‘Demografik değişim politikalarına karşı harekete geçilmeli’
Efrin’e geri döneceklerine inanarak Şehba’daki Berxwedan Kampı’nda yaşayan Şehînaz Omar ile Zekiye Mihemed, Türk devletinin Efrin'de yürüttüğü demografik değişim politikalarına karşı insan hakları örgütlerinin harekete geçmesini istedi.
HESNA MİHEMED
Şehba- Türk devleti ve ona bağlı çetelerin, Efrin Kantonu'nu işgal etmeye başladığı 18 Mart 2018 tarihinden bu yana bölgenin demografik yapısını değiştirmeye yönelik politikaları sürüyor. ‘Sömürge evleri’ inşa eden Türk devleti, Efrinli olmayan aileler ile çeteleri bölgeye yerleştiriyor. Efrin halkının soykırıma maruz bırakıldığı Efrin’de, doğa ve tarih de tahrip ediliyor.
Efrin-Suriye İnsan Hakları Örgütü’nün raporuna göre; Efrin işgali sırasında Türk devleti Efrin’de 42'den fazla konut yaptı. Türk devleti, köy ve ilçelerde yaptığı binalar ve kamplar için, Kuveyt, Katar ve Filistinli Arap 48 dernekten yardım aldı.
‘Köy ve sokak isimlerini değiştirdiler’
Efrin’den Şehba'daki Berxwedan Kampına göç etmek zorunda bırakılan Efrinli Şehînaz Omar ile Zekiye Mihemed, Türk devletinin işgal politikalarına tepki gösterdi. Efrin’in demografik yapısının değiştirilmesine yönelik politikaların devam ettiğine dikkat çeken Şehînaz Omar, "İşgalci Türk devleti, insanları öldürme ve bölgenin demografisini değiştirme politikasını yürütüyor. Efrin'in tarihi, köy ve sokaklarının isimleri değiştirilip yerlerine Türkçe isimler konuluyor. Efrin'in doğası ve dağları tamamen yakılıp yok ediliyor” dedi.
‘Türk dili dayatılıyor’
Efrin’in doğasıyla tanındığını ancak şu an çöle dönmüş olduğunu vurgulayan Şehînaz Omar, “Efrin’in tarihini yok etme siyasetini net bir şekilde görebiliyoruz. Efrin Suriye’nin bir parçası ve şu an orada yaşayan Kürtlerin ve Suriyelilerin kimliği Türk dili dayatılarak yok edilmek isteniyor. Yaşanan bu duruma karşı dünyadaki tüm insan hakları örgütleri birleşmeli ve sorumluluklarını yerine getirmelidir” diye konuştu.
Zekiye Mihemed de Türk devletinin Efrin'de bölgenin kimliğini ve varlığını yok etmeye çalıştığını söyleyerek, "Şehba küçük bir alan olduğu için şu anda kamplarda yaşıyoruz, dolayısıyla kamplar Efrin'e dönüş umuduyla inşa edildi. İşgalci Türk devleti de Efrin’de kurduğu kamplara, Efrin dışından aileleri yerleştirerek, Arap ve Türk nüfusunu artırarak Kürt nüfusunun yok olmasını sağlamayı amaçlıyor” dedi.
Efrin’de kadınlara siyah ve uzun kıyafet giymeleri dayatılarak özgün kültürlerinden uzaklaştırılmaya çalışıldığını vurgulayan Zekiye Mihemed, “Efrin’de yüzyıllık meyve ağaçları da Erdoğan ve çeteleri tarafından kesilip yakılıyor” diye konuştu.