‘Deprem bölgelerinde yoğun psikososyal destek çalışması yapılmalı’
Yaşanan depremin ardından toplumsal bir travmanın gözlemlendiği deprem bölgelerinde artan şüpheli ölümlere dikkat çeken Sosyolog Berivan Matyar, kentlerde yoğun bir psikososyal destek çalışması yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Semsûr-Mereş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden 5 ay geçti. Aradan geçen zamana rağmen kentlerde barınma ve temel ihtiyaç sorunları devam ederken, büyük felaketin travmaları da kendini göstermeye başlıyor. Resmi rakamlara göre 12 bin resmi olmayan rakamlara göre 30 bini aşkın insanın yaşamını yitirdiği Semsûr’da depremden bu yana 8 şüpheli ölüm yaşandı. Depremden sonra yaşanan göçlerin yanı sıra, çadır ve konteynır kentlerde yaşamını idame ettiren yurttaşlar yaşam mücadelesi veriyor.
Deprem bölgesinde halkın yaşadığı travmaya ve çözümüne dönük görüştüğümüz Dayanışmanın Kadın Hali Derneği (DAKAH-DER) Saha koordinatörü ve sosyolog Berivan Matyar, hem Sivil Toplum Kuruluşları hem de uluslararası örgütlerinin sahada etkili bir çalışma yapması gerektiğini ifade etti. Depremzedelerin ilk defa yaşadıkları büyük travmanın altından kalkamadıklarını aktaran Berivan Matyar, toplumun travmatik halinin uzun süre devam edeceği bilgisini verdi.
‘İhtiyaçlar halen karşılanmış değil’
Deprem kenti Semsûr’da iki aydır çalışma yürüten ve kadınlarla bir araya gelen Berivan Matyar, “Buraya ilk geldiğimde ilk gün yaşanan krizlerin bir kısmi çözüme ulaşmıştı. Bu kent tamamen yerle bir olmuş durumda. Buraya gelip depremin gerçekliğini yerinde gördüğümde benim için de çok ağır bir durum oldu. İki aydır burada kadınlarla çalışıyorum ve onlara temas ediyorum. Depremin ardından 5 ay geçti ama hala barınma ve sosyal anlamda ihtiyaçlar karşılanmış değil. İnsanlar çadırda ya da konteynırlarda kalıyor bu nedenle koşulları depremden önceki yaşamlarına oranla hiç rahat değil” sözleriyle ilk izlenimlerini aktardı.
‘Yük kadınların omuzunda kaldı’
Depremin ardından hem yaşamsal hem de psikolojik olarak her yükün kadınların omzunda bırakıldığını aktaran Berivan Matyar, “Barınmanın zorluklarını ve yükünü de en çok kadınlar çekiyor. Çadırın içindeki bütün işler ve sorumluluklar kadınların omzunda. Depremden önce de bu durum böyleydi ama şu an da bu çok daha belirgin. Kadınlar çadırdan çıkıp başka bir yere gidemiyor. Yine çadırın ya da konteynırın içinde kadınların bir güvenliği yok” dedi.
‘Yaşananlar toplumda büyük bir travma yarattı’
Deprem ve sonrasındaki ihmallerin hem toplumsal hem de psikolojik anlamda büyük kriz meydana getirdiğini belirten Berivan Matyar, artan şüpheli ölümlerin de bu krizle bağlantılı olduğunu vurguladı. Berivan Matyar konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Burada yaşanan deprem hem toplumsal hem de psikolojik anlamda büyük bir kriz meydana getirdi. Bu krizden kadınlar da çok ciddi bir şekilde etkilendi. Burada her ailenin bir kaybı var, bazı ailelerde tek bir aile bireyinin kaldığını da görebiliyoruz. Hem yaşanılan bu kayıp hem depremden sonra gelen sorumluluk ortaya çok ciddi bir travma yarattı. İnsanlar güvenli bir alanda depremden önceki evlerinde yaşamak istiyor. Yaşanılan belirsizlik bu travmayı arttırıyor.”
‘Kadınların ve toplumun desteğe ihtiyacı var’
Yaşanan krizin uzun zamana yayıldığını ve bunun en az hasarla atlatılması için alandaki çalışmaların yoğunlaştırılması gerektiğinin altını çizen Berivan Matyar, “Kentte, insanlara destek olacak STK ve dernekler çok az. Var olanlarda aslında depremzede. Bu anlamda hem kadınlara hem de topluma ciddi bir psikososyal destek verilmesi gerekiyor. Biz DAKAH-DER olarak burada depremzede kadınlara psikososyal destek vermek istiyoruz ama kadınlar bunu kolay kolay kabul etmiyor. Yaşanan deprem bir fıtrat olarak görüldüğü için sonrasında yaşanan travma da ciddi görülmüyor. Ama bu deprem ve onla yaşanan kayıplar hiç kolay bir şey değil” diye belirtti.
‘Hem toplumsal hem psikolojik iyileştirme için sahada olmak gerekiyor’
Aradan geçen zamanda alanda gönüllü sayısı ve STK’lerin azaldığına dikkat çeken Berivan Matyar, en iyi tespitlerin bu aşamada yapıldığı vurgusunda bulundu. Hem STK hem de insani yardım derneklerine, “Alandaki dayanışmayı artıralım” sözleri ile çağrıda bulunan Berivan Matyar, son olarak şunları dile getirdi: “Depremin ilk zamanları burada çok sayıda gönüllü ve emek örgütleri vardı. Ama seçim gündemi ve aradan geçen zamanla birlikte bu yoğunluk azaldı. Bu destek süreci bir anda kesildi. Bu tür felaketlerde insani yardım örgütlerinin her anlamda sahada olması gerekir. İnsanları korkutmadan yaklaşıp hem insani hem toplumsal hem de psikolojik olarak onlara destek olmak gerekiyor. Sevdiklerini kaybedip, ‘ben neden yaşıyorum’ psikolojisi insanları intihara sürüklüyor. Bizim de tam da bu anda insanların yanında sabırlı bir şekilde durup dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor. Bu kötü zamanlarda alanda olup tespit yapılması gerekiyor. Dayanışmanın, deprem bölgesinde artırılıp çalışmaların yoğunlaştırılması gerekiyor.”