Doktor Nagham Nawzat, hayatta kalan Êzidî kadın ve kız çocukları için çalışıyor
Birçok ödülün sahibi Êzidî Doktor Nagham Nawzat, IŞİD saldırıları sonucu hayatta kalan Êzidî kadın ve kız çocuklarının hakları için birçok çalışmaya imza atarken, soykırımın birçok ülkede tanınması için de önemli faaliyetler yürütüyor.

AFRAH SHAWQİ
Paris – IŞİD çeteleri, 3 Ağustos 2014 yılında Şengal’e saldırısıyla Êzidî halkına dönük insanlık dışı yöntemlerle katliamlar gerçekleştirdi. Tahminler, aralarında hapis, işkence ve sistematik tecavüze maruz kalanların da bulunduğu 6 binden fazla Êzidî kadının kaçırılıp satıldığını gösteriyor. Yapılan çalışmalar sonucunda çok sayıda Êzidî kadın çetelerin elinden kurtarılırken, bin 400’den fazla Êzidî kadının akıbeti ise henüz bilinmiyor. 74’üncü fermanın üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen Şengal'deki Êzidî toplumunun acıları halen devam ediyor.
Êzidî kadınların yaşadığı sorunlarla yakından ilgilenen Êzidî doktor ve kadın hakları aktivisti Nagham Nawzat, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her yıl verilen Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü'nü aldı. Nagham Nawzat, yakın zamanda Êzidî kadınları ilgilendiren birçok önemli konuyu vurgulamak için Fransa'ya giderek birçok resmi ziyarette bulundu.
Musul’un Başika şehrinde doğan Nagham Nawzat, kadınları tedavi etme hayaliyle tıp alanında eğitim almış ve kariyerine başlamıştı. Ancak 2014'ten sonra kariyeri farklı bir yola yöneldi ve misyonu Êzidî kadınların başına gelenleri araştırmak sorunlarına çözüm bulmak oldu.
Binlerce Êzidî kadın hala kayıp
Êzidî kadınların gerçekliği ve kaçırılanların durumuyla ilgilenen Nagham Nawzat, “Halen bin 700’den fazla kaçırılan Êzidî kadın ve erkeğin akıbeti bilinmiyor. 2021 yılında çıkarılan 8 sayılı Êzidî Kadınlar Kanunu'nun hala tam olarak uygulanmadığı görülüyor. Kaçırılan kadınlar konusunu ve bunların aranması için uluslararası ve yerel iş birliğinin gerekliliğini görüşmek üzere Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndaki insan hakları elçisi ile görüştük. Fransız tarafı azınlık haklarına desteğini teyit ederken, Ortadoğu ve ayrıca Irak'ın Fransa Büyükelçisi ile de görüştük. Özellikle Suriye'de yaşanan son gelişmelerden sonra kaçırılan kadınların bir kısmının Hol Kampı’nda olduğuna dair bilgi aldık. Bundan kaynaklı uluslararası toplumu Irak ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile bu konuyu araştırmak için komiteler oluşturmaya yönelik işbirliği yapmaya çağırmayı tartıştık" dedi.
‘Êzidî aileler genel af yasalarına ilişkin korkularını dile getiriyor’
Ziyaret sırasında hayatta kalanların durumlarını konuştuklarını kaydeden Nagham Nawzat, “Saldırıların üzerinden 10 yıl geçti, ancak Êzidî halkı hâlâ saldırıların yarattığı travmanın etkisini yaşamaya devam ediyor ve özellikle onların içinde bulunduğu zor psikolojik durumları da ele aldık. Onlara yardımcı olacak uzun vadeli projeler de bulmaya çalıştık. Zaman zaman ortaya çıkan toplu mezarlara da değindik ve bunların ortaya çıkarılmasındaki yavaş işlemlerden şikayetçiyiz. Ayrıca IŞİD tarafından tecavüze maruz kalan kadınlar ve IŞİD’in zulmüne maruz kalan aileler, uzun yıllar boyunca adalet talep ettikleri için genel af yasalarına ilişkin korkularını da dile getirdi” diye belirtti.
IŞİD esaretinden sağ kurtulanlara yardım etmek için çalışmalar yaptığını kaydeden Nagham Nawzat, “Toplu tecavüze maruz kalan, köle olarak satılan ve psikolojik travma yaşayan bin 200 ailenin hikâyesini belgeledim. Yüzlerce mağdurla tanıştım, çok korkunç ve acı hikayeler duydum. Çok korkunç satış ve ticaret yöntemlerine maruz kaldılar, birçok işkenceye maruz kaldılar. Birçoğu aşağılanma ve işkenceye dayanamadıkları için intihar etti, hayatları boyunca her şeylerini ve yakınlarını IŞİD'in elinde kaybettikten sonra ağır psikolojik travma ve tam bir çöküş içinde yaşadılar” ifadelerinde bulundu.
‘Şengal Dağı’nda açlıktan ağlayan ve ölen çocukları unutamam’
Kaçırılan bir Êzidî kadının hikâyesine dikkat çeken Nagham Nawzat, sözlerine şöyle devam etti:
“Ailesi IŞİD çeteleri tarafından katledildikten sonra kaçırılıyor. Birçok kez köle pazarlarında satılıyor. Arkadaşı ile kaçmaya çalışsa da başarısız oluyor. Kaçma girişimleri sonucu IŞİD tarafından vahşice katledildi. Bunun yanı sıra geceleri ağladıkları için IŞİD tarafından dört çocuğu zehirlenerek katledilen başka bir kadının hikâyesi var. Şengal Dağı’nda açlıktan ağlayan ve ölen çocukları unutamam, kaçırılan ve defalarca kez satılıp tecavüze maruz kalan kadınları ve çocukları unutamam. Tüm bu hikâyeler içimde bir acı olarak kalmaya devam ederken, yaşadığım bu durum kaçırılan kadınları özgürleştirmek için daha büyük bir güç veriyor.
Bir destek merkezi kurmaya karar verdik
3 Ağustos 2014'te Êzidîlerin büyük çoğunluğunun yaşadığı Şengal ve ona bağlı köyleri ele geçiren IŞİD, onlara karşı en iğrenç suçları işleyerek, erkekleri kadınlardan ve çocuklardan ayırdı. IŞİD, 6 binden fazla erkeği din değiştirmeyi reddettikleri için katletti. Dini kendi amaçları doğrultusunda kullanan IŞİD, 6 bin 500'den fazla kadın ve kız çocuğu kaçırarak, köle pazarlarında sattı, tecavüze ve saldırıya maruz bıraktı. Tüm bu ihlallere maruz kalanlar arasında 10 yaşındaki kız çocukları da vardı. Bizlerde bir grup kadın aktivistle birlikte hayatta kalanlar için tıbbi destek sağlamak, psikolojik ve sosyal destek sağlamak için bir destek merkezi kurmaya karar verdik. Merkezimiz, IŞİD esaretinden sağ kurtulan kadın ve çocukların acılarını hafifletmek için hizmet etmeye çalışıyor.”
Soykırımın tanınması için çok çalıştı
Nagham Nawzat, ayrıca binden fazla katliam mağdurunun ve ailelerinin tedavi ve psikolojik rehabilitasyonun yapıldığı Baden-Württemberg Alman Eyalet Hükümeti programında da çalışıyor. Hayatta kalanların acılarını yerel ve uluslararası topluma aktaran Nagham Nawzat, Êzidî davasını ilerletmek için birçok aktivistle yürüttüğü çalışmalar sonucunda soykırımın birçok ülke tarafından tanınmasına vesile oldu. Nagham Nawzat, “Gümüş Gül Ödülü”, “Fransız-Alman İnsan Hakları Ödülü”, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin “Nansen Mülteciler Ödülü” ve “İnsan Hakları İçin Doktorlar Ödülü” de bulunan birçok uluslararası ödülün sahibi.
‘Êzidî kadınlar karşılaştığı acılara rağmen olağanüstü bir güce sahipler’
Doktor olarak en zor deneyimlerine dikkat çeken Nagham Nawzat, sözlerinin devamında şunları söyledi:
“Hayatta kalanlarla birkaç yıl boyunca doktor olarak çalışmak en zor deneyimlerden biriydi. Çünkü cinsel şiddete maruz kalan biriyle ilgilenmek, fiziksel bir sağlık sorunu olandan çok daha zordur.
Bilindiği üzere kadının gelişimi toplumun kalkınmasında önemli bir dayanaktır. Bunun içinde cinsiyet eşitliği sağlanmalı, kadınlar kendilerine güvenebilmeli, haklarını savunabilmeli ve yaşamın her alanına katılabilmelidir. Asya ve Afrika topluluklarında kadın sünneti, zorla evlendirme ve çocuk yaşta evlendirmelerin ortadan kalkması, kadın haklarına karşı çıkan gelenek ve göreneklerin azaltılması için yapılan çalışmalar önemlidir.
Hayatta kalan Êzidî kadınlar karşılaştığı acılara rağmen olağanüstü bir güce sahipler. O cehennemden korkmadan kaçtılar ve ben de IŞİD'in Êzidi kadınlara karşı işlediği suçları açığa çıkarmadaki rolümü sürdürmek istiyorum. Bu nedenle Êzidî kadınlar ve bu tür ihlallere maruz kalan diğer kadınlar arasında ayrım yapmadan, istismara uğrayan kadınlara yönelik çalışmalarımı sürdürüyorum ve gücümü de bu kadınlardan alıyorum.”
‘Haklar hayatta kalanların rehabilitasyonu için gereklidir’
Mart 2021'de Irak Temsilciler Konseyi, yalnızca Êzidî kadınlar değil, aynı zamanda diğer dini ve etnik mezheplerden hayatta kalanlara mali destek ve diğer tazminat türlerini sağlamak üzere Hayatta Kalan Êzidî Kadınlar Yasasını onayladı.
Nagham Nawzat, bu yasanın rolü ve gerçekten hayatta kalanları destekleyip desteklemediğine ilişkin "Bu yasa uyarınca gösterilen çabalar hala kısmi düzeyde ve Iraklı yetkililer, sivil toplum kuruluşları tarafından daha önce yapılan tavsiyeleri hala görmezden geliyor. Yasa, kurtarılmadan önce kaçırılan Êzidî kadınların yanı sıra Türkmen ve Hıristiyanlar gibi diğer etnik veya dini azınlıklardan bireylere destek sağlanmasını öngörüyor. Mağdurların aylık maddi destek, barınma ve psikolojik destek almasına olanak tanıyor. Katliamdan kurtulanların sosyal yardıma sahip olmaları şartıyla kamu sektöründeki işlerin yüzde 2’sine öncelik veriliyor. Irak hükümetinin yasayı uygularken somut adımlar atması ve hayatta kalanların tüm başvuru süreci boyunca yeniden travmatize edilmesini önlemek için tüm çalışanları travmaya yönelik uygulamalar konusunda eğitmesi gerekiyor. Ayrıca mağdurların sağlık hakları uygulanmalıdır. Eğitim ve ilgili tüm devlet daireleri bu hükümlerin uygulanmasını sağlamak için koordineli bir şekilde çalışmalıdır, çünkü bu haklar hayatta kalanların rehabilitasyonu ve topluma yeniden entegrasyonu için gereklidir” dedi.