlerini kutlayabilmesini istedi.
‘Kürtlere yönelik imha politikası devam ediyor’
Tarihten bu yana Kürtlere karşı imha ve inkar politikasının yürütüldüğünü vurgulayan Jînda Ehmê, “Kürt halkı tarih boyunca adaletsizliğe ve zulme karşı isyan etti. Mart ayı Kürt halkı için kutsal bir aydır. İsyanın ve kurtuluşun başlangıcıdır. 8 Mart ve 21 Mart Kürt kadınları için kurtuluş günüdür, bu günlerde özgürlük ateşi yakılıyor” dedi.
Halepçe Katliamı
Kürt halkına yönelik düşmanlık besleyen iktidarların Kürtlerin tarihinde önemli bir yere sahip olan Mart ayında yeni katliamlar gerçekleştirdiğini söyleyen Jînda Ehmê, 16 Mart Halepçe Katliamı’nı hatırlattı. 1988 yılında Saddam Hüseyin’in Halepçe’de Kürtlere karşı kimyasal silah kullandığını ve 5 bin Kürdün ölümüne neden olduğunu kaydeden Jînda Ehmê, “Bu katliamla birlikte insanlık öldü” diye belirtti.
‘Baas rejimi Newroz kutlamalarını engelledi’
24 Mart 1993’te ise Baas rejiminin Hasekê Hapishanesi’ni yaktığını söyleyen Jînda Ehmê, burada 25'i Kürt olmak üzere 61 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. 12 Mart 2004’te ise Kürtler ve Araplar arasında fitne çıkarmaya çalışan Baas rejiminin yeni bir katliama daha neden olduğunu söyleyen Jînda Ehmê, futbol maçında çıkan olaylar sonucu ölen ve yaralananlar olduğunu belirtti. Jînda Ehmê, “Baas rejimi Mart ayında birçok sorun çıkararak, Newroz kutlamalarının önüne geçmek istiyordu” ifadelerini kullandı.
IŞİD çetelerinin 2015 yılında Newroz gecesi Hasekê'nin Miftî köyüne bir saldırı düzenlediğini hatırlatan Jînda Ehmê, bu kez Türk devletinin katliamlarla Kürtlerin varlığını hedef aldığını ifade etti. Jînda Ehmê, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İşgalci Türk devleti, 20 Aralık 2018'de Efrîn Kantonu’na saldırdı ve 18 Mart'ta Efrîn'i işgal etti. Efrîn'in işgali ile binlerce insan göç etmek zorunda kalmış, yüzlerce insan yaralanmış ve şehit olmuştur. Son olarak ise Kobanê'nin Berxbotan köyünde işgalci Türk devleti kutlama yapmak isteyen sivil bir aileye saldırdı. 7'si çocuk 9 kişi katledildi.”
‘Newroz ateşi hep yandı’
Kürtlere yönelik katliamlara rağmen her yıl Newroz ateşinin yandığına vurgu yapan Jînda Ehmê, 2025 Newrozu’nun ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısı ile daha fazla anlam kazandığını ifade etti.
Jînda Ehmê, 2025 Newrozu’nun Ortadoğu krizinin çözümü olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün Newrozu olacağını belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı: "Newroz, Kürt halkı için tarihi bir gündür, nerede olursa olsun, Kürtler bugünü coşkuyla kutluyorlar. Önder Apo 2025 Newrozu’nu ezilen halklar için tarihi bir gün haline getirdi. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye'deki tüm bölgeler Newroz ateşi etrafında birleşmiş durumda. Yeni Suriye’de herkesin kendi kültürü ile kendi bayramlarını özgür bir şekilde kutlayabilmelerini istiyoruz.”