Ortadoğu’da savaş, direniş ve 25 Kasım- 14
TAJÊ sözcüsü Riham Hico, Şengal’de kadınların bir yıl içerisinde yaşadıkları her türlü şiddete değinerek, “Biz sonuna kadar örgütlülüğümüzü büyüteceğiz ve mücadelemizi güçlendireceğiz” dedi.
CÎLAN ROJ
Şengal- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, Kürdistan ve dünyanın her yerinde kadınlar, ‘jin, jiyan, azadi’ sloganıyla birçok eylem ve etkinlik gerçekleştirdi. Kadınlar sloganlarıyla, sesleriyle ve çığlıklarıyla katledilen, şiddete maruz bırakılan kadınların sesi oldular.
Şengal 21’ici yüzyılda kadın katliamına en derin tanık olunan coğrafya olarak adını tarih sayfalarına yazdırdı. IŞİD’in saldırılarında binlerce kadın esir alındı, çeteler tarafından ganimet olarak satıldılar. Êzidî kadınlara dönük bu vahşi saldırılara karşı bugün büyük bir özgürlük mücadelesi veriliyor. 10 yıldır Êzidî kadınlar, Êzidî Özgür Kadın Hareketi (TAJÊ) öncülüğünde kendilerini geliştiriyor, örgütleniyor ve bütün Şengalli kadınlara ulaşıyorlar. TAJÊ Sözcüsü Riham Hico hem Irak'ta hem de Şengal’de kadınlara karşı uygulanan şiddeti ve kadınların direnişini ajansımıza anlattı.
Şiddete karşı kadınların görkemli direnişi
Riham Hico, tüm dünyada kadınların büyük bir direniş içinde olduğunu, bu direnişe karşı erkek egemen sistemin kadına sürekli saldırdığını belirterek, şöyle konuştu: "Her yerde iktidardaki erkek ve sistem zihniyeti, kadın özgürlüğünü ve toplumu kendilerine karşı bir tehdit olarak görüyor. Bu nedenle dünyada kadına yönelik şiddet çok fazla yaşanıyor. Günümüzde kadınların gösterdiği direniş az değildir. Dünyanın her yerinde kadının rengiyle, sesiyle yürüttüğü direniş ve mücadele var. Artık kadınlar hem kendi özgürlükleri hem de toplumun özgürlüğü için mücadele ediyor. Bugün Kürt kadınları ve dünyadaki tüm kadınlar Jin, jiyan, azadî felsefesi ve Önder Apo'nun fikirleriyle sisteme karşı büyük bir savaş yürütüyor.”
Irak’ta hiçbir şekilde kadınların hakkı yok
Riham Hico, kadınlara hiçbir hak tanımayan Irak hukukuna ve Iraklı kadınların şiddete karşı mücadelesine dikkat çekerek, "Bugün Irak kadınları uyandı, ilerliyor ve o seviyeye ulaştı. Irak'ta kadın haklarının olmadığını söylüyorlar. Bugün Irak yasalarına göre kadınlar siyasi parti kuramıyor, bağımsız bir kadın kurulu yok, Irak hükümeti bünyesinde bir kadın komitesi var ama yetkilileri erkek ve kadınlarla ilgili kararları erkekler veriyor. Ancak son dönemde özellikle Iraklı kadınlar birçok hamle yapacak noktaya geldiler, Irak hükümetinin kadınları kendi çıkarları için kullandığını anladılar. Irak, Kişisel Statü Kanunu ile gündem oluşturdu ve bu siyasi bir plandı. Iraklı kadınlar birçok hamle başlattı. 'Benim adım annemin adıdır' diye bir kampanya ve herhangi bir partiye üye olmayan kadınların başlattığı 'Parti kurma hakkımız var, kararı kendimiz verme hakkımız var' diye bir kampanya” şeklinde konuştu.
Iraklı kadınlarla çalışmak
Iraklı kadınlarla yürütülen çalışmalara dikkat çeken Riham Hico, şu değerlendirmeyi yaptı: "TAJÊ’nin öncülüğünde pek çok etkinlik yapıldı ve kadınlar bir araya geldi. Irak'ın işgalini önleyecek olan da kadınlardır, şiddeti önleyebilecek olan da kadınlardır. Iraklı kadınların sesleri yükseldiğinde Irak hükümeti bu sesleri bastırmak için suni gündemler yaratıyor. Irak hukukunda kadını koruma hakkı yok. Şimdi Irak hukukunda erkeğin eşini dövme hakkı var, babanın kızını dövme hakkı var, erkek kardeşin de kız kardeşini dövme hakkı var. Ama kadın haklarının hiçbir önemi yok, yani kadın hakları her şekilde ihlal ediliyor."
Kadınlara karşı yasalar
TAJÊ Sözcüsü Riham Hico konuşmasına devam ederek, Irak halkına uygulanan yasaların Şengal toplumuna da uygulandığını belirterek, şöyle devam etti: "Irak'ta uygulanan kanunlar Şengal toplumuna da uygulanıyor. Irak hükümeti ve uluslararası güçler Êzidî kadınların soykırım yaşamasına neden oldu. Êzidî kadınlar çok fazla şiddete maruz kalıyor. Çok eşlilik, erken evlilik, boşanma oranlarının artışı vb. meseleler var. Toplumda ruhsal sorunlar var. Kadın kendisine yönelik şiddeti ve haksızlığı kabul etmediğinde toplumda ahlaksız ve umursamaz bir kadın olarak görülmektedir. Kadınların karşılaştığı birçok sorun var.”
Kadına yönelik şiddeti çeşitli örneklerle anlatan Riham Hico, TAJÊ'nin 10 yıldır şiddetle mücadele ettiğine dikkat çekerek, "Toplumdan bazı örnekler vermek istiyorum. Mesela başlık parası (Qelen) , Bavê Şêx' in kararına göre başlık paraları kısıtlandı ama böyle bir dönemde bu durumun yaşanması bile kadınlara karşı çok acı bir konudur. Êzidî toplumunda herkes başlık parasından şikayetçi ama kimse bunu kaldıralım da demiyor. Bu toplumumuzdaki en acı şeydir. Ama en acı olanı kadınların hayatlarının tartışılıyor olmasıdır. Kadınlar hakkında karar verenler erkeklerdir. Êzidîlik inancında kadınların önemli bir rol ve misyona sahip olduğuna inanılmakta ancak günümüzde erkek zihniyeti ile hareket etme var. Günümüzde kadına yönelik uygulanan en büyük şiddet aslında bu başlık parasıdır” diye ifade etti.
“TAJÊ olarak elimize geçenler nelerdir; Bütün köy ve kasabalarda meclislerimiz var ama kadınların şiddete uğramadığı gün yok” diyen Riham Hico şunları söyledi: “Şiddete uğrayan kadın meclise geliyor, şiddetin sebebi nedir, adam kadından boşanmak istiyor ama ortada ciddi bir sorun var, adam başlık parası olarak verdiği parayı alabilmek için kadının boşanma talebinde bulunmasını istiyor. Çünkü kadın boşanmak isterse kadının ailesinin erkekten aldıkları parayı iade etmesi gerekiyor. Erkek de bunu kullanarak, kadına senden boşanacağım demiyor, kadına karşı şiddet uyguluyor ki kadın boşanma talebinde bulunsun. Öte yandan kadının ailesi de kadınlara sabırlı olmasını adamın ondan boşanmasını istesin diyorlar. Bu toplumsal sorunda kadın, aile ile erkek arasında mağdur duruma düşmektedir. Bunun dışında bizim toplumumuzda kadınlar dövülüyor, erkekler başka kadınla evleniyor. Söylediğimiz gibi kadınlar henüz fermanın etkisini atlatmış değiller. Kadınlar katlediliyor ya da intihar ediyorlar. Kadının öldürülmesi meselesi zaten toplumumuzda tartışılıyor. TAJÊ olarak bu konuda birçok zorlukla karşı karşıyayız. Bir kadın katledildiğinde sorunu tespit etmeye, sebebinin ne olduğunu bulmaya çalışıyoruz ama toplumumuz bu konuda çok kapalı ve katı. Bu da çözümün önünde bir engeldir. Şimdi biz de son 10 yıldır bu şiddetin önlenmesi için TAJÊ olarak büyük bir mücadele yürütüyoruz."
Bir yıllık bilanço
Riham Haco araştırmalarına göre bir yıl içerisinde 800 kadının boşandığını aktarırken, “Yaklaşık 40 genç intihar etti nedenlerini bilmiyoruz. İntihar deniliyor ama öldürüldüler mi bunu bilmiyoruz. Onların birçoğu annedir, erkek başka bir kadın daha getirmek istiyor bu nedenle de birçok kadın kendisini öldürüyor” dedi.
TAJÊ’nin amacı ve hedefi
TAJÊ’nin amaç ve hedeflerine dikkat çeken Riham Hico şu değerlendirmeyi yaptı: "TAJÊ olarak çabamız ve amacımız toplumsal ve ailevi sorunları çözmek, özgür bir aile inşa etmek ve özgür bir arada yaşamı oluşturmaktır. Aile ve kadın sorunlarını meclislerimiz aracılığıyla çözüyoruz. En çok zihniyete odaklanıyoruz. Ortaya çıkan her şeyin bir zihniyet sorunu olduğunu biliyoruz. Şiddetin önlenmesi ve sorunların çözümü için zihinsel bir mücadele gereklidir. Bir yandan siyasi mücadele yürütüyoruz, diğer yandan toplumsal bir mücadele yürütüyoruz. Kadın sorunlarıyla ilgilenmek için kadın evleri inşa etmek istiyoruz. Çoğunlukla meclislerimiz aracılığıyla eğitim ve seminerler veriyoruz. Çalışmalarımızda kadın-erkek birlikte eğitim veriyoruz ve eğitimlerimiz yavaş yavaş sonuç almaya başlıyor.”
‘Şu anda yaşadığımız sorun zihniyet sorunudur’
Riham Hico, içte ve dışta şiddetin önlenmesi için kadınların kendilerini eğitmesi, örgütlenmesi gerektiğini belirterek, "Kadınlar kendilerini eğitmezse özel savaşı önleyemezler, fermanları önleyemezler, toplumun içine yerleşmiş aşiret zihniyetini benimserler. Şu anda yaşadığımız sorun zihniyet sorunudur. Fermanın ardından Êzidî kadınlar, içinde bulundukları olumsuz durumdan çıktılar, topluma ve erkeğin silah alıp kullanabileceğini savunan aşiret zihniyetine karşı silah aldılar ellerine, kendilerini eğittiler ve kimsenin onları koruyamayacağının farkına vardılar. Kendini korumayan kadını kimse koruyamaz. Kendini örgütlemeyen, kendini eğitmeyen kadının kendini koruması zordur" dedi.
‘TAJÊ Êzidî kadınlarının gücüdür’
Kadınlara karşı yapılan haksızlıklara ve bu haksızlığa karşı toplumun her zaman erkeğin tarafını tuttuğuna dikkat çeken Riham Hico, “Bugün Şengal’de TAJÊ Êzidî kadınlarının gücüdür. Her kadın kendisini TAJÊ içerisinde görebilir ve erkek şiddetine, devlet ve aşirete karşı mücadelesini yükseltebilir. TAJÊ ile iradesi, kimliği ve toplumu için mücadele edebilir. Bizde TAJÊ olarak bütün kadınlara destek olmak istiyoruz, birçok kadın TAJÊ çatısı altında kendisini örgütlemelidir” diye belirtti.
Öz savunma
Riham Hico diğer bir önemli konunun öz savunma olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Biz öz savunma derken herkesin eline silah alıp savaşmasından bahsetmiyoruz, ya da cepheye gitmesinden. Öz savunma zihniyeti insanda oluşursa, kendisini özel savaş yöntemlerine karşı koruyabilir, her türlü şiddete karşı kendisini savunabilir. Bu nedenle geniş bir çalışma yürütüyoruz. Toplum içerisinde kendimizi fermanlardan korumak için bir çalışma yürütüyoruz. Uluslararası vakıflar ve kurumlar aracılığıyla Êzidî toplumuna ve kadınlara saldırılar var, kadını, toplumu kültüründen ve toprağından koparmaya çalışıyorlar. Biz bu çalışmayı kendi kültürümüz, inancımız ve hakikatimizle yaşayabilmek için yapıyoruz. Bir diğer çalışmamız da özgür eş yaşam, kadına dönük şiddet ve kadın gerçeği üzerine seminerler vermek, her gittikçe çalışmalarımızı bu esaslar üzerinden genişletiyoruz.”
Kadınların ‘Jin jiyan azadî’ kampanyası
TAJÊ, 25 Kasım çalışma ve etkinlikleri kapsamında 5 Kasım'dan 25 Kasım'a kadar ‘Kadına yönelik şiddete karşı Jin jiyan azadî’ sloganıyla kampanya başlattı. Bu kampanya kapsamında broşürler dağıtıldı, seminerler verildi ve yürüyüşler düzenlendi.
Riham Hico da bu konuya dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Şimdi TAJÊ olarak 'Kadına yönelik şiddete karşı, jin, jiyan, azadi' diye bir kampanya başlattık. Elbette kampanyamızın temel amacı toplumda böyle bir gündem oluşturmaktı. Günümüzde kadına yönelik şiddet çok fazla yaşanıyor. Bugün Êzidî toplumu olarak çok fazla şiddete maruz kalıyoruz ve toplum olarak özelde kadınlar bu şiddete her gün maruz kalıyor. Türk devleti her gün saldırıyor, Irak devleti psikolojik saldırılar gerçekleştiriyor. Şengal toplumu her zaman saldırılara ve fermanlara maruz kalacağı düşüncesindedir. Bu zihniyetle yaşıyor. Ama toplumda sürekli bir direnişte var. Toplumda inşa edilen bu direniş ruhu Başkan Apo'nun düşüncelerinden ve felsefesinden kaynağını almaktadır.”
‘En büyük şiddet İmralı’da yaşanıyor’
Riham Hico, bugün İmralı’da en büyük şiddetin yaşandığını, tecridin en büyük şiddet olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: "Tecrit artık tecrit değil, soykırım boyutuna ulaştı. Önder Apo'nun tüm toplumlara ve kadınlara yönelik bir özgürlük projesi var. Bugün Önder Apo şahsında tüm kadınlara ve topluma karşı soykırım yapılıyor, toplum şahsında da Önderliğe karşı yapılıyor. Önderliğin konuşması düşmana uygun olmayınca hemen topluma saldırıyor. Görüşmenin ardından Önder Apo’ya tecrit devam ediyor dedi ve herkese selam ve sevgilerini iletti. Biz direnişçi Şengal’den özgürlüğün mimarı Rêber Apo'ya selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz, saldırılar ne kadar sert olursa olsun asla teslim olmayacağımızı söylüyoruz. Önder Apo İmralı’da nasıl direniyorsa biz de burada direneceğiz ve Önderliğin projesine sahip çıkacağız. Rêber Apo'nun en önemli eseri jineoloji oldu ve bugün biz de Rêber Apo'nun jineoloji projesine destek vereceğiz. Ayrıca Şengal özerk olana kadar, Êzidî toplumu haklarını alana kadar, Irak'ta demokrasiyi bir bütün olarak hayata geçirene kadar direnişimiz devam edecektir."
‘Hamlemizi başka bir aşamaya taşıyacağız’
Riham Hico, “Biz sonuna kadar örgütlülüğümüzü büyüteceğiz ve mücadelemizi güçlendireceğiz. Aynı zamanda Önder Apo’ya daha fazla sahip çıkacağız ve TAJÊ olarak başlattığımız ‘Önder Apo evinize misafir’ hamlemizde yeni bir aşamaya geçeceğiz ve mücadelemizi bu esas üzerinden güçlendireceğiz” dedi.