EMEL MUHAMMED

Beyrut – 30 Mart 2020 tarihinde kurulan Jin Kadın Derneği, Lübnan ve bölge genelinde kadınların karşılaştığı siyasi ve sosyal zorluklara karşı kadınların rolünü yeniden tanımlamayı hedefleyen bağımsız bir kadın platformu olarak faaliyet gösteriyor. Özellikle uzun süredir çifte vatandaşlık sorunları ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığıyla karşı karşıya kalan Kürt kadınları başta olmak üzere kadınların mücadelesini görünür kılmayı amaçlayan dernek, kadınların sesini duyurmak için çalışmalar yürütüyor. Kuruluşundan bu yana hayatın çeşitli alanlarında kadınlar arasında farkındalık yaratma, haklarını savunma ve kadına yönelik şiddetle mücadele etme görevini üstleniyor. Dernek ayrıca, Lübnan içinde ve dışında kadın hareketleriyle iletişim köprüleri kurarak, bölgesel ve küresel mücadelelerin bir parçası olmayı hedefliyor.

Derneğin ortaya çıkış koşulları

Jin Kadın Derneği Başkanı Dilan Hasan, derneğin kurulma amacının kadınları entelektüel ve hukuki anlamda güçlendirmek ve onlara yönelik sistematik şiddetle mücadele etmek olduğunu söyledi. Derneğin seminerler ve konferanslar yoluyla özellikle Kürt kadınlarının kimliğini, başarılarını, yaşadıkları acıları ve verdikleri mücadeleyi ön plana çıkarmaya odaklandığını belirten Dilan Hasan, kuruluş sürecinde önemli zorluklarla karşılaştıklarını da vurguladı. "Kuruluşumuzun başlangıcında, özellikle de koronavirüs salgını nedeniyle dijital medya platformları aracılığıyla çevrimiçi seminerler ve farkındalık kampanyaları düzenlemek zorunda kaldık" diyen Dilan Hasan, bu dönemin derneğin faaliyetlerini şekillendiren bir süreç olduğunu ifade etti.

‘Kadınların farkındalığını arttırmaya yönelik çalışmalar yürüttük’

İran’da Jina Mahsa Amini’nin katledilmesiyle başlayan “Jin, jiyan, azadî” devrimci ayaklanmasını hatırlatan Dilan Hasan, bu süreçte dernek olarak çeşitli kadın sorunlarını ele alan birçok seminer düzenlediklerini söyledi. “Jin, jiyan, azadî devrimi başta olmak üzere, Sakine Cansız ve diğer Kürt kadınların katledilmesini konu alan etkinlikler gerçekleştirdik” diyen Dilan Hasan, çalışmalarının bununla sınırlı kalmadığını vurguladı. Kadınların farkındalığını artırmaya, önyargılarını kırmaya ve toplum içindeki hayati rollerini ortaya koymaya odaklandıklarını belirten Dilan Hasan, bu çerçevede Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğüne dair yaklaşımından ilham alarak NADA'nın kurulmasına da katkı sunduklarını ifade etti.

Lübnanlı kadınlara yönelik çeşitli kısıtlamalar

Dilan Hasan, sözlerine şöyle devam etti:

“Jin Kadın Derneği, Sudan, Tunus, Ürdün ve Filistin'den kadınların katıldığı seminerler aracılığıyla, dış dünyada kadın sorunlarına yönelik farkındalığın artmasında bir dönüm noktası oldu. Bunun yanı sıra, bildiriler yayımlayarak ve kadın mücadelesini anlatan yayınlar dağıtarak, feminist alanda faaliyet gösteren kadınlarla güçlü ilişkiler kurmak için yoğun çaba harcadık. Derneğimiz çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldı. En büyük sorunlardan biri maddi ve manevi destek eksikliği ile bazı faaliyetlerin marjinalleştirilmesi oldu. Ayrıca Lübnanlı kadınlara yönelik çeşitli kısıtlamalar, onların feminist dernek ve hareketlere katılımını engelliyor. Bu durum, kadınların haklarını doğrudan etkiliyor.

Hedef ve planlamalar

Karşılaştığımız engellere ve zorluklara rağmen, Jin Kadın Derneği olarak hem kendi içimizde hem de dışarıda kadınların farkındalığını artırmak için bir dizi hedef ve plan üzerinde çalışıyoruz. İlişki ağımızı genişletmek, kadın hakları alanında etkili olmuş kadınları belirlemek, bölge ülkelerini de kapsayan kapsamlı seminerler düzenlemek bunların arasında. Ayrıca, Kürt kadınlarının fikirlerini daha iyi duyurabilmek ve onları azimli, kararlı, mücadeleci kadınların örneği olarak göstermek için iletişimimizi artırmaya devam ediyoruz. Bunu; kadın sorunlarını konuşan, tartışan ve kalıcı çözümler üreten kadın platformları kurarak başarabileceğimize inanıyorum.”

Kadın sorunlarıyla ilgilenen bir kadın derneğinin sorumluluğunu üstlenmekten gurur duyduğuna dikkat çeken Dilan Hasan, “Bu duygu çocukluğumdan beri benimle. Kadınların çektiği acıları sık sık duymam, onlara karşı bir sorumluluk duygusu yarattı ve bu da beni gelecekte onların sesi olmak için çabalamaya motive etti. Jin Derneği ve üyeleri bu motivasyonu güçlendirdi ve beni bu yolda ilerlemeye teşvik etti” diyerek sözlerini tamamladı.