Kadın özgürlüğünü esas alan Toplumsal Sözleşme Suriye halkları için umut
“Kadınların kendi kimliğiyle var olması, Toplumsal Sözleşme’nin temelidir” diyen Siham Qeriyo, Toplumsal Sözleşme’nin kadınlara sadece hak değil, karar alma gücü verdiğini ve bunu güvence altına aldığını belirtti.

NUR EL- AHMED
Rakka - Kuzey ve Doğu Suriye’deki Özerk Yönetim, halkların katılımını, bileşenler arası ortak yaşamı ve toplumsal adaleti esas alan demokratik ulus sistemini esas alıyor.
Bu sistemin somut karşılığı olan Toplumsal Sözleşme, yalnızca Suriye’ye değil; bölgedeki pek çok çatışmalı ülkeye de alternatif bir model sunuyor.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Demokratik Halklar Meclisi Eş Başkanı Siham Qeriyo, toplumsal sözleşmenin ilk olarak 2013’te uygulanmaya başlandığını ve 2020’nin sonlarında Cizîrê ve Fırat kantonların düzenlenen konferanslar sonucunda yeni koşullara uygun şekilde yeniden yazılmaya başlandığını belirtti.
Bu süreçte sözleşmenin demokratik temsiliyeti sağlaması için Arap, Kürt, Süryani, Çerkes, Ermeni gibi tüm halkları temsilen 158 kişilik bir komisyon kuruldu. Bu komisyondan çıkan 30 kişilik alt komite, sözleşmenin ilk taslağını hazırlayarak toplumsal katılım için halka sundu.
Sözleşmenin yüzde ellisi hayata geçirildi
Toplumsa Sözleşmede yer alan maddelerin yüzde ellisi uygulamaya geçmiş durumda. Ancak Türk devletinin saldırıları ve baskısıyla belediye seçimlerini engellemesi gibi siyasi müdahaleler, bazı adımların yarım kalmasına neden oldu. Siham Qeriyo, buna rağmen demokratik ulus meclislerinin inşası ve sözleşmenin uygulanma mekanizmalarının kolektif yapılarla sürdürüldüğünü ifade etti.
Kadınların eşit temsiliyeti güvence altında
Siham Qeriyo, sözleşmenin en temel ilkelerinden birinin çoğulculuk ve demokratik adem-i merkeziyetçilik olduğunu vurguladı. Siham Qeriyo’ya göre, kadınların yüzde 50 temsiliyeti anayasal güvence altına alınırken, gençlerin de örgütlenerek ülkenin yeniden inşasında aktif rol alması teşvik ediliyor.
Baas rejiminin çöküşü sonrası kurulan geçici yönetimin yayımladığı anayasa taslağının kültürel ve dilsel çeşitliliği yansıtmadığına dikkat çeken Siham Qeriyo, toplumsal sözleşmenin özellikle sahil bölgelerinde Alevi ve Dürzi topluluklara yönelik katliamlar sonrası ulusal birlik ve barışı yeniden kurma açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.
Eşbaşkanlık ile eşit temsiliyet
Siham Qeriyo, kadınların Özerk Yönetim çatısı altında siyasi ve askeri alanlar başta olmak üzere birçok alanda öncü roller üstlendiğini, eşbaşkanlık sistemi sayesinde karar mekanizmalarında eşit temsil sağladıklarını söyledi. Siham Qeriyo, kadınlara özgü kurumların kurulduğunu, Suriye Kadın Meclisi ve Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi’nin yanı sıra Kongra Star, Zenûbya Kadınlar Topluluğu ve Süryani Kadınlar Birliği gibi aktif kadın hareketlerinin sahada rol oynadığını belirtti.
Siham Qeriyo , “Toplumsal sözleşmenin 110’uncu maddesinde ‘kadın sözleşmesi’ olarak adlandırılan özel bir bölüm yer alıyor. Bu madde, kadına yasal yetkiler ve karar alma gücü tanıyor; böylece kadınların kurumlarda resmî ve etkin temsili sağlanıyor” şeklinde konuştu.
‘Kadınlar için model, Suriye için umut’
Siham Qeriyo, Suriye’nin dört bir yanındaki kadınlara, Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınların deneyimini örnek almaları çağrısında bulunarak, yıllarca dışlanan kadınların bugün kararlılıkla yerlerini aldığını kaydetti.
Siham Qeriyo, tüm toplumsal bileşenlerin sözleşmenin maddelerine bilinçle sahip çıkmaları ve demokratik ulus sistemini boşa çıkarmaya yönelik dış müdahalelere karşı durmaları gerektiğini vurguladı.