Taliban kadınları bastırmak için her yolu deniyor
Afganistan’da “İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı” Afganistanlı kadınları baskı altında tutmak için her yolu deniyor; devriyeler, tehditler ve gözaltılar, onların günlük yaşamını sürekli bir kâbusa çevirdi.

BAHARİN LEHİB
Pervan – Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin ardından “İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı”, Kabil’deki Kadın Bakanlığı binasında kuruldu ve Afganistan genelinde Kadın Bakanlığına bağlı tüm merkezler artık bu bakanlığın kontrolüne geçti.
İktidarın ilk günlerinde, İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı görevlileri sabah saat 8’den akşam 4’e kadar Kabil ve vilayetlerde devriye geziyor, kendi gözlerinde “başörtüsüz” sayılan kadınları hakaret ederek gözaltına alıyordu. Bazı kadınlar ancak kefaletle serbest bırakılıyor, kimileri ise kayboluyordu. Taliban’ın kadınlara “başörtüsüzlük” bahanesiyle yaklaşımı, sınır tanımayan vahşi ve insanlık dışı bir davranış halini aldı.
Taliban lideri Hibetullah Ahundzade tarafından “İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Yasası”nın onaylanmasının ardından bu kişilerin yarattığı korku ve baskı daha da arttı. Artık her bölgede ve ilçede İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı birimleri bulunuyor ve günün her saati sokaklarda devriye gezerek kadınlara saldırıyor. Onlar için kadınların yaşının hiçbir farkı yok.
Taliban suç işliyor
Kabil’den vilayetlere gidildiğinde Taliban’ın şiddeti ve suçları daha açık görülüyor. Birçok kişi bunun sebebini medya yokluğu ve uzak bölgelerde haber yayımındaki kısıtlamalar olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle Taliban, bu bölgelerde sınırsız şekilde daha fazla suç işliyor.
Pervan vilayetinin Çarikar şehrinde her birkaç adımda bir grup İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı görevlisi görülüyor. Hatta burkalı kadınları bile durdurup çeşitli bahanelerle aşağılıyor ve baskı uyguluyorlar.
Kadınlar yaşadıklarını anlatıyor
60 yaşındaki Nuriye Vefa yaşananları şöyle anlatıyor:
“Bir gün iki kızımla alışverişe şehre gitmiştim. Daha arabadan yeni inmiştik ki biri hızla üzerime gelip başörtümü öfkeyle yüzüme çekti. Ardından birkaç hakaret savurdu ve saçımın göründüğünü söyledi. Korkudan bütün vücudum titriyordu.”
18 yaşındaki Fuzye Gul Ağa, eğitim hakkından mahrum bırakılmış bir genç kadın. Köylerinde birçok kez İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı mensuplarıyla karşılaşıp tehdit edilmiş. Fuzye Gul Ağa, “Defalarca annemle akrabalarımızı görmeye giderken Taliban kıyafetimle ilgili bana hakaret etti. Halbuki bana göre onların istedikleri gibi giyinmiştim. Son kez, yaklaşık üç ay önce, babamla motosikletteyken siyah camlı bir Taliban aracı bizi durdurdu. Onlardan biri silahıyla yanıma geldi, hakaret etti ve kıyafetimin şeriata uygun olmadığını söyledi, beni yanında götürmek istedi. Babam ve çevredeki insanlar engel oldu. Defalarca söylediler, bu sefer götüremedik ama bir dahaki sefere bırakmayacağız” şeklinde konuşuyor.
Yaşadıklarından sonra dışarı çıkmaya cesaretinin kalmadığını ifade eden Fuzye Gul Ağa, “O günden sonra dışarı çıkmaya cesaretim kalmadı. Hatta kendi tarım arazimize bile gitmiyorum ki aileme yardım edeyim. Taliban’ın elinde tutulan kadınların hikâyelerini duyunca uykularım kaçtı. Her an kendimi onların yerine koyuyorum ve eğer beni götürselerdi aynı kaderi yaşayacağımı düşünüyorum” diyor.
Taliban iktidarının kâbusu, Afganistan’daki çoğu kadının zihnine kazınmış durumda. Bazıları için bu kâbus direniş ve ayakta durma anlamına gelirken, çoğu ise ağır psikolojik sorunlarla boğuşuyor ve gece gündüzünü korku içinde geçiriyor.