Newaya Jin'ın yeni sayısı çıktı

Newaya Jin'ın Eylül sayısı, “Kadınların barışı özgür yaşamı savunmaktır” başlığıyla çıktı. Gazetede bu sayıda demokratik toplum inşasında kadınların üstlenmesi gereken rol ile artan kadın katliamlarına odaklanıyor.

Haber Merkezi- Newaya Jin gazetesi Eylül sayısı “Kadınların Barışı Özgür Yaşamı Savunmaktır” manşetiyle çıktı. Gazete bu sayısında, barışa giden yoldaki engelleri ve bu engellerin nasıl aşılabileceğini ele aldı.

Bu sayıda, demokratik toplum inşasında kadınların üstlenmesi gereken öncü rol ile artan kadın cinayetleri arasındaki çelişki vurgulanırken, TBMM bünyesinde kurulan Milli Birlik, Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun yürüttüğü çalışmalar da gündeme taşındı.

Yazılarıyla katkı sunan isimler

Eylül sayısına yazılarıyla katkıda bulunan isimler arasında Çiğdem Doğu, Halide Türkoğlu, Newroz Uysal Aslan ve Şervîn Nûdem yer aldı. Ekoloji gündemini ele alan Güler Yıldız, dünya sayfasında Afgan kadınlarıyla dayanışmayı işleyen Hêvî Koçero ve Necibe Qerecdaxî, renkli portre sayfası yazarlarıyla bu sayıya katkı sundu.

KJK Koordinasyon Üyesi Çiğdem Doğu, 11 Temmuz 2025’te gerçekleşen gerillaların silah bırakma eylemini, TBMM bünyesinde kurulan Milli Birlik, Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını ve barışın demokratik toplum perspektifiyle ne anlama geldiğini güncel gelişmelerle birlikte değerlendirdi.

Son dönemde artış gösteren kadın cinayetlerini değerlendiren Halide Türkoğlu, kadınların her alanda örgütlenmesinin önemine dikkat çekerken, erkek-devlet şiddetine karşı kadınların öz savunmalarını geliştirmelerinin, özgürlük ve eşitlik yaşam mücadelesi açısından hayati olduğunu vurguladı.

Umut hakkı

Barışın önündeki en büyük engel olarak görülen İmralı tecrit koşullarının değiştirilmesi bir zorunluluk olarak öne çıkıyor. Bu bağlamda, Newroz Uysal Aslan, “Umut Hakkı: Tecrit Karşısında Kolektif Özgürlük” başlığı altında, Rêber Apo’nun içinde bulunduğu tecrit koşullarını ve uygulanmayan umut hakkını değerlendirdi.

Komün örgütlenmesinde kurucu özne olarak kadın

Gazete yazarlarından Haskar Kırmızıgül, bu ayki yazısında demokratik toplum inşasında komün konusuna değindi. Komün örgütlenmesinde kurucu özne olarak kadının oynadığı rolü vurgulayan Haskar Kırmızıgül, şunları yazdı: “Rêber Apo’nun, devlet-komün ikileminde kadınları kurucu özne olarak görmesi en büyük dayanağımızdır. Kadın etrafında oluşan değerlerin çalınmasıyla dağıtılan toplumsallığa karşı, yaşamın ve toplumsallığın ancak kadın etrafında yeniden inşa edilebileceği konusunda ikna olmuş bir topluluk var. Bu toplumsallığın bedenleşmesi, komünleşmenin gelişmesidir.”

Berfin Güneş de Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’yla birlikte Kürt Kadın Hareketi’nin yeni bir evreye taşındığı tartışma sürecini ele aldı.

Gazetenin bu ayki forum sayfasında, Rêber Apo’nun “Kürt varlığında ve sorunsallığında bir dönemin sonu, yeni dönemin eşiğinde olmak” başlıklı tarihi perspektifi yer aldı. Tarihte yaşanan dönemler ve düşünme biçimleri üzerine çarpıcı tespitlerin yapıldığı bölümde şöyle denildi: “Toplumsal tarih boyunca doğayı dinleyerek öğrenme yöntemi giderek zayıflamıştır. Çünkü simgesel dil ve analitik zihin geliştikçe insan, doğayı kendi kavramlarıyla tanımlamış; bu da doğaya yabancılaşmayı beraberinde getirmiştir. Bu yabancılaşma ise kapitalist modernite sürecinde zirveye ulaşmıştır. Her dönemin hakim düşüncesi, o dönemin hakikati olarak kabul edilir.”

Gazetenin ekoloji sayfasında yer alan yazısında Güler Yıldız, barış süreci devam ederken, Türkiye’nin orman yangınlarından maden yasasına, tekstil atölyelerindeki çocuk işçilerden Kürt coğrafyasındaki ekolojik yıkıma kadar ağır bir demokrasi sınavıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, doğayı da halkı da görmeyen bir barışın kalıcı olmayacağını söyledi.

Hêvî Koçero ise Afganistanlı kadınların duruma odaklandı ve dünya üzerindeki ezilen kadınların ortak cephede bir araya gelmesi ve örgütlenmesini değerlendirdi

Kuzey ve Doğu Suriye’nin durumu

Şervîn Nûdem, Suriye ve Rojava’daki son gelişmeleri stratejik ve politik açıdan değerlendirerek, önümüzdeki dönemde bölge halkları için önemli gelişmelerin yaşanacağına işaret etti. AKP hükümetinin bölge üzerindeki hesapları ve buna bağlı olarak Özerk Yönetim’in askeri ve siyasi tutumlarına dair analizler sundu.

HPG Basın İrtibat Merkezi, 11 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, 1990 yılında Kürdistan Özgürlük Mücadele saflarına katılan ve 2013’te Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye Devrimi’nin öncülüğünü yapan Komutan Nûreddîn Sofî’nin şehit düştüğünü duyurdu. Nûreddîn Sofî’yi, birlikte mücadele yürüttüğü kadın arkadaşları anlattı.