Tarihi anlara tanıklık edenler: Kürt mücadelesinin kararlılığı törene yansıdı

Barış ve Demokrasi Grubu’nun silahları imha töreni dünyada büyük yankı uyandırdı. Törene tanıklık eden siyasetçi kadınlar, gelinen sürecin Kürt halkının mücadelesi ve iradesinin bir yansıması olduğunu söyledi.

ARJÎN DİLEK ÖNCEL

Amed- Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kenti kırsalında bulunan Şikefta Casenê’de 11 Temmuz’da tarihi bir adım atıldı. Barış ve Demokratik Toplum Grubu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “silahları bırakın” çağrısı üzerine silahlarını düzenlenen bir tören ile imha etti.

Bu tarihi anlara tanıklık edenlerden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Elif Bulut ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Dönem Sözcüsü Pelin Kahinoğulları ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

‘Tarifi çok zor bir duygu’

Elif Bulut, silahları imha töreni sırasında törene katılanların heyecanlarına tanık olduklarını ifade ederek, “Tarifi çok zor bir duygu. İnanılmaz bir heyecan vardı. Bu görüntülerin dünyada eşi benzeri yoktu. Benzeri olsa bile süreç aşamaları farklıdır. Bu ana tanık olmak bize ayrı bir sorumluluk ta yüklüyor. Çünkü oradaki atmosferi ve gelecekte bize nasıl bir yol göstereceğini aktarmak ihtiyacı doğuyor” dedi.

Barış ve Demokrasi Grubu’ndan 30 kişinin törenin yapıldığı alana gelişlerini yorumlayan Elif Bulut, “30 kişi geldi, kendi yüklerini bıraktılar ve gittiler ama o yükleri demokratik mücadele yöntemine dönüşecek” diye belirtti.

‘30 kişilik grup çok netti’

Elif Bulut, “Bu sadece silahları imha değildi, metindeki ifade şekli, 30 kişinin duruşu çok netti. Duygusallığın, ağlama slogan ve alkışın olmaması gibi ricaları olmasına rağmen, insanlar bir süre sonra bunu yapamadılar, fakat onlar çok netti. Çünkü inandıkları ve hayata geçirmeyi bekledikleri bir şeyi gerçekleştiriyorlardı. Onun verdiği bir mağrurluk, bir gurur vardı yüzlerinde. Kararlı inişleri, duruşları, sözlerini net, kısa ve öz tutmaları… Dolayısıyla o duruşları ve netlikleri bize de yansıdı. Demokratik bir toplumu yaratabilmek için, demokratik adımların atılması lazım. Reformların yapılması lazım, düzenlemelerin yapılması lazım” ifadelerini kullandı.

‘Endişeleri gidermek hükümete bağlı’

PKK’nin önemli bir adım atarak süreci başka bir aşamaya taşıdığını kaydeden Elif Bulut, “Sürecin başından beri genel talep şuydu; PKK silah bıraksın. PKK bir adım attı ve bu adımda kararlı olduklarını her fırsatta söylüyorlar. Ama devlet kanadı adım atmadığı için onlara karşı bir güvensizlik var. İktidar kanadı bu güvensizliğin ortadan kaldırmalı. Demokratik adımlar atmalı ve sürecin başka bir ivmeye doğru gitmesi gerekiyor. Halk bu sürece her zamankinden çok daha fazla inanıyor ama endişeliler, bu endişeleri gidermekte hükümete bağlı” ifadelerini kullandı.

‘Kürt mücadelesinin kararlılığı törene yansıdı’

Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Dönem Sözcüsü Pelin Kahinoğulları ise, Kürtlerin demokratik bir ülke için verdiği mücadeleye vurgu yaptı. “Bizler, Kürt halkının demokratik toplum mücadelesinin yanında olmak için Süleymaniye’deydik” diyen Pelin Kahinoğulları, PKK’nin silahları imha töreninin demokratik bir toplum için verilen mücadelenin kararlılığının törene de yansıdığını belirtti.

Pelin Kahinoğulları, “Oldukça güç veren bir törendi. Arkadaşların geliş ve gittiği ana kadar ki duruşları, yürüyüşleri halkların bugüne kadar getirdiği mücadelenin bir yansımasıydı. Törende, Kürt halkının uzun yıllar süren mücadelesi, iradesi, azmi açığa çıktı. Metinde de ifade edildiği üzere, hiçbir mücadele bedelsiz ve kolay değil. Önümüzde yeni ve uzun bir mücadele süreci var” şekline konuştu.

‘Ezilenlerin ortak mücadelesi’

“Başta Kürt halkı olmak üzere, ezilenlerin mücadelesinin ortaklaşacağı bir yan yana geliş, demokratik cumhuriyetin, demokratik bir toplumun inşasını sağlayacak” ifadelerini kullanan Pelin Kahinoğulları, süreç tamamlanana ve başarıya ulaşana kadar ortak mücadelenin parçası olacaklarını söyledi.

‘Kürtlerin mücadelesi Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin de önünü açıyor’

Pelin Kahinoğulları konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu süreçte belirleyici olan kısımlardan biri de sürecin toplumsal ayağı. Yasal ve hukuki düzenlemeleri belirleyecek olan süreç, toplumsal zeminde halkların yan yana gelebilmesi ve eşit yurttaş olarak yaşama hakkını kazanması. Bu süreçte Türkiye’nin batısında da bir demokrasiden bahsetmek mümkün değil. Kürt halkının mücadelesi Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin de önünü açıyor. Halkların yan yan gelişi, halkların birlikte mücadele etmesi, bu sürecin temel garantisi olacak. Bizler de parti olarak fabrikalarda, işyerlerinde, mahallelerde bu mücadele ortaklığının büyümesi ve kazanılması için çabalayacağız.”