NADA 1’inci kongresini gerçekleştiriyor

Kürdistan, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden delegelerin katıldığı NADA’nın 15-17 Mayıs tarihleri arasında sürecek 1’inci Kongresi başladı.

Süleymaniye- Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu (NADA), Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde 1’inci kongresini 18 farklı ülkeden 250 delegenin katılımı ile gerçekleştiriyor.

15-17 Mayıs tarihleri arasında sürecek kongreye Ortadoğu, Kürdistan, Türkiye, Kuzey Afrika, Kuzey ve Doğu Suriye ile birçok ülkeden kadınlar yöresel kıyafetleri ile katıldı. Kongrede Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Tevgra Jinen Azad (TJA) ve Jineoloji Akademisi’nden bir isimde konuşma yapacak.

Kongrenin ilk günü “3. Dünya Savaşı ilan edilmemiş, kadın-kırım savaşıdır” başlıklı oturumda, “3. Dünya savaşında Orta Doğu’daki aşamaları”, “Kadına karşı ataerkil tahakküm aracı olarak ulus devlet modeli ve demokrasinin olmayışı”, “Siyasal İslam’ın yükselişinde araçsallaştırılan kadın bedeni”, “Ataerkil sistem hukukla kadın kırımını meşrulaştırıyor”, “Küresel kapitalist sistemin ekolojik kırıma karşı kadın mücadelesi” başlıkları tartışılacak.

Konferans hazırlık komitesinin açıklaması ile başladı. Konuşmada, kadınların yaşadığı zorlukların altı çizildi. Konuşmada, "Bugün burada toplanmamızda, bu başlı başına bir direniş eylemidir. Zorluklar ne kadar büyük olursa olsun, kadınlar olarak ortak bir irade ile ilerlemeye devam ediyoruz" denildi. Ayrıca, dünyadaki siyasi dönüşümlerin, kadınların haklarının giderek daha fazla tehdit altına girmesine neden olduğuna dikkat çekildi. Konferansta, savaşların kadınlar üzerindeki yıkıcı etkileri, kadınların savaşların hedefi haline gelmesi ve onların bedenlerinin çatışma alanı olarak kullanılması ele alındı.

Kadınların mücadelesi ve NADA İttifakı

Konferans, kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinin önemli bir yansıması olarak görülüyor. 2013 yılında Amed’de düzenlenen “Ortadoğu Kadın Konferansı”nın ardından başlayan bu süreç, 2021'de "Orta Doğu ve Kuzey Afrika İkinci Kadın Konferansı" ile devam etti ve bu konferans sonunda Bölgesel Demokratik Kadın İttifakı NADA kuruldu. NADA, kadınların sesini yükseltmek ve erkek egemen yapıları aşarak daha eşitlikçi bir toplum inşa etmek amacıyla kuruldu.

Düzenleyici komite, bu konferansın sadece bir acı paylaşma platformu olmadığını, aynı zamanda kadınların ortak stratejiler geliştirerek dünyada daha fazla söz sahibi olmasını sağlamak için önemli bir adım olduğunu vurguladı. Konferansta, kadınların yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde daha etkili olabilmesi için örgütlenme ve dayanışma stratejileri tartışılacak.

Küresel savaşların kadınlar üzerindeki etkileri

Konferansa katılanlar, dünya genelinde kadınların savaşa ve şiddete maruz kalmasını protesto etti. Gazze, Suriye, Sudan ve Yemen gibi savaş bölgelerinde kadınların yaşadığı zorluklar konferansta gündeme geldi. Konferansın düzenleyicilerinden Angela Al-Maamari, "Bu konferans, kadınların yaşadığı şiddet ve dışlanmaya karşı seslerini yükselttikleri bir platform olacak" dedi.

Uluslararası katılım ve dayanışma

Somali'den katılan kadın hakları aktivisti Leyla Jama, konferansın kendisi için büyük bir anlam taşıdığını belirterek, "Somali kadınlarının sesi olabilmek ve onların acılarını duyurmak için buradayım. Bu konferans, tüm bölge kadınları için önemli bir dayanışma fırsatı" dedi. Leyla Jama, Somali'deki kadınların özgürleşmesi için daha fazla destek ve işbirliği gerektiğini vurguladı.

Kadınların geleceğe yönelik stratejileri

Konferansın önemli bir hedefi, kadınların sadece acılarını paylaşmak değil, aynı zamanda bu zorlukları aşacak ortak bir mücadele hattı oluşturmak. Konferans Hazırlık Komitesi’nden Hanane Osman, kadınların farklı kültürel ve sosyal arka planlardan gelmelerine rağmen, tüm dünyanın kadınlar üzerindeki baskı ve şiddet konusunda birleşmesi gerektiğine dikkat çekti. Konferans, bu bağlamda kadınların sınırları aşan bir ittifak kurmalarını sağlamak için önemli bir adım olarak görülüyor.

Kadın örgütleri kongreye mesaj gönderdi

TAJÊ’nin açıklaması

“TAJÊ adına hepinizi selamlıyorum. Biz bu anlamlı kongreyi Ortadoğu ve dünyadaki tüm kadınlara kutluyoruz. 5 bin yıllık soykırım en fazla kadın ve çocuklar üzerinde yürütülmüştür. 2014’te Êzidî olarak bizler soykırıma maruz kaldık. Bütün dünya da buna şahit oldu. Binlerce kadın ve çocuk hala DAİŞ elinde. Bizler kadınlar olarak mücadele ettik ve özgücümüzle beraber örgütlendik.

Sayın Abdullah Öcalan’ın dediği gibi Özgür toplum özgür kadınla kurulacak.

Farklı etnik kimliklerden kadınlar olarak bir arada yaşamayı başardık. Kadın mücadelesiyle beraber demokratik bir toplum yaratacak.

Jin jiyan azadi ile hepinizi kutluyorum.”

KJK’nin açıklaması

“Bu kongreye katılan tüm kadınları selamlıyoruz. Bugün bu konferansı umuyoruz ki başarılı bir sonuca ulaştıracağız. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da kadınlar, ırkçılık, cinsiyetçilik gibi pek çok sorunla karşı karşıya kaldılar. Öncelikle Gazze, Filistin, Suriye, Irak, Şengal, Kürdistan, Libya, Türkiye ve son olarak Suriye’de katledilenlerin çoğu kadın ve çocuktu.

Bizim topraklarımızı nefessiz bırakmak istiyorlar. İşgalciler, kadınlar üzerinde bu politikaları başarıya ulaştırmak istiyor. Bütün bu yaşananlar erkek egemen sistemle ilişkilidir. Dilimiz ve kültürümüz tecavüze uğruyor. Bu erkek eliyle gerçekleştiriliyor.

Bizler birlikte bütün renklerimizle buradayız ve mücadele edeceğiz. Çok fazla acı ve işkenceye maruz kaldık. Annelerimiz, kültürümüz, ahlaki ve politik toplum felsefesiyle yaşam buluyor.

Biz gücü yaratacak, Ortadoğu’da demokratik yapıyı kuracak güçleriz. İşkenceyle katledilen, cezaevlerinde hapsedilen kadınlar olarak mücadelemizden hiç vazgeçmedik.

Bugün ağlama ve acılarımızı tazeleme değil, hesap sorma günüdür. Arkadaşlarımızın hesabını soracağız. Kadın devrimi Ortadoğu’da tüm dünyaya örnek oluyor. Jin, Jiyan, Azadî felsefesi ile bu yaşam onurlu ve demokratik bir hale geliyor. Bu felsefe benimsememiz gereken temel doğrultudur. 3. Dünya savaşıyla birlikte kadın mücadelesi de büyüdü. Biz bu yaşananları kadın devriminden bağımsız düşünemeyiz. Dünya erkek egemen sistemle yürüse de bizler Jin Jiyan Azadî felsefesiyle buna karşı duruyoruz.

Sudan, Afganistan, İran, Gazze ve Filistin’de yaşanan savaşları da konuşacağız. Bunların kadın mücadelesiyle ilişkisini ele alacağız. Irak’taki yasaları da konuşacağız.”

PJAK Kadın Meclisi’nin açıklaması

“Biz biliyoruz ki bu sistem kadınların mücadele ve varlığını görmezden geliyor. Kadın mücadelesi bir kez daha Jin Jiyan Azadi felsefesiyle kendisini ispat etti. Kadınlar olmadan çözüm gerçekleşmeyecek. Kadınların demokratik mücadelesi gün geçtikçe büyüyor. Afganistan’dan Mısır’a Ortadoğu’da tüm devrimci kadınları kutluyorum. Bugün bir araya gelmemiz çok önemli sonuçlar elde edecek.

Kadın mücadelesi gün geçtikçe başarı ve özgürlüğe ulaşacak. Yaşasın Jin Jiyan Azadî.”

Afgan kadınların mesajı

Biz Afganistan’da bağımsız bir kadın yapısıyız. Almanya’da faaliyet gösteriyoruz. Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesinden sonra Afgan halklarının direnişini dünyaya duyurmaya çalışıyoruz. Afgan halkları ve halkların onuru için çalışıyoruz.

Bir sloganımız var: Ne NATO ne de Taliban; Afganistan’dan çıkın!

Afganistanlı mülteciler üyeleri olarak 1. Ve 2. Dönemde savaş, güvensiz koşullar bizi sürgüne zorladı. Taliban iktidarı ele aldıktan sonra biz bu yapıya katıldık. Eylemler aracılığıyla birbirimizi tanıdık ve tek ses olarak halklar için ses olabiliriz.

Şu an maske takıyoruz çünkü yüzümüzü göstermek istemiyoruz. Tek bir öncümüzün olmasına gerek yok diye düşünüyoruz. Bizler, bu tek sesin yaralar, kadın direnişi ve Afgan halkların direnişini yansıtacağına inanıyoruz. Bugün Afgan kadınlar direnişleriyle tüm dünyaya örnek oldu.

Kadınlar eğitim alamıyor, otobüslere binemiyor, spor salonuna gidemiyor. Tüm kültürel etkinlikler, Newroz ve Yelda gecesi de yasaklandı. İnanç grupları etnik gruplar saldırılara uğruyor. Tüm bu atmosfere rağmen kadınlar ve erkekler direnişini sürdürüyor. Gizli şekilde örgütlenmeye devam ediyor.

Taliban’ın uygulamalarının normalleştirilmesi için nasıl mücadele edildiğini görüyoruz. Taliban terör listesinden çıkartıldı. Afganistanlı göçmenler, mülteci listelerinden çıkartılıyor. Uluslararası kamuoyu neden bir şey yapmıyor? Taliban Afganistan halklarının temsilciliğini yapıyor. Ancak Taliban halkların iradesi değildir. Ancak yönetimi ele geçirdikleri için uluslararası bir güce sahipler. Güçlerini zor ve baskıdan alıyorlar.”