BERÇEM CÛDÎ

Kobanê - 15 Eylül 2014 ile 27 Ocak 2015 tarihleri arasında Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobanê kentinde yaşanan direniş, dünya kamuoyunun gündemine damgasını vurdu.

134 günlük direniş

IŞİD çetelerinin büyük saldırılarına karşı direnen Kobanê halkı ve savaşçıları, 134 gün süren direnişleriyle kentlerini savunmakla kalmayıp, tüm insanlığı büyük bir tehditten korudu. Kobanê’deki onurlu mücadele, sadece Ortadoğu’da değil, tüm dünyada özgürlük yanlısı halkların yüreğine dokundu. Bu direnişin önemi, 1 Kasım 2014 tarihinde Dünya Kobanê ile Dayanışma Günü’nün ilan edilmesiyle bir kez daha pekişti. O tarihte, Kürdistan, Ortadoğu ve Avrupa’nın 90 şehrinde insanlar, Kobanê’ye destek vermek için sokağa çıkıp eylemler yaptı. Kobanê’nin 134 günlük direnişi, özgürlük ve dayanışma mücadelesinin simgesi olarak tarih sayfalarındaki yerini aldı.

Dünya Kobanê ile Dayanışma Günü nedeniyle Kobanê’deki kadınlar, bu özel günü anarak duygularını paylaştı.

‘Coğrafya olarak küçük irade olarak büyük’

Halkın Kobanê ile dayanışmasını selamlayan ve direnişte yaşamını yitirenleri anan Nesra Derwîş, “Kobanê coğrafya olarak küçük ama irade olarak çok büyük. 10 yıl önce IŞİD çetelerinin şiddetli saldırısıyla karşı karşıya kalan Kobanê’de verilen eşsiz direnişe destek olmak için dünyanın 40 ülkesinden ve 90 şehrinden insanlar ayağa kalktı. Yürekleri Kobanê için atanlara hala minnettarız” dedi.

‘Özgürlük sevdalılarını biraraya getirdi’

Kobanê’nin özgürlük sevdalısı halkları bir araya getirdiğini söyleyen Nesra Xelîl, “Dünya Kobanê Günü bizim için sıradan bir gün değil; hayati bir değer ve anlam taşıyor. Bugünde halkların kardeşliği ortaya çıktı, birbirimize duyduğumuz insani duygular ve destek hâlâ canlı. Bu nedenle Kobanê, tüm özgürlük sevdalısı halkları bir araya getiren uluslararası bir şehir olmuştur” ifadelerinde bulundu.

‘Dayanışma ulus-devlet planlarına galip geldi’

Türk devletinin Kobanê’ye yönelik saldırılardaki rolünü değerlendiren Firyal Temî de, şöyle konuştu:

“Kobanê son yıllarda çeşitli saldırılara maruz kaldı ve tüm saldırılar Türk devleti tarafından gerçekleştirildi. Özellikle 2014’teki IŞİD saldırıları, Türk devletinin niyetinin en açık örneğiydi. O zamana kadar Türkler Kobanê’nin düşmesini bekliyordu ve bu, tutum ve açıklamalarında açıkça görülüyordu. Halkın gücü ve dayanışması Kobanê planlarını boşa çıkardı. Türk devletinin 2014’teki planları sadece Kobanê halkının ve Kürtlerin gücüyle değil, aynı zamanda halkların IŞİD’e karşı direnişteki dayanışması ve desteğiyle de boşa çıktı. Bu nedenle 1 Kasım’da halkın iradesi ve dayanışması ulus-devlet planlarına galip geldi. Benzer bir tutum Gazze halkına da gösterilseydi ve dayanışma bu düzeyde olsaydı, Gazze’deki durum böyle olmazdı.”

‘IŞİD’in temizlenmesi tüm insanlığın korunmasıydı’

Bêrîvan Cuma, Kobanê zaferinin tüm insanlığı koruduğunu vurgulayarak, “IŞİD çetelerinin Kobanê’ye yönelik saldırıları insanlık için de tehlikeli bir tehditti. Çeteler Kobanê’yi ele geçirmiş olsaydı, IŞİD terörü şimdiye kadar dünyanın birçok ülkesine yayılmış olurdu. Bu nedenle, Kobanê’de başlayıp Dêrazor’a kadar uzanan direnişte IŞİD’in temizlenmesi tüm insanlığın korunmasıydı. Halkın duruşu tarihi bir anlam taşıyordu. Kobanê kuşatma altındayken, çok zorlu bir savaşın ortasındayken, Kürdistan ve tüm dünyada direnişle dayanışma eylemleri başladı. Nitekim böyle bir süreçte halkın Kobanê’ye yönelik duruşu çok anlamlıydı; bu nedenle hem Kürdistan’ın hem de dünya halklarının birliğinin Kobanê’de ifade edildiğini söyleyebilirim” şeklinde konuştu.

Kürt halkı ile uluslararası toplum arasındaki mevcut ilişkilerin 1 Kasım'a dayandığını kaydeden Bêrîvan Cuma, "1 Kasım'da dünya halkları ve Kürtler arasında kurulan ilişkiler sayesinde, Kuzey ve Doğu Suriye'den gelen heyetlerin artık bu ülkeleri ziyaret edip deneyimlerini halkla paylaşmakta çok rahat olduklarını görüyoruz" dedi