Cihatçı HTŞ’nin varlığı, Suriye’de iç savaş olasılığını arttırıyor
Suriye’de, cihatçı Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) Suriyeli halklara yönelik artan ihlalleri nedeniyle sosyal ve siyasi gerginlikler giderek tırmanıyor. Kadınlar iç savaşa karşı uyarıda bulunurken, birlik çağrısı yapıyor.

Haber Merkezi- Suriye, cihatçı Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) artan ihlalleri ve toplumsal-siyasal gerginliklerin etkisiyle yeni bir felaketin eşiğinde. Yıllardır süren savaşın ardından, 2024 sonunda cihatçı HTŞ’nin Suriye yönetimini ele geçirmesiyle birlikte ülkede kadınlara ve farklı toplumsal bileşenlere yönelik saldırılar arttı.
Bu çalkantılı gerçeklikte, devrime öncülük eden gençlerin ve kadınların rolü, ülkenin birliğini garanti altına alan, onu adalet ve barış temelleri üzerinde yeniden inşa eden kapsamlı bir diyaloğun sağlanmasında temel bir unsur olarak öne çıkıyor. Qamişlo’daki Demokratik Birlik Partisi (PYD) Örgütlenme Bürosu Eşbaşkanı Valentina Abdo, Suriye devrimini “kaçırılmış bir fırsat” olarak nitelendirerek “Devrim, yeni bir Suriye kurma şansıydı. Ancak dış güçler sürece müdahil oldu, stratejilerini dayattı ve en büyük kazanan onlar oldu. Oysa Suriye, çok kültürlü ve çok kimlikli yapısıyla birlikte yaşamadan var olamaz” dedi.
‘Suriye halkları gözetilmeden politikalar belirlendi’
Dış güçlerin Suriye’ye müdahale ederek, ülkenin yaşadığı krizden öncelikli olarak faydalanacakları bir yol haritası ve strateji belirlediklerini dile getiren Valentina Abdo, bu güçlerin her an güçlerini genişletmeye çalıştıklarını anlattı. Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye halkının kendi gerçekliği ile yüzleştiğini ifade eden Valentina Abdo, "Baas hükümeti her zaman Suriye halkına yük olan tek taraflılık ve baskı politikası uyguladı. Baas rejiminin çöküşüyle birlikte Suriye halkına demokratik ve adil bir yaşam umudu yeniden yeşerdi. Ancak gerçek farklıydı. İhlaller başladı, cinayetler ve yağmalar yaşandı, kadınlar ötekileştirildi ve halka yönelik saldırılar hesap sorulmadan devam etti. Hükümet, bu ihlallerin münferit vakalar olduğunu savunuyor" şeklinde konuştu.
İç savaş tehlikesi
Valentina Abdo, cihatçı Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) iktidara gelmesiyle Suriye'de devam eden kaosun ülkenin yıkımına yol açacağını ifade ederek şunları söyledi:
"Suriye halkı her gün korkunç cinayet, kaçırma, tecavüz ve hırsızlık sahneleriyle uyanıyor ve ülkede yaygın bir kaos yaratıyor. Geçici hükümetin kendi çıkarlarına değil, kapitalist devletlerin çıkarlarına hizmet ettiğini düşünüyorlar. Kararlarında halk katılımının olmaması, dış müdahaleye kapı açıyor ve Suriye krizini daha da karmaşık hale getiriyor. Bu durum, katliamlara ve Suriye'nin geriye gitmesine yol açabilecek yaygın bir iç savaşa yol açabilir."
‘Diyalog tek çözüm’
Birleşik bir Suriye inşa etmenin ve tek bir diyalog masasında buluşulmasının gerekliliğine işaret eden Valentina Abdo, şöyle devam etti:
"Devrimin başlangıcından bu yana, Özerk Yönetim, Suriyeliler arasında diyaloğun tek çözüm olduğuna dair kararlılığını teyit etti. Diyalog girişimleri oldu, ancak biz Suriyelilerin durumun ciddiyetini ve özellikle Suriye halkının kaderini belirleyecek bu dönemde birliğin önemini kabul etmemiz şart. Kadınlar ve gençler olarak çabalarımızı yoğunlaştırmak ve tüm Suriyeli taraflarla diyaloğa hazırlanmak bizim sorumluluğumuzdur. Çünkü Rojava'da devrime öncülük eden ve öncülük etmeye devam eden bizleriz. Mevcut durumu inceleyip değerlendirmeli, çözümler geliştirmeli, büyük bir iç savaşı önlemek ve krizi çözmek için görüşmeler yapmalıyız. Topraklarımızı devrimci halk savaşı ruhuyla korumalı ve her türlü tehdide karşı hazırlıklı olmalıyız. Topraklarımızı IŞİD paralı askerlerinden korumayı başardık ve devrimin kazanımlarını korumaya devam ediyoruz."
‘Kuzey ve Doğu Suriye halkı isyanla karşı karşıya’
Kuzey ve Doğu Suriye'nin Rakka şehrinde yaşayan Meryem İbrahim, Suriye'de, özellikle Şam, Süveyda ve Suriye sahil kentlerinde yaşanan ihlalleri insanlığa karşı ihlaller olarak nitelendirdi ve "Heyet Tahrir el-Şam çetelerinin Suriye'de iktidara gelmesinin ardından ülke mezhep çatışmalarının ve anlaşmazlıkların arenası haline geldi. Alevi ve Dürzi mezheplerine karşı çocuk ve yaşlı ayrımı gözetmeden işlenen katliam ve soykırımın ardından bir iç savaş patlak verdi. Buna, Suriye sahilindeki ormanların yakılmasıyla işlenen ihlaller de eklendi" dedi.
Suriye'de bir iç savaş çıkma olasılığından duyduğu endişeyi dile getiren Meryem İbrahim, " IŞİD'in bölgelerimizi kontrol ettiği dönemde ihlallere ve suçlara maruz kaldık. Ancak aramızdaki kültürel ve coğrafi farklılıklara rağmen, tüm Suriyeli topluluklara dayanışma ve destek duruşunda bulunduk. Bu, Suriye halkının bir olduğunun kanıtıdır ve bu suçları reddettiğimizi beyan ediyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye bölgeleri, birlikte yaşamayı esas alan Demokratik Ulus sistemine uygun bir güvenlik ve istikrar ortamı yaşıyor. Bu durum, yabancı güçleri bölgeyi dolaylı olarak hedef alarak ve IŞİD'i yeniden canlandırmaya çalışarak bu başarılı projeyi baltalamaya yöneltti."
‘Planları boşa çıkarıyoruz’
Uluslararası toplumun suç ve ihlallere kayıtsız kaldığını da sözlerine ekleyen Meryem İbrahim, "Uluslararası toplum ihlaller konusunda sessiz kalmayı tercih etti. Bu durum, aynı zamanda cihatçı Heyet Tahrir el-Şam’a bu katliamları gerçekleştirmeleri, bu tırmanışı kışkırtmaları, körüklemeleri ve sürdürmeleri için yeşil ışık yakıldığını gösteriyor" dedi. Meryem İbrahim, "Suriye halkına karşı planlanan tüm mezhepsel çatışmalara karşı koymak ve bölge halkına son gelişmeleri ve çatışmanın kışkırtılmasının ardındaki nedenleri açıklamak için toplantılar düzenleyerek kendimizi korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Bunu yaparken, bu çatışmalara, nefret söylemlerine ve ayrımcılığa kapılmamak gerektiği konusunda farkındalık yaratıyor ve Suriye halkına karşı geliştirilen bu planları boşa çıkarıyoruz” şeklinde konuştu.
‘Ortak bir duruş sergilenmeli’
İç savaşın önlenmesinde kadınların ve gençlerin rolünün önemini vurgulayan Meryem İbrahim, “Gençler ve kadınlar toplumun omurgası ve onu korumanın vazgeçilmez bir parçasıdır. Bölgeyi mezhep çatışmalarından korumada en büyük sorumluluk onlara aittir. Suriye genelinde barışın hakim olmasını istiyoruz. Kanlı savaşlardan bıktık. Suriye toplumunun tüm bileşenleri bu senaryoyu önlemek için birleşmeli, güvenliği istikrarsızlaştırmayı ve Suriye'yi bir iç savaşa sürüklemeyi amaçlayan planları engellemek için ortak bir duruş sergilemelidir” dedi.