Süveydalı kadınlar kaybedilen çocuklarının akıbetini soruyor
Suriye’nin Süveyda kentinde “Sanad” grubuna bağlı kadınlar, kaçırılan ve tutuklanan yakınlarının akıbetinin açıklanması için bir araya geldi.
ROCHELLE JUNİOR
Süveyda – Suriye’nin çoğunluğu Dürzi toplumunun yaşadığı Süveyda kentinde kadınlar, her fırsat ve etkinlikte, kaybedilen ya da zorla kaçırılan çocuklarının özgürlüğü için taleplerini dile getirmeye ve resmî sessizliğe karşı seslerini yükseltmeye çalışıyorlar.
“Sanad” grubu kadınları, bugün Süveyda’nın Tarşan Meydanı’nda bir araya gelerek bir protesto düzenledi. Topluluk, tüm anneler adına insan hakları derneklerine ve uluslararası kuruluşlara bir çağrı yaptı. Kadınlar, seslerinin uluslararası topluma ulaşmasını, ilgili kurumların kaçırılan ve tutuklanan çocuklarının akıbetini aydınlatma konusunda ahlaki ve hukuki sorumluluklarını yerine getirmesini ve onların serbest bırakılması için ciddi adımlar atılmasını talep etti.
Katılımcılar, tutuklu ve kaçırılan kişiler arasında henüz yirmi yaşına bile ulaşmamış gençlerin bulunduğunu, bazılarının aylardır kendilerinden haber alınamadığını vurguladı. Ayrıca, bazı kişilerin hâlâ Adra Merkez Cezaevi’nde tutulduğunu ve oradaki tutukluların herhangi bir resmî suçlama olmaksızın, sadece mezhepsel aidiyetleri nedeniyle gözaltında tutulmaya karşı açlık grevine başladıklarını belirttiler. Bu durumun adalet ve eşitlik ilkelerinin açık bir ihlali olduğu ifade edildi.
‘Biz sadece hakkımızı istiyoruz’
Linda Ebu Khattar el-Halebi, genç oğlunun fotoğrafını elinde tutarak, acı ve umut dolu sesiyle şöyle dedi:
“Onu evinden kaçırdılar, hiçbir suçu yoktu. Biz sadece hakkımızı istiyoruz, başka bir şey değil. Dünyadan tek isteğimiz, meseleye insani açıdan bakmaları ve bize el uzatmalarıdır.”
Kalbini sıkıştıran acıya rağmen, oğlunu zorla kaybeden diğer anneler gibi ümidini kaybetmediğini söyleyen Linda Ebu Khattar el-Halebi, bu tür sürekli eylemlerin, annelerin sesini unutturulmaya karşı korumanın tek yolu olduğuna ve dünyaya acılarını unutmamaları gerektiğini hatırlattığına inanıyor.
Yerel direnişin sembolü
Aktivist İnas el-Harfuş, insanların sevdiklerinin akıbetini öğrenme konusundaki ısrarını “göz ardı edilemez bir hak” olarak nitelendirdi ve şunları söyledi:
“Biz her hafta Şehba şehrinde düzenlenen protestolara katılıyoruz. Tutukluların ve kaçırılanların serbest bırakılmasını istiyoruz. Her ailenin, çocuklarının akıbetini bilme hakkı vardır; hiçbir şekilde maddi ya da psikolojik baskıya maruz kalmamalıdır.”
İnas el- Harfuş, “Bugün Süveyda’ya geldik çünkü artık sesimiz dünya çapında duyuluyor. Yetkililerden ve uluslararası kuruluşlardan, çocuklarımızın akıbetini açıklamalarını istiyoruz” dedi.
Ona göre, Şehba’daki barışçıl haftalık protesto hareketi, yerel toplumun baskı ve dışlanmaya karşı direnişinin sembolüne dönüşmüş durumda. İnas el- Harfuş şöyle devam etti:
“Bugün protestoyu Süveyda’nın kalbine taşımamız güçlü bir mesaj veriyor: Halk artık susmayacak. Zulme ve zorla kaybedilmelere karşı sesimiz duyulmaya devam edecek.”
İnsani bir çağrı
Sanad grubu temsilcilerinden Cemane Nasif, eylemin amacını şu sözlerle açıkladı:
“Bugün Süveyda’ya, kaçırılan ve tutuklanan, şu anda açlık grevinde olan kişilerin sesi olmak için geldik. Durumları son derece kötü ve tehlikeli; aralarında 18 yaşın altındaki gençler, hastalar ve hâlâ hücrelerde tutulanlar var. Biz buradayız çünkü sesimizi insanlığı olan herkese ulaştırmak istiyoruz. Onların kurtarılması için acil eylem çağrısı yapıyoruz.”
Cemane Nasif, bu protestonun sıradan bir eylem değil, bir insani çağrı olduğunu vurguladı:
“Dünya bilmelidir ki her sayının ardında yaşayan bir insan, her tutuklunun ardında bekleyen bir aile vardır.”
O, uluslararası insan hakları kuruluşlarına seslenerek, Suriye hapishanelerini acilen ziyaret etmelerini ve özellikle günlerdir açlık grevinde olan tutukluların durumunu yerinde incelemelerini talep etti.
Kaybedilenlerin hikayesi
Eylemin sonunda, kaçırılanlardan birinin kız kardeşi Dana Nur, derin bir üzüntüyle kardeşinin hikâyesini şu sözlerle ifade etti:
“Kardeşim hiçbir suç işlememiş olmasına rağmen kaçırıldı. 2006 doğumlu, doğum gününü parmaklıkların ardında kutladı. Şimdi 19 yaşında ve asla silah taşımadı. İnsan hakları kurumlarından, Adra Cezaevi’ndeki kaçırılanların derhal serbest bırakılması ve zulümlerinin geç olmadan tanınması için acil adımlar atılmasını istiyoruz.”
Süveyde ve Şehba’daki annelerin sesi, unutulmayan bir acının canlı tanığı olmaya devam ediyor. Her yükselen fotoğraf, her dökülen gözyaşı ve her yapılan çağrı, parmaklıkların ardında adalet bekleyen canların ve umut arayan ailelerin varlığını hatırlatıyor. Acı ve direniş arasında, “Sanad” grubu ve kaçırılanların aileleri, barışçıl mücadelelerine devam ediyor.