Newroz Uysal: Sürecin önündeki en büyük engel tecrittir
Silêmaniyê’de gerçekleştirilen “Bir Yıl Sonra Türkiye’de Barış Süreci Nerede?” başlıklı çalıştayda konuşan DEM Parti Şırnak Milletvekili Newroz Uysal, "Sürecin önündeki en büyük engel İmralı tecridinin devam etmesidir" dedi.
Silêmaniyê- Şarpress medya kuruluşuna bağlı Şar Araştırmaları Merkezi tarafından Silêmaniyê 'deki Ramada Salonu'nda "Türkiye'de barış süreci bir yıl sonra nereye gidiyor?" başlıklı çalıştay düzenlendi. Çalıştayın ilk paneline DEM Parti Şırnak Milletvekili Newroz Uysal, Asrın Hukuk Bürosu Avukatı ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın vasisi Mazlum Dinç ve CPT Örgütü Üyesi Kameran Osman katıldı. Panelin moderatörlüğünü yazar ve siyasi gözlemci Dr. Cehfer Elî üstlendi.
İlk panelde ilk konuşmayı Milletvekili Newroz Uysal yaptı. Newroz Uysal, barış sürecinin önemine değinerek, "Bahçeli'nin çağrısı üzerine ilk adım Abdullah Öcalan tarafından atılmış olsa da tecrit hâlâ devam ediyor. Siyasi ve hukuki zemini geliştirebilecek tek şey komisyon ve meclis. Devlet gereken adımları atmadı. Bu sürecin önündeki en büyük engel İmralı tecridinin devam etmesidir. Sürecin asıl muhatabı Abdullah Öcalan olduğuna göre, tecrit devam ederse süreç nasıl ilerleyecek?" dedi.
Newroz Uysal, sürecin başlamasıyla birlikte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için kampanyanın da duyurulduğunu belirterek, "Şimdi bir kez daha Önder Apo'nun özgür bırakılması gerektiğini vurguluyoruz. Çünkü bu süreç sadece Kürtler ve Türkler için değil, tüm Ortadoğu ve bölge halkları için de geçerlidir" şeklinde konuştu.
Milletvekili Newroz Uysal, konuşmasının sonunda barış sürecinin ve demokratikleşme sürecinin başarılı olmasını ve herkesin demokratik bir toplum çatısı altında özgürce yaşayabilmesini umduğunu belirtti.
‘Barış süreci tüm bölge ve dünyaya fayda sağlayabilir’
Avukat Mazlum Dinç, sürecin hukuki ve meşru zemininin gerekliliğini vurgulayarak “Abdullah Öcalan’ın başlattığı çağrı, demokratik ve barışçı bir süreç yürütmek için zemin hazırlamıştır. Türkiye devleti bu sürece uygun adımlar atmalı ve Abdullah Öcalan’ın koşulları iyileştirilmelidir. Sürecin ilerlemesi, Kürdistan’ın dört parçasını doğrudan etkileyecektir. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü sağlanırsa, hem Ortadoğu hem de dünya bu süreçten fayda sağlayabilir. Özgürlük, krizlerin çözümünde fırsatlar yaratabilir” dedi.
‘Türkiye köyler için hala tehdit oluşturuyor’
Kameran Osman da sürecin yereldeki etkilerini değerlendirdiği konuşmasında şöyle dedi:
“Süreç olumlu ve olumsuz yönleri olan önemli bir adımdır. İki yıllık veriler saldırılarda artış veya azalma gösteriyor. Barış süreci sonrasında Türkiye’nin askeri operasyonları ve köylere yönelik tehditleri azaldı; 2023’te 35 kişi hayatını kaybederken, sürecin ardından yalnızca 3 kişi yaşamını yitirdi. 42 köy saldırılar nedeniyle boşaltılmıştı; bu yıl barış süreci sayesinde köyler boşaltılmadı. Süreç, Kürdistan bölgesinde turizmi de artırdı; 150 yeni turist geldi. Ancak Türkiye hala bölgede beton barikatlar kurmakta ve silah ihtiyacını sürdürmektedir. Ayrıca, Kürdistan’daki ağaç kesimleri, şehirler arası taşımacılık ve köylere yönelik tehditler devam ediyor. Eğer barış süreci kesintiye uğrarsa, Türkiye tüm gücüyle savaşa hazırdır.”