Sudanlı kadınlar ülkenin geleceğini yeniden inşa etme gücüne sahipler

Sudan'daki kadınlar çatışmalardan en fazla etkilenen kesim olsa da barış süreçlerinde öncü olma gücüne sahipler. Kadınların barışın inşası sürecinde ye almaları için dayanışma içerisinde olması ve uluslararası toplum tarafından desteklenmeleri gerekiyor.

Haber Merkezi- Sudan’da, Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında devam eden çatışmalar nedeniyle kadınlar, cinsel şiddet dahil olmak üzere, çeşitli ihlal biçimlerine maruz kalıyor. Bu nedenle, uluslararası toplumun ve insan hakları örgütlerinin, kadınların korunmasını sağlamak ve kadınların barış ve uzlaşma süreçlerindeki rolünün güçlendirilmesi için acil müdahalede bulunması gerekiyor.

Siyasi analistler, yakın zamanda yeni bir geçiş hükümetinin kurulacağının duyurulduğunu, Sudan Ordusu’nun ülkede iktidarı ele geçirmek için mevcut savaşı derinleştireceği, iç ve dış baskıları yoğunlaştıracağı yönünde endişeler yaşadıklarını belirtiyor.

130 bin sivil yaşamını yitirdi

Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre, 2023 Nisan ortalarında Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Güçleri arasında başlayan çatışmalar 18 eyaletten 13'üne yayıldı. Çatışmalarda 20 binden fazla sivil hayatını kaybetti, yaklaşık 15 bin kişi yerinden edildi ve mülteci oldu. Amerikan üniversitelerinin araştırmalarına göre ise, ölü sayısı yaklaşık 130 bin sivil olarak tahmin ediliyor.

Sınır Tanımayan Doktorlar'ın uyarılarına göre, Sudan nüfusunun yarısı yani 24,6 milyon kişi, “yüksek düzeyde gıda güvensizliğiyle” karşı karşıya. Bunlar arasında 8,5 milyon kişi de “acil durum veya kıtlık” benzeri koşullarla karşı karşıya.

Nüfusun yüzde 75’i gıda güvensizliği yaşayabilir

BM'nin 18 Kasım 2024’te yayınladığı yeni bir raporda, Güney Sudan nüfusunun yüzde 75'inin 2025 yılında ciddi gıda güvensizliği yaşayacağı, çocukların ise yüksek düzeyde açlık ve yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kalacağı yönünde endişe verici veriler ortaya koydu.

Çatışmalar nedeniyle sağlık merkezleri de ciddi anlamda etkilenirken, bombardımanlar ve yağmalar nedeniyle hastanelerin yüzde 70-80'i hizmet dışı kaldı. Sadece Hartum kentinde 2 yıl içinde yaklaşık 54 doktor katledildi. Doktorlar, hastanelere yapılan saldırıların kasıtlı olarak gerçekleştirildiğini, ülkenin benzeri görülmemiş bir sağlık ve insani felaketle karşı karşıya kaldığını bu durumun hastalar ve yaralıların sağlık hizmetlerinden mahrum kalacağını belirtiyor. Doktorlar ayrıca, temel malzemelerin eksikliği nedeniyle salgın hastalıkların yayılacağı uyarısında bulunurken, sağlık sisteminin tamamen çöküşün eşiğine gelindiğine dikkat çekiyor.

Öte yandan devam eden çatışmanın bedelini ağır ödeyen, çatışmanın nasıl sonlandırılacağına ilişkin diyalogdan dışlanan, çeşitli şiddet ve istismar biçimlerine maruz kalan, hayatları aşırı yoksulluk ve özellikle cinsel ve koruyucu sağlıkla ilgili tıbbi olanakların eksikliğiyle şekillenen kadınların çektiği acı, yeterince bildirilmemektedir.

Kadınlara karşı cinsel suçlar

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Hızlı Destek Güçleri’nin kontrolü altındaki bölgelerde kadınlara yönelik artan cinsel şiddet, tecavüz, alıkonulma, kaçırma olaylarından Hızlı Destek Güçleri’ni sorumlu tuttu. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, söz konusu bölgelerde kadınların ve kız çocuklarının güvenliği konusunda ciddi endişeler olduğunu bildirdi.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Birimi, daha önce Sudanlı kadınlar arasında bildirilen tecavüz vakalarının, kadınlara karşı işlenenlerin yalnızca yüzde 2'sini oluşturduğunu ve bu nedenle kadınların zor durumlarla karşı karşıya kalacağını belirtmişti.

Afrika Boynuzu Kadınlar İçin Stratejik Girişimi'nin (SİHA) tarafından yayınlanan verilere göre, Sudan'da tecavüze maruz kalan kadınların yüzde 90'ından fazlası çeteler tarafından tecavüze uğradı. Birçoğu da kaçırıldı. Örgüt tarafından belgelenen olayların çoğu, ülke içinde çeşitli yerlerde Sudanlı kadınlara işkence eden, onları kaçıran ve tecavüz eden Hızlı Destek Güçleri ve diğer bazı gruplar tarafından işlendiği bildirildi.

Çatışmalar toplumda derin yaralar bırakırken, özellikle kadınlar ve kız çocukları bu durumdan en çok etkilenenler oluyor. Çatışmalar yüz binlerce aileyi yerinden ederken, kadınlar ve kız çocukları yerinden edilme, ailenin geçimi, yeni gerçekliğe uyum sağlama ile ilgili ciddi zorluklarla karşı karşıya kalıyorlar.

Toplumsal baskı şiddeti artırıyor

Çatışmanın toplumun tüm kesimleri üzerinde ciddi psikolojik ve sosyal yankıları olduğuna şüphe yok, ancak kadınlar üzerindeki etkisi diğerlerinden daha şiddetlidir. Çünkü şiddet veya bir aile üyesinin kaybından kaynaklanan psikolojik travma ve travma sonrası stres bozukluğu, korku, depresyon ve kronik kaygı gibi birçok psikolojik soruna neden olur. Kadınlar, özellikle sorumluluk almaya ve aile içi şiddete maruz kalmaya zorlandıklarında stres ve gerginlik yaşarlar; bu, onları koruyan yasalar, politikalar ve programların varlığına rağmen hala endişe verici bir konudur. Birçok kadın, çatışmayla birlikte daha da şiddetli hale gelen eşitsizlik, geri kalmışlık ve yoksulluk bağlamında yaşamaktadır. Aile içi şiddetin yayılmasının arkasındaki en önemli nedenler arasında, toplumsal damgalanma korkusu, şiddetin tezahürleri hakkında sessizlik ve yardım aramayı engelleyen toplumsal gelenek, görenek ve kültür yer almaktadır.

Sudanlı kadınların barış görüşmelerinde rolü

Uluslararası sessizlik ve medyanın Sudan'daki kadınların çektiği acılara ve maruz kaldıkları şiddete ışık tutmaması, krizin herhangi bir çözüm bulunmadan devam etmesine neden oluyor. İnsan hakları örgütleri de, kadınları maruz kaldıkları ihlallerden korumak ve haklarını güvence altına almak için rol oynamalıdır.

Geçiş döneminde kadınların topluma katkılarıyla orantılı oranlarda temsil edilmelerini sağlamak gerekir. Onlar sadece savaşın “kurbanları” ve “araçları” değil, aynı zamanda değişim ve barış için öncüler. Bu, kadınların yaşadığı sorunları çözmeden ve hakları tam olarak güvence altına alınmadan başarılamaz.

Burada çatışmanın kadınlar üzerinde yıkıcı etkiler bıraktığını söyleyebiliriz, ancak kadınlar aynı zamanda ülkenin geleceğini yeniden inşa etme gücüne sahipler. Bu nedenle uluslararası toplumun, insani yardım kuruluşlarının ve kadın kurumlarının çatışmanın bıraktığı psikolojik ve sosyal etkilerin üstesinden gelebilmeleri için zorlu insani koşullarla karşı karşıya kalan Sudanlı kadınları destekleme çabalarını yoğunlaştırmaları gerekiyor.