Hîlala Zêrîn: Sîdar Amed’in bıraktığı mirasın bilinciyle mücadelemizi güçlendireceğiz
Hîlala Zêrîn Koordinasyonu, kültür ve sanat çalışmalarında yer alan sanatçı Nihal Ay’ın Rojava’da yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Haber Merkezi- Hîlala Zêrîn Koordinasyonu, sanatçı Nihal Ay'ın (Sîdar Amed) Rojava’da yaşamını yitirdiğini açıkladı.
Yapılan açıklamada, Nihal Ay’ın Kürt kültür ve sanat çalışmalarında uzun yıllar yer aldığı ve 2025 yılında Hîlala Zêrîn çalışmaları kapsamında bulunduğu Rojava’da yaşamını yitirdiği belirtildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Önder Apo, şehitler gerçeğini anlamlı yaşamın ölçüsü olarak tanımlamaktadır. Tarihsel hafızanın diri kalması, manevi gücün sürekliliği ve yeniden inşa iradesinin ilham kaynağı kuşkusuz ki şehitlerdir. Yaratmanın öncülüğünü üstlenen, kapitalist modernitenin kuşatmasına karşı ağır bedeller ödeyen; kızlarını, oğullarını bu uğurda toprağa veren halk gerçekliğinin en saf, en muntazam gücü onlardır. Kürdistan’da yıllardır süren bu mücadelede, varlık savaşının kazanımı ve bunun somut karşılığı olan inşa devrimi, işte bu bedeller sayesinde bugüne ulaşmıştır.
Şehitler onlar ki zamanın sessizliğine teslim olmayanlardır. Sorumluluk bilinciyle hareket eden, onuru ve vicdanı pusula edinmiş öncü ruhlardır. Tarihin akışı içinde unutuluşa direnen tanıklık örnekleri olarak yaşamaya devam ederler. Rojava Devrimi de bu tarihsel sürekliliğin bir parçası, hatta akışın yönünü değiştiren derin bir dokuya sahiptir. Bu devrim yalnızca Kürt halkının ya da belli bir coğrafyanın mücadelesi değil; insanlık onuru için ayağa kalkan kadınların ve erkeklerin ortak yürüyüşüdür. Kadınların öncülüğünde şekillendiği için Rojava’da filizlenen bu süreç, aynı zamanda bir kadın devrimi olarak anılır.
Acının içinden umudu yeşertmek
Savaşın sert gerçekliğiyle yoğrulan bu mücadele, yalnızca direnişi değil; özgür ve demokratik bir geleceği inşa etme iradesini de taşır. Yıllardır her alanda verilen emek, tarihsel hafızayı canlı tutmanın yanı sıra yarını kurma iddiasını da içinde barındırır. Bu yolda temsilciler, sanatçılar, öncü kadrolar toprağa verilmiş; halklar her defasında toprağa daha sıkı sarılarak ayakta kalmayı ilke edinmiştir. Acının içinden umudu, yıkımın içinden geleceği büyütmeyi başarmışlardır.
Özgürlük devrimimiz aynı zamanda Kürdistan’ın kültürel ve sanatsal değerlerinin özgürce yaşanmasının mücadelesidir. Tarihsel hafızanın nişanesi olan Kürdistan kültürünün ayakta kalma mücadelesidir. Şehit Mizgin’lerden Şehit Berçem’e, Halil Dağ’dan Hozan Serhad’a, Delila Meyaser’den Şoreş Semsur’a, Agir Serhildan’dan Bavê Teyar’a uzanan şehitler çizgisi, devrimci sanatın benzersiz örneklerini de yaratmıştır. Halk gerçekliğinin varlık savaşını omuzlayan ve devrimci sanatın öncülüğünü yapan bu yoldaşlarımız, zorluklara göğüs gererken aynı zamanda belleği anlamlı kılan, direnişi estetikle buluşturan ölümsüz izler bırakmışlardır. Bu yola baş koyan yoldaşlarımızdan biri de Sidar Amed yoldaşımızdır. Sidar Amed yoldaş da bu uzun ve çetin yürüyüşte, kendisini tüm benliğiyle devrime adayan bir kadın olarak yerini almıştır.
Bizler yoldaşları olarak başta Rêber Apo’nun, değerli yurtsever ailesinin ve özgürlük için mücadele eden tüm halkımızın başı sağ olsun diyoruz. Sidar yoldaş devrimin yalnızca tanığı değil, onun acılarını ve bedellerini birebir yaşamış yurtsever bir aile geleneğinden gelmektedir. 1987 yılında Amed’in Farqin ilçesinde dünyaya gelen Sidar yoldaş, Kürdistan kültürüne ve yurtsever değerlere bağlı, bedel ödemiş bir ailenin çocuğudur. Babası Abdullah Ay, 1992 yılında derin devlete bağlı olan hizbulkontralar tarafından katledilerek şehit düşer. Babasının şehadeti ile çok küçük yaşta düşman gerçekliği ile tanışan Sidar yoldaş bu olaydan sonra bir şehit kızı olmanın sorumluluğu ile kişiliğini oluşturmaya başlar. Çok küçük yaşta da olsa özgürlüğün ağır bedeller sonucu geliştiğini görür ve ileriki yıllarda bu hafızasında köklü bir yer tutar.
Ailesinin köyden Amed merkeze taşınmasıyla birlikte, köy ve şehir yaşamı arasındaki farkı; okulda dayatılan dil ve kimlik çelişkilerini, kadının toplumdaki konumunu ve cinsiyetler arasındaki eşitsizliği daha erken yaşlarda fark etmeye başlar. Amed, Kürt özgürlük mücadelesinin merkezlerinden biri olduğu kadar, düşmanın özel savaş politikalarının da yoğunlaştığı bir kenttir. Böylesi bir atmosferde büyümek, Sidar Amed yoldaşta hem derin bir arayış hem de düşmana karşı keskin bir öfke yaratır. Yaşadığı toplumda yurtseverlik temel bir ölçü olduğundan Sidar arkadaşın yakın aile çevresinden de özgürlük mücadelesine katılımlar gerçekleşir ve bu durum Sidar yoldaşın yaşam arayışında çok belirleyici olur. Benliğinde yer alan yurtseverlik duygu ve bilincinin kişiliğindeki sanatsal yönlerle ile buluşmasıyla 2005 yılında Dicle-Fırat kültür merkezinde çalışmalara katılır. Genç yaşta Kürt kültürü ve sanatını yaşatmak için mücadele eder. Bu süre içerisinde sanata olan bağı daha da güçlenir, birçok sanat dalında kendini yetkinleştirmek ister. Kürt kültürü üzerindeki baskılara aldırmadan gayret ve inatla çalışma yürütür. Yıllar geçtikçe yüreğindeki özgürlük ateşi daha da harmanlanır ve 2008 yılında özgürlük mücadelesine katılım kararı alır. Kız kardeşi Hatice Ay da 2008 yılında özgürlük mücadelesine katılır ve böylece iki kız kardeş özgürlük yolunun yolcusu ve birbirinin yoldaşı olurlar. Sidar arkadaşla aynı yıl özgürlük mücadelesine katılan Adar Amed-Hatice Ay yoldaş 2022 yılında Türk sömürgeci devletinin saldırısı sonucu Amed’de şehit düşer. Sidar yoldaş Adar yoldaşın şehadeti karşısında devrimci mücadeleyi kendi kişiliğinde büyütmenin sözünü bir kez daha verir.
Yeteneklerini halkın ve mücadelenin hizmetine koymuştur
Sidar yoldaş, Kürdistan Özgürlük Mücadelesine adım attığı ilk günden şehit düştüğü ana dek birçok mücadele alanında emek vermiş; mücadelesiyle, emeğiyle, direnciyle, cesaretiyle, yoldaşlık sevgisiyle, zorlu pratiklerdeki cesareti ve fedakarlıklarıyla yoldaşlarının ve halkının yüreğinde yer edinmiştir. 17 yıllık devrimci hayatında Kuzey Kürdistan’dan başlayan mücadelesini özgürlük dağlarında devam ettirmiş, bu görkemli mekanların kişiliğine kattığı değişim dönüşüm ile mücadelenin ihtiyaç duyulan her alanında yürüyüşüne devam etmiştir. O, yalnızca bir mücadele neferi değil; direnişi yaşama dönüştüren, belleği sese ve söze katan bir devrimci kadın olarak mücadele saflarında yerini almıştır. Askeri ve halk çalışmalarında da yer alan Sidar Amed yoldaşımız karakterindeki sanat aşkı ile özellikle kültür ve sanat çalışmalarında yerini alan ve emek veren bir yoldaşımız olmuştur. Bunu hem örgütleme, pratiğe uygulamanın yanı sıra kendi sesi ve besteleriyle de akışkan bir hale dönüşmüştür. Söylediği ve yazdığı şarkılarda halkın değerlerini ifade etmiş bunu ses rengine kadar kavuşturmuştur. Bu minvalde olan yeteneklerini de halkın ve mücadelenin hizmetine koymuştur. Billur gibi sesiyle Kürt klamlarını, ezgilerini kadın yüreğinden gelen bir sıcaklıkla devrimci namelere dönüştürmüştür. Kültür sanat alanında hem ulusal değerlerin hem de kadın kimliğinin açığa çıkması için önemli bir mücadeleninin sahibi olmuştur. Bu temelde Rojava alanında da önemli emekler vermiştir. En son Rojava alanında Hîlala Zêrîn çalışmalarında yer alan Sidar Amed yoldaşımız 2025 yılında Rojava alanında şehadete ulaşmıştır.
Hîlala Zêrîn kadın kültür sanat hareketi olarak Sidar yoldaşımızın beynimizde ve yüreğimizde bıraktığı mirasını koruyacağımızın bilinciyle mücadelemizi her alanda güçlendireceğiz. Yurtsever halkımızın, özgürlüğe sevdalı kadınların ve Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü gerçekleşene kadar amansız bir şekilde özgürlük için mücadele etmeye devam edeceğiz. Mücadele yoldaşları olarak başta yoldaşımızın ailesine ve direngen, yurtsever halkımıza baş sağlığı diliyoruz. Sidar Amed yoldaş şahsında şehitler çizgisine sahip çıkmak, bu yoldaşlarımızın hayallerini gerçekleştirmek temelinde doğru ve anlamlı yaşama ulaşmak için mücadelemizi büyüteceğimizi belirtiyor ve bir kez daha devrimimizi başarıya götüreceğimizin sözünü yineliyoruz. “