Taliban kadınları tutuklamaya devam ediyor

Kadınlara yönelik yeni baskı dalgası, Kabil’in batısındaki Daşt-ı Berçi bölgesinde tutuklama, işkence ve katletmelerle kendini gösteriyor. Afganistan'da bir zamanlar yaşamda öncü olan kadınlar şimdi tamamen silinme tehdidiyle karşı karşıya.

BAHARİN LEHİB

Kabil- Kabil’in batısında yer alan Daşt-ı Berçi’de son günlerde çok sayıda genç kadın, “başörtüsüzlük” suçlamasıyla Taliban tarafından tutuklandı ve cezaevlerine gönderildi. Bazı kadınların akıbeti hâlâ bilinmiyor. Sadece bazı aileler, yüksek miktarda para ödeyerek kızlarını kurtarabildi. Taliban, serbest bıraktığı kadınlardan zorla taahhütname de aldı.

Daşt-ı Berçi, çoğunlukla Hazara ve Şii halkın yaşadığı bir bölge. Taliban, sözde İslam adına bu bölgede etnik ve mezhepsel ayrılıkları derinleştirmeyi hedefliyor ve kadınlara yönelik en ağır baskıyı burada uyguluyor. Son 20 yılda bölgedeki eğitim kursları, spor salonları, minibüsler ve okullar birçok kez bombalı saldırıların hedefi oldu. Genç kadınlar ve erkekler toplu şekilde katledildi.

Tüm bu geçmiş ve güncel baskılara rağmen, Daşt-ı Berçi’de çok sayıda kadın hâlâ gizlice eğitim kursları ile spor faaliyetlerine devam ediyor. Eskiden sokaklarda genç kadınların farkındalık kazanmak için gösterdiği çaba dikkat çekiyordu. Resim kursları bölgede oldukça aktifti. Ancak Taliban, bu durumdan rahatsız olarak genç kadınları hedef almaya başladı.

Yine de bu acı dolu hikâyeler yayılmaya devam ediyor. Taliban tarafından tutuklandıktan sonra katledilen iki genç kadının ailesiyle görüştük.

Saime’nin Hikayesi

Daşt-ı Berçi’nin dar sokaklarında, 18 yaşındaki Saime Sehi’nin annesiyle karşılaştık. Harabe haldeki bir evde yaşıyorlardı. Saime, ablasıyla birlikte pazara giderken Taliban’ın İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı görevlileri tarafından gözaltına alındı.

Ablası o günü şöyle anlatıyor:
“Kalabalık bir caddede yürüyorduk. Bir anda ‘Taliban kızları tutukluyor’ diye bir ses duydum. Herkes kaçmaya başladı. Biz de bir ara sokağa saptık. Ama bir anda Saime’nin yanımda olmadığını fark ettim. Geri dönmeye korktum. Umudum, başka bir yöne kaçmış olmasıydı.”

Gözyaşlarıyla konuşmaya devam etti:
“O gün eve tek başıma döndüm ama Saime gelmedi. Babam ve ağabeyim karakola gitti ama bilgi alamadılar. Günler geçti, sonunda yüksek bir para ödeyerek onu kurtarabildik.”

Ancak kurtarıldıktan birkaç gün sonra Saime sessizliğe büründü ve zehir içerek hayatına son verdi. Ölmeden önce ablasına sadece şu cümleyi söyledi:
“Taliban, yeryüzündeki en kötü insanlardır. Tüm kadınlar adına onlardan intikam alınmalı.”

Nergis’in Hikayesi

Saime’nin evinden çıktıktan sonra, işkence görmüş bedeni ailesine teslim edilen Nergis Vahab’ın evine gittik. Yoksulluk ve acı, ailenin yüzlerine yansımıştı. Saatlerce süren sessizlikten sonra yalnızca babası kısa bir cümle kurdu:
“Beni tehdit ettiler. Sesimi çıkarırsam diğer iki kızım ve oğlum da Nergis’in kaderini paylaşacak.”

Evde ölüm sessizliği vardı. Annesi şöyle diyordu sürekli: “Allah, kızımın intikamını onlardan alsın.”

Bu yaşananlar, Afganistan’daki binlerce annenin sadece bir bölümünün hikâyesi. Genç kadınlar; cinsel istismar, işkence, tecavüz, öldürülme ve kaybolma gibi korkunç olaylarla karşı karşıya kalıyor.

Görgü tanıkları, Taliban’ın bu uygulamalar için yalnızca “başörtüsü” bahanesini öne sürdüğünü söylüyor. Bazı genç kadınlar eğitim, iş ve özgürlük taleplerini dile getirdikleri bir yürüyüş düzenlemişti. Kadınların bilinçlenmesinden rahatsız olan Taliban, onları sindirmek ve yıldırmak için korku salmaya yönelik baskı politikaları uyguluyor.

*Haberde güvenlik nedeniyle kadınların isimleri değiştirildi.