Süveydalı kadınlar sesleri duyulsun istiyor: Sadece topraklarımızı savunuyoruz
Kurşunların ve bombaların arasında kalan kadınlar, evlerini terk etmek zorunda kaldı. Kimileri yaşlı annelerini sırtladı, kimileri yaralı çocuklarını sakladı. Süveyda’da kadınlar yaşananlar için, “Bu bir savaş değil, bu bir sivil katliamı” dedi.

ROCHELLE JUNİOR
Süveyda- Suriye’nin Süveyda kentinde sivillere yönelik ağır bombardıman ve yıkımın ardından bir haftalık çatışmalardan sonra ateşkes ilan edildi. Ancak ateşkes kısa sürede Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) tarafından ihlal edildi.
Savunma Bakanlığı’yla bağlantılı çete grupları, Süveyda'nın batısındaki "El-Hayat" köyü yakınlarında konuşlanarak ağır silahlarla yerel savunma güçlerine saldırı düzenledi. Bu saldırı sonucunda bazı savaşçılar hayatını kaybetti ve yaralandı. Yerel savunma güçleri, çevre köylerden gelen destekle birlikte geri çekilmek zorunda kaldı. "El-Hayat" köyü son iki gündür olası yeni saldırılara karşı savunma halinde.
Süveyda'nın batı kırsalındaki Curin köyünden kadınlar, evlerini savaş alanına çeviren bombardıman sırasında yaşadıklarını anlattı.
Günve Ebu Hassun, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Annemle birlikte evde oturuyorduk. Bir anda üç yönden kurşun yağmaya başladı. Köydeki yetkililerden ‘Onlara karşılık verin ve kendinizi koruyun’ denildi. Annemi güvenli bir odaya taşıdım. Dışarıda olan kız kardeşim ise sürünerek eve ulaşabildi.”
‘Savaş değil, sivil katliamı’
Günve Ebu Hassun, yaşadıkları saldırının bir savaş değil, silahsız sivillere yönelik bir katliam olduğunu vurguladı ve şöyle dedi: “Ordu orduyla savaşmıyor, ordu sivil halkla savaşıyor, bize saldırıyor.”
Saldırının ardından 19 kadın ve çocukla birlikte önce bir eve, oradan da Ariqa köyüne geçtiklerini belirten Günve Ebu Hassun, son çare olarak Süveyda'yı terk ettiklerini anlattı.
Günve Ebu Hassun, sadece evlerini, topraklarını korumak istediklerini belirterek, “Biz saldırgan değiliz. Toprağımızda, evimizde öldürüldük. Bu yaşadıklarımız belgelenmeli” dedi.
‘Kaçamayanlar öldü’
Hanan Ebu Hassun, saldırı sırasında erkeklerin halkı korumak için saldırılara yanıt verdiğini söyledi. Hanan Ebu Hassun, saldırı sırasında birçok trajedinin yaşandığını belirterek, “Üzerimizdeki kıyafetlerle yanımıza bir şey alamadan kaçtık. Yiyecek, ilaç, barınak yoktu. Kaçamayanlar ise öldü” diye belirtti.
Saldırı sırasında dışarıda olduğunu söyleyen Hanan Ebu Hassun, dikenli arazilerden sürünerek eve ulaştığını ve ailesi için duyduğu korkuyu şu sözlerle dile getirdi: “Köyümden bir kadın hâlâ kayıp. Her kayıpta kalbim sıkışıyor.”
‘Kızlarıma beni bırakmalarını ve kaçmalarını söyledim’
Köydeki yaşı ilerlemiş kadınlardan Sumiye Ebu Hassun ise, sağlık sorunları nedeniyle kaçamadığını, kızlarına kaçmalarını söylediğini, ancak onların buna karşı çıktığını belirti. Sumiye, saldırıda ibadethanelerin de yakıldığını, evlerin yağmalandığını, köyün altyapısının tahrip edildiğini belirtti ve konuşmasını şöyle tamamladı: “Sular kesik, elektrik kabloları çalındı. Bu köyde nasıl yaşayacağız? Biz kimseye saldırmadık, onlar bize saldırdı. Şiddet bitsin. Kayıplar bulunsun.”