Ayşegül Doğan: Süreç şeffaf ilerlemeli ve toplumla hiçbir şey gizlenmeden paylaşılmalı

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, güncel gelişmeleri değerlendirerek "Bu sürecin toplumsallaşması ve sürecin şeffaflığı bizim açımızdan hayati bir önem taşıyor. Süreç şeffaf ilerlemeli ve toplumla paylaşılması gereken her şey paylaşılmalı” dedi.

Haber Merkezi- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla güncel gelişmeleri değerlendirdi.

Ayşegül Doğan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin tutanaklarının açıklanması gerektiğinin altını çizerek, "Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne dair tartışmalar yürüttük. Türkiye'de çeşitli başlıklardaki gelişmeler, onurlu, eşit, adil, kalıcı, demokratik bir barış imkanını ortaya çıkarttı. Bunun ilk günden beri ne kadar değerli olduğunu, önemli ve ender rastlanan bir an olduğunu söylüyor rastlanan bu barış imkanının yasalarla artık güvence altına alınması ve yeni bir toplumsal bütünleşme için gerekli hukuki düzenlemelerin yapılmasıdır" dedi.                                     

DEM Parti'nin bir kez daha tavrını koyma ihtiyacı hissettiğini dile getiren Ayşegül Doğan, şunları dile getirdi: 

"Onlarca yıldır süren bir çatışma halinin kalıcı ve adil bir barışla sonuçlanması için çaba sarf etmek, bunun başarıya ulaşması için gayret göstermek, toplumun beklentisidir. Yine, toplumun beklentisinde kutuplaştıran değil, birleştiren bir siyaset, karşı karşıya gelmek değildir. Hele ki muhalefetin karşı karşıya gelmesi hiç değil. Birlikte omuz omuza mücadele etmektir. Bu yüzden bizim çağrımız, son derece açıktır. Geçmişin cellatlarını tartıştırmak yerine geleceğin onurlu barışını kurmak için hep birlikte çaba içinde olalım. Yol haritası apaçık ortadadır, bugüne kadar yapılagelenlerin başarısızlıkla sonuçlandığı ve hepimize çokça kaybettirdiği de aşikar. Daha fazla zaman kaybetmeyelim.

Bu sürecin toplumsallaşması hayati önem taşıyor

Meclis Başkanı Sayın Kurtulmuş'un yaptığı bir açıklama saatlerdir tartışılıyor. Bu açıklamaya göre; bunun üzerinden günlerdir spekülasyon yapılıyor biliyorsunuz. Biz DEM Parti olarak çok açık bir biçimde söyledik. Bu sürecin toplumsallaşması ve sürecin şeffaflığı bizim açımızdan hayati bir önem taşıyor. Süreç şeffaf ilerlemeli ve toplumla paylaşılması gereken her şey; ama her şey hiçbir şekilde gizlenmeden paylaşılmalı. Komisyonun bugüne kadar yaptığı tüm dinleme tutanaklarına biz Meclis'in internet sitesinden açık bir biçimde görebiliyoruz. 3 üye İmralı Adası'na Sayın Öcalan'la görüşmeye gitti ve 3 katılımcının da imzaladığı tutanak açık bir şekilde komisyonda okunmalı. Hiçbir şey gizli kalmamalıdır. Ya da işte şöyle başlıklar istenmedi, böyle talepler yoktu, şu vardı, bu yoktu gibi tercümeye gerek yok. Dolaylı anlatıma gerek yok. Doğrudan anlatıcısı olanın mesajları kamuoyuna ve komisyona aktarılmalı. Komisyona aktarılanlara ise isteyen herkes ulaşabilmeli.

Elimizden geleni fazlasıyla yapmaya hazırız

İkinci aşamaya ilişkin tarihsel bir eşiğin kalbindeyiz. Tüm siyasi partilerin bundan sonra demokratikleşme için ortak çalışması gerekir. Türkiye'nin tamamını ilgilendiren bu başlıklarla ilgili ortak bir tutum belirlememiz gerekir. Ayrıca bu tutumu geri dönüşsüz bir şekilde belirlemek gerekir. Adalet için, demokrasi için, eşit bir kardeşlik hukuku için söz konusu geri dönüşsüz hali kararlılık ve siyasi cesaretle ifade edebiliriz. Bu konuda da elimizden geleni fazlasıyla yapmaya hazır olduğumuzu ve yapmakta olduğumuzu yinelemek istiyoruz. Çatışmalı sürecin sonlandırılması ve kalıcı bir biçimde nihayete erdirilmesi, hepimizin ortak geleceği açısından en kritik konu. Bu adımın gereği olan yasal düzenlemelerin gerçekleşmesi de toplumdaki en büyük beklenti olan demokratikleşmenin önünü açacaktır. Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın.

Her parti özgürlük yasaları gibi hukuki düzenlemeler için mesai yapmalı

Komisyondan yasal düzenlemelerle ilgili tavsiye niteliğinde bir hazırlık çıkmasını bekliyoruz. Her siyasi parti kendi hazırlığını paylaşacak ve bu bir ortak çalışmaya dönüşüp bundan sonraki dönemde de Meclis Genel Kurulu'nun artık bu konuyla ilgili mesai yapmasını bekliyoruz. Hatta Meclis'teki tüm ilgili komisyonlar, barış yasaları, demokratik entegrasyon yasaları, nasıl bir toplumsal bütünleşme, demokratikleşme önündeki engellerin kaldırılması, özgürlük yasaları gibi hukuki düzenlemeler için mesai yapmalı. Ve tüm siyasi partiler de bu konuda açık bir biçimde pozisyon almalıdır.

11'inci Yargı Paketi'nde, dikkat çekmemiz gereken pek çok başlık var

Şimdi 11'inci Yargı Paketi'nde, dikkat çekmemiz gereken pek çok başlık var. Arkadaşlarımız zaten bu konuyla ilgili Meclis'te de günlerdir partimizin görüşünü ifade ediyorlar. Erişim engeli var. Bant daraltma düzenlemeleri var. Yani ilk bakışta ihlal gördüğünde erişim engeli getirebilecek ve bu kararlara uymayan platformlara bant daraltma yaptırımları uygulanacak. Bunlar yıllardır tartışılıyor ve biz yıllardır şunu söylüyoruz; düşünce ve ifade özgürlüğünün alanı genişletilmeli, daraltılmamalı. Yani  daraltmak için gerekçeler bulmak yerine illa gerekçe aranıyorsa bu hukuki düzenlemelerde düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğünün önündeki engelleri kaldıran, demokratik siyaset alanını genişleten, düşünce özgürlüğünün alanını genişleten, düzenlemeler yapılmalı.

Kimlerin sırtının sıvazlandığını iyi biliyoruz 

Bir başka önemli konu ise bütçe görüşmeleri, önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesine başlanacak. Bütçe görüşmelerinde sıkça vurguladık ve Plan Bütçe Komisyonu boyunca hemen her gün orada muhalefetimizi en güçlü biçimde ifade ettik. Biz 2026 yılı bütçesinin işçinin, emeklinin, asgari ücretinin, gençlerin, kadınların, çocukların, açlık sınırı altında hayatta tutunmaya çalışanların bütçesi olmadığını gayet iyi biliyoruz. Kimlerin sırtının sıvazlandığını da gayet iyi biliyoruz. 2026 bütçesinin 2025 bütçesinden hiçbir farkı olmadığı gibi 2026 bütçesi bu ülkenin derinleşen yoksulluğuna çare üretmiyor.

DEM Parti olarak talebimiz İlham Ahmed’in bu konferansa katılabilmesidir

Biliyorsunuz Uluslararası Barış ve Demokrasi Konferansımız olacak. Dış İlişkiler Komisyonumuz başta olmak üzere pek çok komisyonumuz ortak bir şekilde çalışıyor. Uluslararası pek çok konuğun davetli olduğu bir konferans gerçekleştireceğiz ve İlham Ahmed'de bu konuklardan biriydi. Fakat İlham Ehmed üzerinden tartışma açıldı. Gelecek mi, gelmeyecek mi tartışması var. Bu henüz netleşmedi ancak bizim DEM Parti olarak talebimiz İlham Ahmed'in bu konferansa katılabilmesidir. Sayın Ehmed tıpkı Duhok'ta bir konferansa katılabildiği gibi İstanbul'da da bir konferansa katılabilmelidir. Fransa'da, Amerika'da konuşulan konular esas yerinde konuşulabilmelidir. Biz hukuki engel var denilerek ifade edilen durumun bir siyasi neden olduğunu gayet iyi biliyoruz. Oysa gelebilmelerine, konuşabilmemize ve yalnızca Sayın İlham Ehmed'in değil; Sayın Mazlum Êbdî'nin de gelmesi gerekir."