RONÎDA HACÎ

Hesekê – Cihatçı Heyet Tahrir El Şam (HTŞ), 6 Mart'tan itibaren Suriye’nin kıyı bölgelerindeki Alevi halkına yönelik insanlık dışı katliamlar gerçekleştirdi. Sonuç olarak binden fazla insan katledildi. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê kentindeki Kürt, Arap, Süryani ve Ermeni kadınlar, ajansımıza konuşarak tepkilerini dile getirdi.

Kürt halkından Gulê Mihemed, Alevi halkına yönelik katliamı şiddetle kınayarak, "Baas rejiminin devrilmesinden sonra Suriye halkının demokratik ve özgür bir yaşama dair beklentileri arttı. Ancak son birkaç gündür HTŞ'li cihatçılar, Alevilerin çoğunluğunun yaşadığı Lazkiye, Humus, Tartus gibi Suriye şehirlerinde kadın, çocuk ve insanlara yönelik katliamlar gerçekleştiriyor. Yaşanan katliama karşı uluslararası bir sessizlik söz konusu. Çünkü iktidar sistemleri halkın kanı üzerine kurulu ve çatışmalar onların çıkarlarını yerine getiriyor” dedi. 

‘Suriye'de hep birlikte güven ve huzur içinde yaşamak istiyoruz’

Sessizliğin tarihi bir utanç olduğunu kaydeden Gulê Mihemed, “İnsan haklarını savunan örgütler nerede? Katledilen kadınların, çocukların, yaşlıların suçları neydi? Dün Ermenilere, Kürtlere, Êzidîlere, Süryanilere karşı katliam politikalarını uygulayanlar, bugün de Alevilere karşı yürütüyor. Peki yarın sıra kime gelecek? Kuzey ve Doğu Suriye kadınları olarak bu katliamları kabul etmiyoruz, Suriye'de hep birlikte güven ve huzur içinde yaşamak istiyoruz. Suriye’nin geçici yönetimine getirilen HTŞ, katliam ve saldırılarla Suriye krizini derinleştiriyor. Cihatçı bir ideolojiye sahip olan HTŞ, IŞİD ideolojisini temsil eden Türk devletinden destek alıyor. Soykırım planlarına karşı çağrım Suriye halkınadır. El ele verin ve haklarınız için ayağa kalkın. Kimseyi beklemiyoruz, dayanışmamızla saldırılara cevap vereceğiz" çağrısında bulundu.

Suriyeli kadınlara birlik çağrısı

Alevi halkına yönelik katliam saldırılarını kınayan Süryani halkından Nawal Salûm ise, "Herkesin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü karşıladığı ve kutladığı bir dönemde Suriye'de Alevi kadınlar ve çocuklar katledildi. Suriye mozaik yapısıyla biliniyor ve bu yapılar Suriye rejiminden çok fazla baskı ve zulme maruz kaldı. Baas rejiminin devrilmesiyle özgürlük ve demokrasi umudumuz vardı ama ne yazık ki, HTŞ'nin Alevi halkına yönelik gerçekleştirdiği katliamlarla Suriye büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kaldı. Geçici hükümetin hedefi kaos ve iç savaş yaratarak Suriye halkını soykırıma sürüklemektir. Süryani kadınlar olarak tüm Suriyeli kadınları birlik olmaya, kadınların ve halkın geleceği açısından tehlikeli olan bu algıya karşı ayağa kalkmaya çağırıyoruz” dedi.

‘Tüm kadınlar örgütlülüklerini güçlendirmeli’

Arap toplumundan olan Necah Hewas, toplu katliamın hiçbir din ve inançta kabul edilemez olduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Oruç ayındayız, mübarek bir aydayız. HTŞ'nin gerçekleştirdiği saldırılar ve katliamlar insanlık ahlakına aykırıdır ve hiçbir din ve inanç bunu kabul etmez. Suriye’deki halkların yıllarca varlıkları yok sayıldı, hakları inkâr edildi. Bundan dolayı Baas rejiminin baskılarına karşı isyan etti. Bugün Alevilere yönelik yapılan saldırılarda dünden bir farklılık görmüyoruz. Suriye halkının geleceği büyük risk altındadır. Tüm kadınları örgütlenmelerini güçlendirmeye, varlık ve yokluk sürecine güçlü bir karşılık vermeye çağırıyoruz.”

‘Alevilerin rengi ve sesi olmadan yeni bir Suriye’den bahsedilemez’

1915'te Ermeni Katliamını hatırlatan kadınlardan Hayistan Kavoriyan da, "Ermeni halkı da 1915 tarihinde Osmanlı eliyle bir katliama maruz kaldı ve bugün de aynı katliamın Alevi halkına karşı yapıldığını görüyoruz. Dün Osmanlı eliyle yapılıyordu bugün ise geçici hükümetle yapılıyor. Bir asır geçmiş olsa da politikalar aynı. Kendi çıkarları için sivillerin canını hedef alıyorlar. Alevilerin rengi ve sesi olmadan yeni bir Suriye’den bahsedilemez. Çünkü bizler halklar olarak birbirimizi tamamlıyoruz ve ortak varlığımızla demokratik ve özgür bir Suriye'yi inşa edeceğiz" sözlerine dikkat çekti.