Dersim Vekili Ayten Kordu: 100 yıllık inkar politikasını Kayyımlardan ayrı tutamayız

Kayyımları değerlendiren DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, AKP iktidarının dillendirdiği “barış” söylemine işaret ederek, “Tek başına ‘barış’ gibi söylemler bir şey ifade etmiyor. Bu durumda toplumsal barışın inşa edilmesi mümkün değil” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Dêrsim- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Dêrsim Belediyesi Eşbaşkanı Cevdet Konak'a 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesinin ardından Dêrsim ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki Pulur (Ovacık) belediyelerine 22 Kasım'da kayyım atandı. Belediyeye kayyım atanması kararına tepki gösteren halk, sokaklara çıkarak kararı protesto etti. Dêrsimliler, “Belediyeler bizimdir” sloganları ile günlerdir belediye önünde nöbet tutuyor. 30 Kasım tarihinde de ev hapsi verilen Dersim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan gözaltına alındı.

DEM Parti Dêrsim Milletvekili Ayten Kordu, Kürtlerin ve Alevilerin yaşadığı coğrafyalarda belediyelere kayyım atanmasının asimilasyon politikalarının bir parçası olduğunu söyledi.

‘Umumî Müfettişler’den bu yana kayyımla yönetiliyoruz’

Kayyım uygulamalarının yeni olmadığını, 1927’de uygulamaya konulan Umumî Müfettişler’in varlığının Kayyımlarla sürdüğünü belirten Ayten Kordu, “Umumî Müfettişler’den bu yana bu topraklar Kayyımla yönetiliyor. Tabi ki tarihten bu yana hiç bitmeyen bir özgürlük ve eşitlik mücadelesi de var bu topraklarda. Hep söylüyoruz; Dêrsim topraklarının bir hakikati var ve bu hakikatini kendi mücadeleci tarihinden alıyor” dedi.

‘100 yıllık inkar politikasını Kayyımlardan ayrı tutamayız’

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Kürt ve Alevi kimliklerinin inkar edildiğini vurgulayan Ayten Kordu, Cumhuriyetin “100 yıllık bir inkar tarihi” üzerine kurulu olduğunu söyledi. Ayten Kordu, “100 yıllık Cumhuriyet tarihinde, tekçi, milliyetçi anlayışla, bir yandan Siyasal İslam, bir yandan ulusalcı politikalar sürekli kimlikleri inkar ediyor. Bugün ki Kayyım politikasını tarihsel olarak bu inkar politikasından ayrı tutmak mümkün değil” diye belirtti.

2016 ve 2019’da da Kürdistan’daki belediyelere Kayyım atandığını hatırlatan Ayten Kordu, “Bu üçüncü dönemdir belediyelerimize Kayyım atanıyor. Bizler her Kayyım atandığında, ‘işgalci, sömürgeci vali’ derken, bu yaklaşıma ‘darbeci bir yaklaşım’ derken tam da bundan söz ediyoruz. Kayyım, halkların yaşamlarını demokratik bir şekilde inşa etmesine, kendi sorunlarına çözüm bulan yaşam biçimine bir saldırı aynı zamanda” şeklinde konuştu.

‘Halkın yaşam biçimine bir saldırı var’

Demokratik belediyecilik anlayışının “Kadın özgürlükçü, ekolojik” bir paradigma ile yol aldığını ifade eden Ayten Kordu, “Çoğulculuğu, farklılığı esas alan bu anlayışımız nedeniyle her dönem Kayyım atanmasına rağmen halk yeniden kendi belediyesini tercih ediyor. Çünkü bu topraklarda Kürtler, Aleviler kendi kimlikleriyle yaşam politikasını esas alıyor. Dolaysıyla halkın yaşam biçimine, tercihine bir müdahale var” dedi.

1 Kasım’da İstanbul’da Esenyurt Belediyesi’ne de Kayyım atandığını hatırlatan Ayten Kordu, devletin kendisine göre dizayn etmek istediği her alana kayyım atadığını söyledi. “Devletin kendisi bir Kayyım durumuna geldi” diyen Ayten Kordu, bu sistemle tekçiliğin inşa edilmeye çalışıldığını belirtti.

‘İktidar mesajı doğru okumalı’

Kayyım uygulamalarında AKP iktidarının yargıyı araç olarak kullandığını ifade eden Ayten Kordu, “Bu hukuk, gerçek adaleti uygulamıyor. Siyasi iktidarın talimatıyla hareket eden bir yargı sistemine dönüşmüş. Ancak Dêrsim’den halk ‘Kayyım defol’ diyerek ciddi bir tepki gösteriyor. Bu mesajı doğru algılamak lazım. Diğer belediyelere atanan kayyımlara karşı da halklar tepki gösterdi, bu mesajı siyasal iktidar doğru okumalı. Aksi halde toplumsal barıştan söz etmek mümkün değil. Bu topraklarda adaletten bahsetmek mümkün değil” diye kaydetti.

‘Tek başına barış söylemi bir şey ifade etmiyor’

Son günlerde iktidar kanadından yapılan çağrılara ve söylemlere işaret eden Ayten Kordu, “Tek başına ‘barış’ gibi söylemler bir şey ifade etmiyor. Hayattaki gerçekliği nedir, önemli olan bu. Biz hayatta bir gerçekliğini görmüyoruz. Bu durumda bir toplumsal barışın hakkaniyetli bir yaşamın inşa edilmesi mümkün değil” dedi.

‘Kayyımları kabul etmeyeceği’

Kayyımlara karşı direnişin devam edeceğini söyleyen Ayten Kordu, konuşmasını şu şekilde bitirdi: “Dêrsim direniş tarihine uygun direniyor. Pir Seyit Rıza ve onun ardıllarının geliştirdiği özgürlük mücadelesindeki adaletli ve hakkaniyetli tutumu başta kadınlar olmak üzere halklar tarafından sürdürülüyor. Bundan sonra da halk tepkisini sürdürmeye devam edecek. Biz adalet nöbetleri gerçekleştireceğiz. Kayyımları kabul etmeyeceğiz.”