Irak’ta kadınlardan ‘Güvenlik Sözleşmesi’ çağrısı
Bağdat’ta düzenlenen Kahramana Forumu’na katılan kadınlar, kadınların güçlendirilmesinin ulusal bir gereklilik olduğunu vurgulayarak, güvenliğin her türlü şiddetin reddini gerektiren ortak bir sorumluluk olduğunu söyledi.
RAJA HAMİD RAŞİD
Irak - Irak’ın başkenti Bağdat’ta Kahramana Forumu düzenlendi. Kadını Güçlendirme Kahramana Örgütü tarafından “Kahramana Forumu (Güvenlik Sözleşmesi)” başlığıyla 19 Aralık’ta düzenlenen foruma karar alıcı kadınlar, siyasi ve sivil alanda öne çıkan kadın liderler ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Forum, kadınlar için gerçek anlamda güvenlik, adalet ve güçlendirme değerlerini pekiştirmeyi; Güvenlik Sözleşmesi’ni kadınların korunması ve kamusal yaşama etkin katılımlarını güvence altına alan kapsayıcı bir çerçeve olarak sunmayı hedefledi.
Ayrıca kadın örgütleriyle sivil yapılar arasında diyaloğun güçlendirilmesi, toplumsal cinsiyete duyarlı politikaların geliştirilmesi ve kadın haklarını destekleyen ittifakların kurulması amaçlandı.
‘Güvenlik ortak bir sorumluluktur’
Kahramana Örgütü Araştırma ve Geliştirme Sorumlusu ve Bağdat Nida Koalisyonu üyesi Raafa Abbas Ali, forumdaki konuşmasında güvenliğin ortak bir sorumluluk olduğunu vurguladı. Kadınların yaşamında her türlü şiddet ve korkunun reddedilmesi gerektiğini belirterek, “Forumun mesajı nettir: Şiddetten arınmış bir yaşam ve kadınları duyan, koruyan ve güçlendiren güvenli bir çevre inşa etmek. Kadının sesi bir güçtür, varlığı bir değerdir ve geleceği bir haktır. Her türlü şiddeti reddediyoruz” dedi.
Avukat ve kadın hakları savunucusu Asil Cemal er-Rabii ise kadınların güçlendirilmesinin artık ikincil bir seçenek değil, adil, güvenli ve istikrarlı bir devlet inşa etmenin zorunlu bir koşulu olduğunu ifade etti. Gerçek güçlenmenin sloganlarla değil, sahadaki etki ve çalışmalarla ölçüldüğünü vurguladı.
Ekonomik bağımsızlık vurgusu
Asil Cemal er-Rabii, “Ekonomik bağımsızlık olmadan güvenlik olmaz; ekonomik güce sahip olmayan bir kadının etkin siyasi katılımı da mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Güvenlik Sözleşmesi’nin, kadını kamu politikalarının merkezine yerleştiren ulusal ve ahlaki bir çağrı olduğunu belirterek, karar alma süreçlerine kadınların dahil edilmesinin güçlü bir toplumun gerçek güvencesi olduğunu ifade etti.
‘Şiddet aileyle sınırlı değil’
Dr. Abir Muhammed, Nadia el-Alaviye’yi temsilen yaptığı konuşmada, Irak toplumuna yabancı bazı olguların yayılmasıyla birlikte şiddetin farklı biçimlerde arttığını söyledi. Şiddetin yalnızca aile içinde değil, iş ortamlarında ve kamusal alanda da yaşandığını belirterek, “Eş şiddeti, yöneticilerin çalışan kadınlara uyguladığı baskı ve sokakta maruz kalınan sözlü taciz kaygı verici boyutlara ulaştı” ifadelerini kullandı.
Karar masasında kadınlar
Forumda, “Ulusal Güvenlik Sözleşmesine Doğru: Karar Masasında Kadınlar” başlıklı oturumunda, avukat ve Leajliha Örgütü Başkanı Marwa Abdül Rıza moderatörlüğünde, kadınların karar alma süreçlerine katılımı ve karşılaştıkları yasal ve toplumsal engeller tartışıldı.
Milletvekili ve siyasetçi Sarwa Abdülvahid, Irak Parlamentosu’nun beşinci dönemindeki yasama performansının yetersiz olduğunu belirtti. Önceki dönemlerin de kadın, aile ve toplumla ilgili yasalara yeterli önemi vermediğini söyleyerek, “Parlamento aile içi şiddetle mücadele yasasını çıkaramadı, Kişisel Statü Yasası’nda adil düzenlemeler yapılmadı. Birçok yasa toplumdan çok iktidarın çıkarlarına hizmet ediyor” şeklinde konuştu. Siyasi partilerin desteğinin zayıf olmasının bu alandaki en büyük engellerden biri olduğunu vurguladı.
Anayasa ile yürürlükteki yasalar arasında boşluk
Avukat Tayba Ahmed, anayasa ve birçok yasanın genel olarak insanı, özelde ise kadını koruyan ve şiddeti suç sayan hükümler içerdiğini, ancak özellikle Ceza Kanunu’nda bunlarla çelişen maddelerin bulunduğunu ifade etti.
Tayba Ahmed, “Bazı yasalar eşin ya da çocukların ‘terbiye edilmesini’ meşru kılıyor, bazı maddeler ise tecavüzcünün mağdurla evlenmesi halinde cezayı hafifletiyor. Bu durum anayasa ile yasalar arasında ciddi bir boşluk olduğunu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Irak’ın CEDAW Sözleşmesi’ne taraf olmasına rağmen, uygulamada ciddi toplumsal ve hukuki engeller bulunduğunu da ekledi.
Kadının güçlenmesinin temeli: Eğitim ve ekonomik bağımsızlık
Akademisyen Raghda Abdülmunim, eğitimin kadınların güçlenmesindeki temel rolüne dikkat çekerek, eğitimin yalnızca bilgi edinmekle sınırlı olmadığını, aynı zamanda çalışma hayatına ve ekonomik bağımsızlığa açılan bir kapı olduğunu söyledi.
Forum kapsamında ayrıca “Boğulmuş Ses” adlı tiyatro oyunu sahnelendi. Oyun, kadınlara dayatılan sessizliği görünür kılarak, uzun süre sesini duyuramayanlara ifade alanı açtı; baskı, dışlanma ve insan onurunun ihlali gibi sorunları gündeme taşıdı. Gerçek güvenliğin, seslerin korkusuzca duyulabildiği an başladığı mesajı verildi.
Forumda ayrıca kadın girişimlerini desteklemek amacıyla bir pazar düzenlendi; kadın yaratıcılığı ve ekonomik bağımsızlık teşvik edildi. Bunun yanı sıra Zeynep Muhammed ve Seyf el-Lami öncülüğünde, disiplin, kontrol ve bedene saygı temelli Brezilya jiu-jitsu değerlerini yansıtan bir gösteri sunuldu.