Haklarını arayan İranlı kadınlar katledilme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor

Voleybol antrenörü Solmaz Abbasi, avukatının ofisinde katledildi. Boşanan ve sadece kendi yaşamını kurmak isteyen Solmaz Abbasi’nin katledilmesi ülkedeki binlerce kadının büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunun göstergesi.

VIYAN MEHRPERVER

Urmiye- İran’da kadına yönelik şiddet her geçen gün daha da yaygın hale geliyor ve normalleştiriliyor. Ülkede her yıl en az 300’ü aşkın kadın erkekler tarafından katlediliyor. Yasalarca kadınlar kamusal yaşamın dışında tutulmaya çalışılırken kadın katliamları giderek artıyor. Üstelik bu katliamlar verilerde bile çoğu zaman yer almıyor. 

Ünlü bir voleybol antrenörü olan ve İran Kadın Kürek Milli Takımı Üyesi Solmaz Abbasi’nin katledilmesi ülkede geniş yankı uyandırdı. Solmaz Abbasi, evli olduğu erkek tarafından avukatının ofisinde herkesin gözü önünde bıçaklı saldırıya uğradı ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.  Solmaz Abbasi’nin avukatının yanına öldürülmekten korktuğu için gittiği öğrenildi. Cenazesine yüzlerce kadın katıldı. 

2014 Incheon Asya Oyunları'nda bireysel ve takım etkinliklerinde iki bronz madalya kazanan ve başarılarıyla adını duyuran Solmaz Abbasi’nin hayatını kaybetmesi ülkedeki binlerce kadının da nasıl bir tehdit altınla yaşadıklarının bir göstergesi olarak yorumlandı.

‘Kadın hakları savunucusuydu’

Solmaz Abbasi’nin öğrencilerinden biri olan Atefeh Sharifi, “O benim için ikinci bir anne gibiydi” derken Solmaz Abbasi’nin yanındaki kadın ve kız çocuklarına sadece spor değil yaşamın her alanıyla ilgili yardımcı olduğunu anlattı.  Atefeh Sharifi, “Solmaz gerçek bir kadın hakları savunucusuydu. Öğrencilerinin ve arkadaşlarının neredeyse hepsi onu ‘güçlü, nazik bir kadın ve kadın hakları savunucusu’ olarak hatırlıyor” şeklinde konuştu.

Kendi yaşamını kurmuştu

İran ataerkil kültürü ve onun yarattığı şiddetin hedefi olan Solmaz Abbasi’nin neler yaşadığını da yakın akrabaları anlattı. Fahimeh Mohammadi, “Solmaz, eşiyle sorunlar yaşıyordu. Uzun bir süre herkes ona sessiz kalması ve sorunu gizlice çözmesi için baskı yapıyordu. 17 yaşında bir oğlu var ve eşiyle anlaşmazlıkları tırmandıktan sonra ayrılmaya ve onunla yaşamamaya karar verdi.  Solmaz yıllardır maddi olarak bağımsızdı ve başarılı bir kadındı, ancak eşi onun gibi değildi. Ayrılmaya karar verdikten sonra Solmaz boşanma talebinde bulundu ve malını ve haklarını aldı, ancak adam mali yükümlülüklerden kaçmak için malını babasının adına devretmişti. Daha sonra Solmaz'ı takibinin ardından onu tehdit etti ve öldürdü" diye konuştu.

‘Hakkını arayan kadınlar suçlanıyor’

Boşanma, çocuk velayeti veya nafaka gibi yasal haklarını talep eden kadınların katledilmesi, İran'da maalesef yaygın bir olgu. Kadınların çoğu katledilmeden önce birçok kez tehdit ediliyorlar ancak onları koruyacak bir mekanizma yok. Hak savunucusu Shakila Ahmadi, bu durumu şu sözlerle anlattı: 

"Ataerkil yapıda, haklarını talep eden bir kadın asi, utanmaz veya aile temelini yıkan olarak etiketleniyor. Yasa bu hakların bir kısmını kâğıt üzerinde tanısa da pratikte bunlara erişim süreci o kadar maliyetli ve zor ki çoğu zaman şiddetle sonuçlanıyor. Bu şiddetin bir kısmı cinayetle sonuçlanıyor. Kadınlar yasanın kendilerine vadettiği az şeyi bile talep ettiklerinde muhalefet ve öfkeyle karşılaşıyorlar. Toplum çoğu durumda bunu talep eden kadınlara karşı empati kurmuyor. Şiddet uygulayan kişi yerine, çeyizini istediği için kadın suçlanıyor. Neden şikâyet etti? Neden sessiz kalmadı? Neden affetmedi? gibi sorular yöneltiliyor."

Solmaz Abbasi’nin katledilmesi, ülkede kadınlar için ev, sokak hatta avukatlık bürosunun bile güvenli olmadığını gösteriyor. Kadınlar için etkili korumanın sağlanmadığı ülkede tehditler genellikle katliamlarla sonuçlanıyor. İran İslam Cumhuriyeti'nin kadınları korumak için tek bir yasası bulunmuyor.