‘Kadınlar için Hatim Ebu Şakra’nın atanması kabul edilemez’
Kobanê Adalet Konseyi Üyesi ve hak savunucusu Zarqa Tayyar, Hevrin Xelef’in katili Hatim Ebu Şakra’nın Suriye Demokratik Güçleri’nin olduğu bölgeye atanmasını kabul edilemez ve provakatif bir hareket olarak değerlendirdi.

NORŞAN ABDİ
Kobanê- Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri siyasetçi Hevrin Xelef, 12 Ekim 2019 tarihinde katledildi.
Hevrin Xelef’in katledilmesinin ardından Derik kentindeki, adli tıp doktoru Tayseer el-Makdisi tarafından hazırlanan ve Uluslararası Af Örgütü’nün kaynak olarak kullandığı tıbbi rapora göre, Hevrin Xelef, ağır darbelere ve işkenceye maruz kalmıştı.
Şam’daki geçiş hükümeti, Kürt siyasetçi Hevrin Xelef’in katili olduğu belirtilen Ehrar El Şerqiye Komutanı Hatim Ebu Şakra'yı; 86’ıncı Tümeni’nin komutanı olarak atadı. Atama kararının açıklanmasının ardından tepkiler de gelmeye başladı. Hatim Ebu Şakra’nın bir savaş suçlusu olduğu belirtilirken Suriye Demokratik Güçleri’nin güvenliğini sağladığı bölgeye böyle bir atama yapılamayacağı dile getiriliyor.
‘Hiçbir zaman böylesi ayrışmalarla yaşamadık’
Kobanê Adalet Konseyi Üyesi ve hak savunucusu Zarqa Tayyar, rejimin düşmesinin Suriye halkları açısından kendine özgü kimi sonuçları doğurduğunu anlattı.
Konuşmasında Alevi ve Dürzilere yönelik saldırılara dikkat çeken Zarqa Tayyar, "Suriye Geçici Hükümeti ülkeyi ele geçirdikten kısa bir süre sonra, Suriye halkı arasında büyük bir ayrışma ve kaos yaşandı. Biz, Suriye halkı olarak, hiçbir zaman böylesi ayrışmalarla yaşamadık. Bu durum hükümetin belirli ülkelerin amaçları ve çıkarları doğrultusunda programlandığını doğruluyor" dedi.
Suriye halkının her şeye rağmen birlik ve beraberliğini korumaya çalıştığını anlatan Zarqa Tayyar, Rojava Devrimi’ne işaret ederek "Bu halk birlik olmasaydı, bu devrim 14 yıldan fazla sürmezdi. Suriye halkının deneyimlediği her şeyden sonra, Suriye'nin bir hükümet sistemi, bir anayasa ve tüm bileşenlerle daha iyi bir geleceğe doğru ilerleyeceği umudunu taşıyordum. Ancak Suriye'nin deneyimlediği katliamlar bu umutları yerle bir etti" diye konuştu.
"Eğer Suriye Demokratik Güçleri olmasaydı, biz Kürt halkı olarak, bugün Suriye'deki bazı ülkelerin ajandaları yüzünden Alevi ve Dürzi mezheplerinin yaşadığı acıları yaşayacaktık" şeklinde konuşan Zarqa Tayyar, Suriye'de yaşanan, insani ve uluslararası değerlere temelden aykırı ve uluslararası hukuku doğrudan ihlal eden duruma karşı hiçbir adım atılmaması nedeniyle uluslararası toplum kuruluşlarını eleştirdi.
‘Ebu Şakra’nın atanması kabul edilemez’
Fail Hatim Ebu Şakra'nın atanmasına işaret eden Zarqa Tayyar, Hatim Ebu Şakra’nın ellerinin kana bulanmış olduğunu ifade etti. Bu atamanın özellikle Kuzey ve Doğu Suriye halklarının beklentilerine aykırı olduğunu vurgulayan Zarqa Tayyar, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Bizim için, bu bölgenin insanları ve özellikle kadınlar için, Ebu Şakra'nın atanması kabul edilemez. Bu atama, Suriye'nin sürekli kaosa, adaletsizliğe ve saldırganlığa doğru gideceğini teyit ediyor. Suriye'deki ilk adım yanlıştı ve tüm bu sonuçlara yol açtı. Bu, Suriye'de iktidarı ele geçirme ve geçici hükümete devretme sürecinde ve anayasayı yazıp fikir birliği olmadan halka dayatmada da açıkça görülüyor. Anayasa Suriyelilerin hiçbir özlemini karşılamıyor.”
‘Yasaların ve sözleşmelerin doğrudan ihlali’
Zarqa Tayyar, Ebu Şakra’nın atanmasının Suriye Demokratik Güçleri'nin bölgeden sorumlu olduğu göz önüne alındığında mantıksız olduğunu belirtirken bunu "provakatif bir hareket" olarak değerlendirdi. Zarka Tayyar, son olarak "Bu aşamada uluslararası örgütler, yerel mahkemeler ve askeri mahkemeler tarafından işlediği savaş suçlarına dair kanıtlar göz önüne alındığında, davasının açıklanmasını bekliyorduk. Bunun yerine, uluslararası yasaların ve sözleşmelerin doğrudan ihlali olan biri Suriye'de bir lider olarak atandı. Kuzey ve Doğu Suriye bölgesindeki insan hakları aktivistleri ve avukatlar olarak, bu hareketi şiddetle reddediyoruz" şeklinde konuştu.