‘Filistinli kadınlar yaşama iradesi ve kararlılığını sürdürüyor’
Tunuslu aktivist Rutaiba Al-Natsheh, yıllardır süren işgal saldırıları ve defalarca yerinden edilmelere rağmen Filistin halkının kararlılığını sürdürdüğünü belirterek, “Kadınlar bu dayanma yeteneğinin sağlamlaştırılmasının bir parçasıdır” dedi.
NEZİHA BOUSSAİDİ
Tunus – İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik 7 Ekim 2023 tarihinden başlattığı saldırılar devam ederken birçok ülkede Filistin halkı ile dayanışmak amacıyla eylem ve çeşitli kampanyalar düzenleniyor. Tunus’ta da kadınlar, düzenledikleri kampanyalarla Filistin halkıyla dayanışmasını sürdürüyor. Kampanyalara katılan Tunus’ta yaşayan Kudüslü siyasi aktivist aynı zamanda Filistinli Kadınlar Genel Birliği yöneticilerinden Rutaiba Al-Natsheh, saldırılara karşı Filistin halkının direnişini değerlendirdi.
‘Filistinli kadınların kararlılığı azalmadı’
Rutaiba Al-Natsheh, Gazze Şeridi’nde devam eden savaşla ortaya çıkan sorunların Filistin halkının ve kadınların kararlılığını azaltmadığını aksine pekiştirdiğini vurgulayarak, “Gazze Şeridi'nde tanık olduğumuz dehşet tüm sınırları aşıyor. Dünyanın gözü önünde belgelenen savaşta sivillere yönelik tüm uluslararası sözleşmeler ve insani yasalar ihlal ediliyor. Bu bir soykırım suçu olarak kabul ediliyor” dedi.
‘Sömürgeciliğin sona ermesi tüm halklarının özgürleşmesidir’
Filistin’in 2’nci Dünya Savaşı sonrası son sömürgeyi temsil ettiği yorumunda bulunan Rutaiba Al-Natsheh “Filistin'de sömürgeciliğin sona ermesi kendi kaynaklarını, ekonomik zenginliklerini ve siyasi kararlarını yönetmek isteyen dünyadaki tüm halkların özgürleşmesi anlamına gelmektedir” şeklinde konuştu.
Feminist çalışmalar içerisinde yer aldığını hem Arap bölgelerinde hem de uluslararası koalisyonların bir parçası olduğunu ifade eden Rutaiba Al-Natsheh, Filistin ve diğer ülkelerdeki kadınların sorunlarını takip ettiğini anlattı. Kadınların doğum kontrol yöntemlerine erişememesinin öncelikli sorunlar arasında olduğunu aktaran Rutaiba Al-Natsheh, “Bunun temel nedeni yaşanan savaş trajedileri. Kadınlar savaşta tecavüze uğrama korkusuyla yaşıyorlar. Kadınların durumunu ve maruz kaldıkları ihlaller ve uygulamaları medya çok az işliyor” dedi.
‘Askeri ve kamusal alanda her türlü mücadelede yer aldılar’
Filistinli kadınların, ulusal ve kültürel kimliklerini korumak için askeri ve kamusal alanda her türlü mücadelede yer aldığını belirten Rutaiba Al-Natsheh, Filistinli kadınların 1980’lerde Büyük İntifada’da kitlesel direniş çalışmalarını kurumsallaştırdığını hatırlattı. Rutaiba Al-Natsheh, “Oslo Anlaşmalarından sonra da hükümet pozisyonlarında devam ettiler ve sivil toplumda insan hakları merkezlerinde ihlalleri izleyen, raporlar yazan ve bunları Birleşmiş Milletler'e ve dünyaya sunan birçok kadın aktivist var” diye kaydetti.
Dört yıl önce Batı Şeria’nın yeniden ilhakının gündeme geldiğini dönemde “İşgale Karşı Uluslararası Akademik Kampanyanın” bir parçası olduğunu anlatan Rutaiba Al-Natsheh, binlerce kişinin bu kampanyayı desteklediğini aktardı. Rutaiba Al-Natsheh, Filistinli kadınların erkeklerle eşit koşullarda çalışması için yürüttükleri mücadele sayesinde bugün İsrail'e ve İsrailli akademisyenlerin kurmaya çalıştığı ırkçı ideolojiye karşı direnen bir entelektüel üretime sahip olduklarını söyledi.
50 binden fazla kadın sağlıksız koşullarda
Gazze’de şu an 50 binden fazla hamile kadının sığınaklarda, sağlık hizmetlerinden, mahremiyetten ve kişisel hijyen koşullarından yoksun şartlarda yaşadığını vurgulayan Rutaiba Al-Natsheh, sadece bir banyonun 700 kişi tarafından kullanıldığına dikkat çekti. İsrail hapishanelerindeki Filistinli kadınlara da değinen Rutaiba Al-Natsheh, “Sürekli işkenceye, açlığa maruz bırakılıyorlar. Mahremiyetin olmadığı hapishanelerde sürekli aramalara maruz kalıyorlar. Uluslararası kuruluşlar, mahkumların durumuyla ilgili iki tecavüz ve reşit olmayan kız çocuklarının hamileliği vakasını tespit etti” dedi.
İsrail saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana 700 çocuk hakkında tutuklama kararının verildiğinin tespit edildiğini belirten Rutaiba Al-Natsheh, bunlardan 53'ünün 12 yaşın altındaki çocuklar olduğuna dikkat çekti. Birçok cezaevinin aşırı kalabalık olması nedeniyle çok sayıda çocuğun ev hapsinde olduğuna işaret eden Rutaiba Al-Natsheh, “Bu nedenle anne oğlunun gardiyanı haline gelmiş durumda. Oğlunu evden çıkartmamaya çalışan bir pozisyona geldi. İsrail'in politikaları nedeniyle annelere yeni bir iş dayatılmış oluyor. Aile ilişkileri bozuluyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘Yaşama iradesine sahip bir halk’
Yıllardır süren işgal saldırıları ve defalarca yerinden edilmelere rağmen şarkı söyleyen, dans eden, okuyan gençler ve kadınların umut verdiğini dile getiren Rutaiba Al-Natsheh, “Yaşama iradesine ve kararlılığa sahip bir halktan bahsediyoruz ve Filistinli kadınlar bu dayanma yeteneğinin sağlamlaştırılmasının bir parçasıdır” diye kaydetti.