ASMAA FATHI  

Kahire- Giderek hızlanan iklim değişikliğinin olumsuz etkileri, gıda güvenliğinden su kıtlığına, sağlık, ekonomi ve sosyal hayata kadar yaşamın tüm alanlarını etkiliyor.

Bu kapsamda Jineoloji ve Aton Araştırma Merkezi iş birliğiyle bir panel düzenlendi. Panelde, çeşitli ülkelerden katılımcılar, kadınların iklim krizinden nasıl etkilendiklerini ve bu krizde nasıl bir rol üstlenebileceklerini tartıştı.

Savaşlar ve iklim krizi

Yemenli gazeteci ve kadın hakları savunucusu Macide Talib, son on yılda yaşanan iklim değişikliğinin sadece doğal afetlerle sınırlı kalmadığını, bölgedeki savaş ve çatışmaların da çevresel kayıpları katladığını vurguladı.

Macide Talib, kadınların toplumda en kırılgan kesim oluğunu ve sel, çölleşme gibi felaketlerden de en fazla etkilenenler arasında yer aldığını söyledi.

Etkinlikte konuşan hukukçu İman İbrahim Kayli de, “iklim adaleti” kavramının önemine değindi. 1992 BM İklim Sözleşmesi’yle birlikte gündeme gelen bu kavram, iki noktaya dayanıyor. Birincisi, “karbon salınımının azaltılması”, ikincisi “yoksul ülkelerin maddi ve teknolojik olarak desteklenmesi.”

İman İbrahim Kayli’ye göre, kırsalda yaşayan kadınlar iklim değişikliğinin en ağır yükünü taşıyor: kuraklık, sel ve çölleşme doğrudan tarım ve suya erişimi etkiliyor. BM raporlarına göre doğal afetlerde kadın ölümleri erkeklerden daha yüksek.

Çözüm önerileri arasında kadınların toprak ve kaynaklara erişiminin artırılması, çevre bilincinin geliştirilmesi, küçük ölçekli finansman sağlanması ve kadınların doğal kaynak yönetiminde daha etkin rol üstlenmesi öne çıktı.

Kadına yönelik şiddet iklim krizinde katlanıyor

El-Ezher Üniversitesi’nden araştırmacı Yasmin es-Sebaa, kamplarda kadınlara yönelik saldırıların iklim krizleri sonrası yüzde 300 arttığını söyledi.

Yasmin es-Sebaa, Nobel Barış Ödülü sahibi Kenyalı aktivist Wangari Maathai’nin örneğini verdi: “Milyonlarca ağaç dikerek hem çevreyi korudu hem de binlerce yoksul kadına iş olanağı sundu. Bu, çevre mücadelesinin kadınların ekonomik bağımsızlığıyla nasıl birleşebileceğini gösteriyor.”

İklim krizine karşı kadınların çözümleri

Yasmin es- Sebaa ayrıca, farklı bölgelerde kadınların geliştirdiği yaratıcı çözümleri de şu şekilde paylaştı: “Deniz yükselmesiyle tuzlanan arazilerde tuz toleranslı tarım eğitimi, Kadın ağları oluşturarak afetlere kolektif yanıt, Kırsal bölgelerde kuraklığa dayanıklı tarım yöntemleri, küçük ölçekli finansman desteği, Kıyı bölgelerinde su ürünleri yetiştiriciliği gibi alternatif gelir kaynakları, Çevre eğitimi yoluyla iklim bilincini artırma.”

Öneriler

Jineoloji araştırmacısı Nûjin Yusuf da, toplantının kadın ve iklim adaleti bağlamında bazı önemli önerilerle sonuçlandığını belirtti. Nûjin Yusuf, bu önerileri şu şekilde sıraladı: “Kadınların iklim politikalarının karar alma süreçlerine dahil edilmesi, Çevre ve tarım yasalarının kadın çiftçileri koruyacak şekilde revize edilmesi, Kriz yönetim komitelerinde kadınların aktif rol almasının yasal güvenceye alınması, Eğitim müfredatına iklim adaleti ve çevre bilincinin özellikle kız çocuklarına yönelik eklenmesi, Kadın kooperatiflerinin kurulması ve yeşil ekonomi projelerinde kadınlara öncelik verilmesi.”

Panelde uzmanların ortak görüşü şu şekilde açığa çıktı: “İklim krizinin çözümü kadınların güçlendirilmesinden geçiyor. Yerelde kadınların çevre liderleri olarak yetiştirilmesi, yenilenebilir enerji, akıllı tarım ve sürdürülebilir projelere katılımlarının sağlanması, sadece kadınların değil tüm toplumların iklim krizine karşı direncini artıracak.”