Narin Güran Davası öncesi kadınlardan açıklama
Amed’de katledilen Narin Güran’ın 2’nci duruşması öncesi Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri açıklama yaparak, “Dayanışmamızı büyütmek, sesimizi çoğaltmak için herkesi kadınların adalet mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz” dedi.
Amed - Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri Amed'in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Çûlî kırsal mahallesinde 21 Ağustos'ta kaybolduktan sonra 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cenazesi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran katliamına ilişkin açılan davanın 2'nci duruşması öncesinde Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya demokratik kitle örgütleri, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı.
Açıklamada konuşan Rosa Kadın Derneği yöneticisi Berfin Polat, “29 Ağustos’ta kirli bir işbirliği ile kaybettirilen Narin’in cansız bedenine ancak faillerin ifadeleri üzerine 19 gün sonra ulaşılabilmiştir. Bizler ağ bileşeni kadınlar olarak adalet talebini haykırmak için buradayız” dedi
Berfin Polat’ın konuşmasının ardından Merve Karadaş basın metnini okudu. Merve Karadaş, şüpheli şekilde yaşamını yitiren Rojin Kabaiş’i anarak konuşmasına başladı. Merve Karadaş, “Bir başka vahim örnek ise Van’da kaybolduktan tam 18 gün sonra cansız bedenine ulaşılan 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’in dosyasıdır” dedi.
Rojin’in şüpheli ölümü hatırlatıldı
Dosyanın soruşturma aşamasında olduğunu ve sürüncemede bırakıldığını ifade eden Merve Karadaş, “Soruşturmadaki yavaşlık, delillerin eksikliği ve otopsi raporlarındaki ihmaller, kadın cinayetlerine yönelik yargı süreçlerinin ne denli yetersiz olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Rojin’in ölümüyle ilgili tüm sorumluların yargılanması ve adaletin sağlanması için kamuoyunu bu davayı yakından takip etmeye davet ediyoruz. Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı olarak, Narin’in, Rojin’in ve her bir kadın ve çocuk cinayeti dosyasının sonuna kadar takipçisi olacağız” ifadelerine yer verdi.
‘Yargının ihmalkârlığı şiddet döngüsünü beslemektedir’
Merve Karadaş yaşanan kadın ve çocuk katliamlarında cinsiyet eşitsizliğinin etkin rol oynadığını belirterek, “Kadın cinayetleri, toplumun yüzleşmesi gereken derin bir yara ve cinsiyet eşitsizliğinin en acımasız tezahürüdür. Bu cinayetler bireysel değil, sistematiktir; toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı yapısal bir sorunun sonucudur. Devletin, yaşam hakkını koruma yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülük, yalnızca yasalarla değil, etkin politikalarla, hızlı ve eksiksiz soruşturma süreçleriyle, caydırıcı cezalarla ve kadınların taleplerini dinleyen bir anlayışla yerine getirilmelidir. Ancak biz kadınlar, bu yükümlülüğün sürekli ihlal edildiğine tanıklık ediyoruz. Yargının ihmalkârlığı, delil toplamadaki yetersizlikler ve cezaların caydırıcılıktan uzak oluşu, kadınların her gün yaşamlarını tehdit eden bu şiddet döngüsünü beslemektedir” ifadelerine yer verdi.
‘Herkesi kadınların adalet mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz’
Kamuoyuna çağrı yaparak konuşmasını sonlandıran Merve Karadaş, şöyle dedi: “Buradan bir kez daha sesleniyoruz: Kadınların yaşam hakkını savunmak için etkin, kapsamlı ve gerçekçi politikalar geliştirin. 6284 sayılı Kanun’u etkin bir şekilde uygulayın, kadın örgütlerini yargılama süreçlerinin dışında tutma tavrından derhal vazgeçin. Kadın cinayetlerine yönelik soruşturmalarda hızlı ve eksiksiz adımlar atın, adaleti sadece mahkeme duvarları arasında değil, kadınların her alanda güvende olduğu bir toplumsal düzenle sağlayın. Dayanışmamızı büyütmek, sesimizi çoğaltmak için herkesi kadınların adalet mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz. Unutmayın, mücadele edersek kazanırız; dayanışırsak değiştirebiliriz.”
Ardından kitle duruşmayı izlemek için duruşma salonuna geçti.