Kobanê Üniversitesi’nde Sosyal Bilimler Fakültesi kuruluyor

Kobanê Üniversitesi’nde Sosyal Bilimler Fakültesi açılıyor. Fakültede verilecek eğitim sadece toplumsal sorunlara değil, çözümlerine de odaklanacak.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê- Kobanê Üniversitesi, 29 Haziran’da Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kuruluşunu duyurdu. Üniversite, fakültenin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın perspektifinden yola çıkarak kurulacağını belirtirken, özgürlük, adalet ve barışçıl yaşam değerlerinin akademik ve eğitim yolculuğunun temel taşı ve sağlam bir başlangıcı olacağına vurgu yaptı.

Kobanê Üniversitesi, yeni akademik yılda, Tarih, Felsefe, Sosyoloji, Jineoloji ve Coğrafya bölümlerini eğitime açacak.

Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Firyaz Berkel, fakültenin önemi ve amacına ilişkin sorularımızı yanıtladı.

*Sosyal Bilimler Fakültesi'nin kuruluşu resmen ilan edildi. Öncelikle kuruluş amacını sormak istiyorum. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 11 Haziran'da Kobanê Üniversitesi'ne selam göndermesinin bu proje üzerinde etkisi oldu mu?

Kobanê Üniversitesi'nde, Sosyal Bilimler Fakültesi bölüm olarak mevcut değildi. 2026 yılında bu bölümün kayıtları resmen açılacak. Bu fakültede tarih, felsefe, sosyoloji, jineoloji ve coğrafya bölümleri sunacağız. Elbette bu bölümü seçerken bilimsel hedeflerimiz de vardı. Bu fakültenin 5 bölümü de toplumun ihtiyaçları doğrultusunda eğitim verecek. Fakülteyi tüm toplumsal sorunlarımıza ve çatışmalarımıza çözüm kapısı olacak akademik bir yer haline getireceğiz. Bu bölüm çok daha önce açılmalıydı ama ne yazık ki Kuzey ve Doğu Suriye'deki savaş, Kobanê'nin altyapısının bozulması, personel ve fırsat eksikliği gibi bazı koşullar nedeniyle geciktik. Tüm bunlara rağmen, bir fakülte olarak olmasa da seminer yöntemiyle bu kapsamda eğitimler verdik. Sosyal Bilimler Fakültesi'nin açılması hakkında uzun zamandır toplantılar, değerlendirmeler ve tartışmalar yapılıyordu. Bu düzeyde başarılı bir fakülte kurup kuramayacağımızdan her zaman şüphe duyuyorduk. Önder Apo'nun Kobanê Üniversitesi'ne ve öğrencilerine selam ve mesajıyla, şüphelerimizi giderdik ve bu fakülteyi kurup yönetebileceğimize dair büyük bir güç kazandık.

*Peki bu karar öğrenciler tarafından nasıl karşılandı ve ne gibi sonuçlar getirecek?

Önder Apo'nun selamlarından sonra bu mesajı cevapsız bırakmamak ve ilgilenmek zorundaydık. Bu temelde hazırlıklara başladık. Sosyal Bilimler Fakültesi için bir duyuru toplantısı yaptık, üniversitenin anlaşması ve fakülte sistemi açıklandı. Toplantıya katılan öğrenciler çok heyecanlıydı. Özellikle kendilerini bu fakültede bulabilecekleri ve toplumsal, hayati ve günlük sorunlarına çözüm bulabileceklerini belirtiyorlardı.

Bir savaş içinde yaşıyoruz, bu savaştan toplum olumsuz etkileniyor. Ayrıca gençler üzerinde doğrudan olumsuz etkileri olan en ileri teknoloji çağındayız. Bu nedenle toplumda ciddi bir bölünme var, gençler fiziksel bir varlık olarak varlar ancak zihin ve ruh olarak başka şeyler ile meşguller. Bununla bağlantılı olarak, bu sorunları analiz etmeyi ve uyuşturucu, intihar ve benzeri olayların yayılmasını önleyebilmek için çözümler sunmayı amaçladık. Bu nedenle, bu fakülteden beklentilerimiz çok yüksek ve misyonumuzu tam olarak yerine getirebilmek için ‘Interdisciplinary’ yani disiplinler arası sistemi seçtik. Bu sistem öğrencilere yeni bir yol açıyor. Öğrenciler ilk iki yılda tüm bölümlerin eğitimini alacak. Son iki yılda temel uzmanlık bölümleri eğitimini alacaklar. Bu yöntemin kullanımı hakkında birçok tartışma yaptık ve sonunda bu bilimlerin birbirini tamamladığı sonucuna vardık. Bir öğrenci sosyoloji okursa ve kendi tarihini bilmiyorsa bu ciddi bir sorundur, bu nokta tüm bölümler için geçerlidir.

*Jineolojinin bu fakültede nasıl bir özerkliği ve etkisi olacak?

Bu fakültede dikkat çeken şey çeşitliliğimizin ortaya çıkmasıdır. Bizlerin temel sorunu bilimlerin birbirinden ayrılmasıdır. Sorunların farklı bakış açılarından değerlendirilmesidir. Sosyologlar, felsefeciler ve tarihçiler farklı araştırma yöntemlerine yönelmiştir. Ancak kadın biliminin tanınmasına dayanan tüm bu bölümlerin kaynağı jineoloji olacaktır. Bu nedenle, materyallerimiz için güveneceğimiz temel bölümümüz jineolojidir. Eski ders materyallerimiz Önder Apo'nun ideolojisi çerçevesinde hazırlanmıştı, dolayısıyla fakülteyi açarken onun felsefesinden yararlanmaya devam edeceğiz.

Öte yandan, eğitim ve öğretim kadrolarımız bu yüzyılda çözümün anahtarı olarak gördüğümüz Önder Apo’nun felsefesi ile eğitim gördü. Geçtiğimiz günlerde Birîm Üniversitesi ile ortak bir eğitim yaptık. Eğitime katılanlar jineoloji ve Önder Apo'nun ideolojisi konusunda çok meraklılardı. Onlara, Önder Apo'nun küresel çatışmaları sona erdirebilecek bir düşünce ve ideolojiye sahip olduğunu söyledik. Yani fakültemiz Önder Apo'nun görüşleri ve felsefesiyle faaliyet gösterecek ve jineoloji bilimi bu felsefenin bir ürünüdür. Jineoloji, kadın ve toplum bilimidir ve özgür bir yaşam ve toplum, özgür bir kadınla mümkündür. Önder Apo'nun düşüncesi ve felsefesiyle eğitilmiş, yeni, bilgili, entelektüel bir nesil yaratacağız.

*Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, kadınların barış sürecine ve demokratik topluma öncülük edeceğini belirtti. Özgür bir nesil inşa etmede projeniz nasıl bir rol oynayacak?

Bu fakültenin kurucularının çoğunlukla kadınlardan oluştuğunu ve bunun Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadın devriminin kazanımlarından biri olduğunu, kadınların özgür ve demokratik yaşam felsefesine dayalı olarak halkın gelişimi için fakültelerin kurulmasına öncülük edecek seviyeye ulaşabildiklerini söyleyebilirim. Özellikle Önder Apo'nun ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı sürecinde. Baas Rejimi'nin eğitim sistemi sonucunda geçmişimizden koparıldık. Kendilerine göre bir eğitim sistemi getirdiler. Bu zihniyete karşı Kobanê Üniversitesi ve özellikle Sosyal Bilimler Fakültesi Demokratik Ulus ve Özgürlük Sosyolojisi çerçevesinde alternatif üretiyor.

Kararlıyız, Önder Apo'nun selamına yakışır işler başaracağız. Kobanê Üniversitesi'ni Önder Apo'nun felsefesinin hayata geçirilmesinde bir sembol ve bir geçit yapacağız. Özellikle Sosyal Bilimler Fakültesi toplumsal sorunların araştırılması, incelenmesi ve tespitinin merkezi olacak. Bu bağlamda, fakülteye bağlı araştırma merkezlerimiz olacak ve misyonu sadece toplumsal sorunları her yönüyle incelemek olacak. Mevcut bilimlerin çoğu sadece sorunları paylaşmakla sınırlı ama biz sorunları ortaya çıkaracağız ve çözümlerini sunacağız ki, mevcut çatışmaları kökünden ortadan kaldırabilelim.