Kayıp yakınları: Davamızdan vazgeçmeyiz
“Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminde gözaltına alındıktan sonra kaybettirilen İhsan Haran’ın akıbeti soruldu. İhsan Haran’ın eşi Nesibe Haran, “Devlet bunu iyi bilsin, ne onlara boyun eğeriz, ne de davamızdan vazgeçeriz” dedi.
Amed - İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla düzenledikleri eylemin 828’inci haftasında Rezan (Bağlar) ilçesi Koşuyolu Parkı’nda ki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir kez daha bir araya geldi.
Eyleme, kayıp yakınları, insan hakları savunucuları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Kayıpların fotoğraflarının yer aldığı pankart açılırken, kayıpların fotoğrafları taşındı. Bu haftaki eylemde Amed’te 25 Aralık 1994 tarihinde üniformalı polisler tarafından çalıştığı inşaat alanından alındıktan sonra gözaltında kaybettirilen İhsan Haran’ın hikayesi okundu.
İHD Bölge Temsilcisi Mehmet Tahir Saçaklı, yaşamını yitiren İHD kurucularından Hüsnü Öndül’ü andı. Kürt sorununun çözülmemesinden kaynaklı savaşın sürdüğünü ifade eden Saçaklı, “2 gün önce Türkiye’nin SİHA saldırısındaki bombardımanda iki gazeteci Nazım Daştan ve Cihan Bilgin katledildi” dedi.
‘Davamızdan vazgeçmeyiz’
Ardından söz alan katledilen İhsan Haran’ın eşi Nesibe Haran, 30 yıldır İHD ile birlikte eşinin akıbeti için arayışta olduğunu söyledi. Nesibe Haran, “Devlet bunu iyi bilsin ne devlete boyun eğeriz ne de davamızdan vazgeçeriz. İhsan hiç bir suç işlemedi, sadece kimliğinin davasını için uğraştı. O yüzden Kürtler ne yapıyorsa suç görülüyor, kaybettiriliyor. Ben onun katilini arıyorum, katilinin cezalandırılmasını istiyorum” diye konuştu.
Aile, polisler tarafından engellenir
İhsan Haran’ın İHD Amed Şube üyesi Fırat Akdeniz tarafından okunan kaybedilme hikayesı şu şekilde: “Amed’in Licê ilçesinde bağlı Hüseynike Mahallesi 1994 yılının Mart ayında, askerlerce yakılır. Bu olay üzerine ailesiyle Amed’e taşınan İhsan Haran, inşaat işçisi olarak geçimini sağlamaktadır. İhsan Haran, 25 Aralık 1994 tarihinde, yeni çalışmaya başladığı Amed Yeraltı Çarşısı inşaat alanına gider. Ancak, akşam eve dönmez. Köylüleri F. H., Haran Ailesi’nin evine gelir. Onlara 25 Aralık 1994 sabahında, inşaat alanına gelen üniformalı polis memurlarının kimlik kontrolü yaptığı ve ardından İhsan’ı gözaltına alarak götürdüklerini söyler. Eşinin gözaltına alındığını öğrenen Nesibe Haran, onun nerede tutulduğunu öğrenmek için Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Savcılığı’na dilekçe vermeye çalışır. Ancak, yaklaşık bir ay boyunca uğraşan aile, mahkeme önündeki polisler tarafından engellendikleri için bunu başaramaz. Valilik ve emniyet müdürlüğü nezdinde yaptığı başvurular da sonuçsuz kalır. Savcıya ulaşamayan Nesibe Haran, eşini bulmak umuduyla civardaki hapishaneleri dolaşır. Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde 31. Koğuş’ta kalan ve isminin kamuoyuna açıklanmasını istemeyen bir kişi, İhsan Haran’ı gözaltında gördüğünü söyler. Nesibe Haran, 6 ay boyunca eşinin nerde olduğunu öğrenmek için girişimlerde bulunur. Ancak sonuç alamaz. Nesibe Haran, daha sonra İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulunur.
Dosyada bir ilerleme olmadı
Yapılan başvurunun ardından AİHM’in 26 Şubat 1996 yılında hükümetten olayla ilgili bilgi talep etmesinden sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında bir soruşturma başlatılır. Ancak İhsan Haran’ın gözaltında kaybedildiğine ilişkin yeterli delil olmadığına karar veren savcılık, 21 Ocak 1998 tarihinde takipsizlik kararı verir. AİHM, 6 Ekim 2005’te Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. Maddesinin ihlal edildiğine karar verir. JİTEM tetikçilerinden Abdülkadir Aygan’ın 2004 yılının Mart ayında basına yansıyan itiraflarında İhsan Haran’ın Diyarbakır JİTEM’de sorgulandıktan sonra JİTEM Grup Komutanı Abdülkerim Kırca’nın talimatı ile infaz edildiği detaylarıyla yer aldı. Ancak dosyada bir ilerleme olmadı.”
Hikayenin okunmasının ardından oturma eylemi yapıldı.